Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara'da medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelerek, soruları cevapladı.

Bakan Bozdağ, hakaret suçlarında cezai yaptırımın siyasi yasakla bağının kesilmesine ilişkin değerlendirmeler sorulması üzerine, cezasızlık algısını ortadan kaldırmak amacıyla yürüttükleri bir çalışma olduğunu söyledi.

Bozdağ, "Ceza miktarı düşük olan suçlarda farklı bir yöntem belirledik; çünkü miktar çok düşük. 'Hakaret' bir suç, cezası da var; ama yatarı yok. Cezası düşük suçlar işlendiğinde caydırıcı bir yaptırımla karşılaşılmadığında daha nitelikli bir suçla karşı karşıya kalınıyor. Hakaret de bu açıdan değerlendirilecek konulardan bir tanesi ve diğer bazı suçlar da bu açıdan değerlendirilecek" dedi.

'SİYASİ YASAĞI ANAYASA KOYUYOR'

Bozdağ, 'taksirli suçlar hariç toplam 1 yıl veya daha fazla hapis cezası alan kişi milletvekili olamaz' şeklindeki Anayasa'nın 76'ncı maddesini hatırlatarak, şöyle konuştu:

*Siyasi yasağı Anayasa koyuyor, kanun koymuyor. Anayasa koyduğu için 'hakaret' suçu cezası 1 yıl olduğu zaman siyasi yasağı Anayasa koyuyor. Hakim sadece Anayasa’nın bu hükmünün kararını yazıyor. Farz edin yazmadı hakim, uygulanmayacak mı? Yine uygulanır.

*Çünkü o, hakimin yazmasına bağlı bir sonuç değil. Hakimlerin hiçbiri kendisinden kanunda yazmayan Anayasa’nın emretmediği bir şeyi kararına yazamaz.

*Bu 'cezasızlık' algısını ortadan kaldırmak için atacağımız adımın Türkiye'de pek çok tartışmayı sona erdireceğine de ben inanıyorum. Çalışma sürüyor. Dünyayı da inceliyoruz. Şu anda aldığımız veriler çok güzel. Bu konuda bir bilim komisyonu kurduk. Komisyon çalışıyor.

'YAPMAMIZ GEREKEN KARARA SAYGI DUYMAKTIR'

Bakan Bozdağ, HDP'nin kapatılması davasıyla ilgili sorular üzerine, yargı sürecinin devam ettiğini belirterek, "Mahkemenin kararı her ne yönde olursa olsun bizim yapmamız gereken o karara saygı duymaktır. Bundan daha fazla söylememiz de yanlış olur" diye konuştu.

Bakan Bozdağ, cezaevlerinde yönetmelik değişikliğine gittiklerini belirterek, "Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin özel olarak kullandıkları araç, gereç ve malzemenin elektrik ücretini mesken tarifesi üzerinden onlardan biz tahsil edeceğiz. Ama bakanlık olarak ilgili yere yine ticari tarifeden ödemesini biz yapacağız. Bundan sonra elektrik ücretleri ne olursa olsun hepsi mesken tarifesine tabi olacaktır" ifadelerini kullandı.

'İADE TALEPLERİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Bakan Bozdağ, İsveç ve Finlandiya'dan örgüt mensuplarını iade taleplerine ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi:

*Özellikle Amerika ve Avrupa Konseyi ülkeleri, Avrupa Birliği ülkeleri FETÖ, PKK, DHKP/C ne kadar terör örgütü varsa bunlardan Türkiye’nin iadesini istediği kişilerin bu güne kadar bize doğrudan iadesi söz konusu değil. Bunları özel olarak bu ülkeler himaye ediyorlar.

*Hiçbir ülkede yargı dış politikayı belirlemez. O yüzden de siyasi irade bunu verme taraftarı olmadığı için topu yargıya atıyor. Biz Amerika’ya şunu da söyledik; 'FETÖ ele başı başta olmak üzere diğerlerinin dosyalarını siz gönderin yargıya.' Amerika bir tanesinin dosyasını yargıya dahi bizim talebimize rağmen göndermedi.

*FETÖ ile ilgili bizim gönderdiğimiz dosyalar delil bakımından en kuvvetli dosyalar. Buna rağmen iade yapılmıyor. Yani burada çok açık bir şekilde ülkelerin bu konuda himayesi var.

*Biz bunu görüyoruz. Ona göre de politikaları üretiyoruz. Israrlı bir şekilde Türkiye bu iade taleplerini somuta dönüştürüp, bunların iadesini sağlamaya devam edecektir. Onlar reddetti diye biz vazgeçmedik, vazgeçmeyiz" dedi.

'CHP GENEL MERKEZİNDEN HAKİM Mİ BULACAĞIZ'

Bozdağ, kamuoyunun takip ettiği davalarda iktidarın yargıya müdahale ettiği eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mahkum edildiği davayı hatırlatarak, "Hakimi kim değiştirmiş? Adalet Bakanı'nı mı değiştirmiş? Hakimi Hakimler ve Savcılar Kurulu 1'inci Dairesi değiştiriyor. Bizim bir alakamız yok. Siyasetle irtibatlandı. Bu hakimi Sayın İmamoğlu ve avukatları reddettiler; 'bize karşı tarafsız değil' diye. Üç defa reddedildi, itiraza götürdüler. Şimdi kendi reddettikleri, 'tarafsız değil' dedikleri hakimi göklere çıkarıyorlar. Ondan sonra yerine gelen hakim karar verdiğinde de ona da yapmadıkları hakareti, yapmadıkları saygısızlığı bırakmıyorlar. Bu hakimi de reddettiler. Ne yapacağız? CHP Genel Merkezi'nden hakim mi bulacağız? Böyle şey mi olur? Hakimler bu milletin hakimleridir. Kanunları uyguladı diye linç edilen bir hakimi görüyoruz. Bunu biz kabul edemeyiz" dedi.

'HER YÖNÜYLE AYDINLATILACAKTIR'

Bakan Bozdağ, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili soruşturmaya ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi:

*Şu ana kadar 13 kişi hakkında tutuklama kararı verildi ve tutuklandılar. 3 kişi hakkında adli kontrol kararı verildi. 1 kişi aranıyor. İnşallah yakın bir zamanda o da kolluk güçlerimiz tarafından yakalanıp adalete teslim edilecek.

*Bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk güçleri büyük bir titizlik ve itinayla soruşturmayı yürütmektedir. Kısa süre içerisinde soruşturmayla ilgili adı geçenlerin tamamına ulaşıldı. Biri de ismi tespit edildi. Bu konu bütün boyutlarıyla soruşturuluyor. Karanlıkta kalan hiçbir yön olmayacaktır. Ve konu her yönüyle aydınlatılacaktır.

*Bundan da kimsenin şüphesi olmamalıdır. Yargı işliyor. Meselenin üzerine ciddiyetle gidildiği çok açık ortada. Ama buna rağmen bu konu üzerinden de bir istismar siyaseti üretiliyor.

*Bu da fevkalade yanlış bir şey. Burada kolluğun yapması gerekip, veyahut da yargının yapması gerekip de yapmadığı bir şeyi kimse iddia edemez. Önümüzdeki günlerde de inşallah bu tetikçi olduğu iddia edilen kişi de yakalanıp adalete teslim edilecektir.

Bozdağ, şüphelinin yurt dışına kaçıp kaçmadığına yönelik soru üzerine, "Şu anda bir bilgi yok bu yönde elimizde. Ama resmi yollardan çıkması mümkün değil. Zaten tabii hakkında yakalama kararı olduğu için resmi yollardan çıktığına dair hiçbir veri yok. Ama kaçak yollardan çıkmış olabilir mi? Onunla ilgili de bir bilgi elimizde yok. O yüzden arama-tarama kolluk tarafından titizlikle yürütülüyor. Ben yakın bir zamanda kolluğun ona da ulaşacağına inanıyorum" dedi.

'SİVİL BİR DARBEDİR'

Bozdağ, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun ortak imza ile karar alınacağına ilişkin açıklamasıyla ilgili şöyle konuştu:

*Bu sistemsizlik önerisi. Sistem yok ortada. Çünkü bizim Anayasamızın 8’inci maddesi çok açık; 'yürütme yetkisi ve görevi Anayasa ve kanunlara göre Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır' diyor. 104’üncü madde de 'Cumhurbaşkanı, devletin başıdır, yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanına aittir.'

*Dolayısıyla Cumhurbaşkanına ait yetkileri başkalarının kullanmak istemesi ve 'kullanacağız, imzamız olmadan olmaz, protokole yazacağız' demesi bana darbecileri hatırlatıyor. 27 mayıs darbesinde Milli Birlik Komitesi vardı, 12 Eylül darbesinde Milli Güvenlik Konseyi vardı. 15 Temmuz darbe teşebbüsünde Yurtta Sulh Konseyi vardı.

*Şimdi bu bunlar darbecilerin 27 Mayıs’ta ve 12 Eylül'de yaptıklarını demokratik bir seçimle Cumhurbaşkanı adaylarına şimdiden kabul ettirmeye çalışıyorlar.

*Bu, Anayasa’nın yürütmeye ilişkin hükümlerinin, kısmen askıya alınmasıdır ve hükümetin görevinin başkaları tarafından Anayasaya aykırı, fiilen gasp edilmesidir. Ve o anayasayı ihlal olur ve sivil bir darbedir.

*Bu darbe teşebbüsü değil sivil darbe. Halkın yetki vermediği yetki kullanamaz. Millet bunlara itibar etmez.

'CUMHURBAŞKANIMIZIN ADAYLIĞI HAKKI'

Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı üzerinden yapılan tartışmalarla ilgili şu yanıtı verdi:

*Bunlar hukuk uydurmaya çalışıyorlar. Ya böyle bir şey yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığı Anayasa'ya da, yasalara da uygundur. Aday konusunda hukuken herhangi bir şüphe yoktur. Adaylık Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanımızın anayasal hakkıdır.

*Siz yürürlüğünü 2018’de başlatan Anayasa hükmüne rağmen 'geçmiştekinin adı da Cumhurbaşkanıydı, o da iki defa seçiliyordu, sizin bu yeni hakkınızı geçmişteki hakkınızdan mahsup ederiz' diyen bir yorum yapılıyor. Bu kabul edilemez. Hiçbir hak bir defa geçmişte kullanıldı diye mahsup edilemez.

*Herkesin Cumhurbaşkanımızın adaylığını tartışma konusu yapmayı bırakıp önüne bakması lazım. Boş yere orada enerji harcamalarına hacet yok. Engelleyecekleri bir şey yok. Çünkü Anayasa açık. Yasa açık. Anayasa Mahkemesi kararı açık. Burada herhangi bir Anayasa’ya aykırılık kesinlikle söz konusu değil. Cumhurbaşkanımızın adaylığı hakkıdır.

*2028’i düşünsünler onlar. Bunu da yanlış anladılar. Yani 2028’de biliyorsunuz parlamento karar alırsa Cumhurbaşkanı 3'üncü defa da aday oluyor, 4'üncü defa da aday olma hakkı var. Ama parlamento karar almadığı takdirde 2 ile sınırlamışlar.

'COVİD İZNİNİ KALICI HALE GETİRME DÜŞÜNCEMİZ YOK'

Bozdağ, hükümlülerin Covid-19 izinleri ile ilgili, "Covid iznini kalıcı hale getirme gibi bir düşüncemiz yok. 31 Temmuz'da bakacağız şartlara. Eğer Covid'le ilgili durum varsa ona göre bir değerlendirme yapacağız. Ama şu anda da Covid'le ilgili durum oldukça olumlu bir duruma doğru seyrediyor. Bizim öngörümüz bu alanda yeni bir uzatma yönünde değil" dedi.

'2 KİŞİ HAKKINDA RAPOR ÇIKTI'

Bakan Bozdağ, cezaevlerinde yaşı ilerlemiş ve hasta hükümlülerle ilgili yönetmeliğe ilişkin soru üzerine, "Biz genelgemizi güncelledik. Adli Tıp Kurumu sadece sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali olup olmadığına dair teşhis ve tespit yapacak. Derecesini de yazmayacak. 'Kocama vardır' o kadar, 'sakatlık vardır' o kadar, 'sürekli hastalık vardır' o kadar. Onun dışında geri kalan konu Cumhurbaşkanının takdirine aittir. Onu affeder etmez, veyahut cezasını azaltır azaltmaz onun takdirinde. Bundan sonraki süreçlerle ilgili konu devam edecek" diye konuştu.

Bozdağ, cezaevinde bulunan Kenan Deniz ve İlhan Kılıç'la ilgili bu raporların çıktığını belirterek, "Bunların kocama haline ilişkin raporları adli tıptan çıkmış durumda. Bu süreç devam ediyor. Tabii o Ceza İşlerine gelecek, Ceza İşlerinden Cumhurbaşkanına iletilecek, süreç işliyor" dedi.

'ÇOCUKLARIN İHTİYAÇLARINI DEVLET KARŞILAYACAK'

Bozdağ, cezaevinde annelerinin yanında kalmak zorunda olan çocuklarla ilgili de yeni karar aldıklarını belirterek, "Bunların A'dan Z'ye bütün ihtiyaçları devlet tarafından karşılanacak. Bundan sonra çocuklarla ilgili ne varsa tamamı devlet tarafından karşılanacak" dedi. (DHA)