7 Ekim 2023 gününü birçok yorumcu 11 Eylül 2001 gününe benzetir.

“Gerçekten benziyor muydu?”

Bunu anlayabilmek için önce 11 Eylül 2001 gününde olanları ve sonrasını anımsamak gerek.

O gün ne olmuştu?

Usame Bin Ladin’in yönettiği El Kaide’ye mensup 19 terörist dört yolcu uçağını kaçırmıştı.

Uçaklardan ikisi Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerine çarptı.

Üçüncü uçağın hedefi ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’du.

Son uçak Pentagon’a çarpan uçak gibi Washington’da bir Federal Hükümet binasına çarpacaktı ama yolcu isyanı sonucunda çıkan bir arbedenin ardından uçak bir tarlaya düştü.

Büyük bölümü Dünya Ticaret Merkezi’nde olmak üzere 2 bin 998 kişi öldü.

“CIA uyudu mu?”, “Bu kadar terörist ABD’de bu kadar süre hazırlık yapmış, pilotluk eğitimi almış, bu nasıl fark edilmedi” gibi sorular soruldu.

Ancak ABD’nin “şahin” hükümeti bütün bu tartışmalara kulak asmayıp hemen “intikam” moduna geçti.

★★★

İlk fırsatta El Kaide’ye ev sahipliği yaptığı ileri sürülen Afganistan hedef alındı.

Ardından sahte delillerle “kitle imha silahları” bahane edilip Irak hedef alındı.

ABD ordusu 2003 yılında da Irak’ı işgal etti.

11 Eylül saldırılarından sonraki iki yıl boyunca ABD her türlü kötülüğü körükledi.

“Güvenlik” her şeyin başı haline geldi.

Uçaklara sıvı alınmaması, bilgisayarların X-ray’den geçirilmesi, detaylı aramalar gibi güvenlik önlemleri hayatımıza 11 Eylül’ün armağanı oldu.

ABD istihbaratı ve ordusu “gelişmiş sorgulama taktikleri” adını verdiği bir programla işkenceyi meşru hale getirdi.

El Kaide üyelerinin getirildiği Küba Adasındaki Guantanamo üssünde ve Irak’taki Ebu Garib Cezaevi’nde yapılan işkenceler dünya tarihine geçti.

ABD bunlarla da yetinmeyip İslam Karşıtlığı ve yabancı düşmanlığını bütün dünyada had safhaya çıkaracak politikalar izledi.

El Kaide’den sonra peydahlanan IŞİD’e ve Suriye’de başlatılan iç savaşa girmiyorum dahi...

★★★

Neticede El Kaide 11 Eylül’de Pandora’nın Kutusu’nu açmıştı.

7 Ekim 2023 günü ise Hamas “Aksa Tufanı”yla benzer bir eylem yaptı.

4 bin 200 roket Gazze’den İsrail’e fırlatıldı. Çok sayıda Hamas militanı motosikletlerle, paramotorlarla İsrail’e sızdı.

Hiçbir şeyden habersiz dans eden siviller hedef alındı. Hamas’ın saldırılarında çoğu sivil yaklaşık 900 İsrailli öldü.

Aynı 11 Eylül’dekine benzer sorular sorulmaya başlandı:

“Mossad uyuyor mu?”, “İsrail’in yere göğe sığdıramadığı Demir Kubbe fos mu çıktı?”, “İsrail Ordusu sınıfta mı kaldı?”

Tıpkı 2001’deki şahin Amerikan hükümeti gibi “şahin” İsrail hükümeti de bu sorulara ve yanıtlarına çok takılmadan “intikam” moduna geçti.

İsrail Ordusu dört bir koldan Gazze’ye saldırmaya başladı.

Gazze dört gündür yerle bir ediliyor. Yakında tanklar girerse ve kara savaşı başlarsa kimse şaşırmayacak.

★★★

Geçmişte ABD’nin Afganistan ve Irak operasyonlarını izler gibi bugünlerde İsrail’in Gazze operasyonlarını, Gazze’nin yanışını canlı canlı izliyoruz.

Ancak geçmişte İsrail Gazze’ye operasyon düzenlediğinde birçok vicdanlı yabancı İsrail’e en azından “saldırıları durdur” çağrısı yaparken, bugün Hamas herkesin gözü önünde saldırıları başlattığı ve yüzlerce sivili katlettiği için kimse aynı tavrı sergileyemiyor.

Geçmişte uluslararası camiada “İsrail de Gazze’de sivilleri katletmişti” gibi bir cümle kurmaya kalksanız, geçmişte “haklısınız” gibi destek cümleleri işitebilirdiniz. Ancak 7 Ekim’den sonra durum değişti ve herkes İsrail yanlısına dönüştü.

Türkiye gibi her durumda Filistin halkının yanında duran ülkeler dahi İsrail’i engellemeye çalışırken Hamas’ın yaptıklarına kayıtsız kalamaz hale geldi.

★★★

İsrail, gelen uluslararası desteğin gazıyla işi o kadar ileriye götürdü ki geçmişte tek bir İsrailli esir asker için elindeki binlerce Filistinliyi bırakırken, bugün “Operasyonlar İsrailli esirlerin ölmesi pahasına sürecek” noktasına geldi.

Hamas’ın stratejik akıldan yoksun olduğunu ve Aksa Tufanı’nın asıl mimarının İran olduğunu görmemek için saf olmak gerek.

Aksa Tufanı, İran için İsrail’e karşı bir zafer olabilir ve yanına kar kalabilir.

Ancak aynı Aksa Tufanı Filistin halkı için var olan bir kabusu kalıcı hale getirecek bir başlangıca dönüşmüş gibi görünüyor.

Unutmayın ki eğer sonunda siviller ölmüşse hiçbir zafer temiz değildir ve sivillerin öldürüldüğü hiçbir savaş haklı olamaz!