Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2013 yılında göl havzası ve fay hattı üzerine kuruldu.

Sağlık sendikasının itirazına rağmen iktidarla ilişkili bir ailenin oteli, AVM’si ve toplu konutu para etsin diye bu araziye konduruldu. Yer altından geçen enerji hattı yağmur yağdığında su baskınına uğruyor ve sürekli arızalanıyordu.

6 Şubat’ta elektrik hattı kesildi.

Jeneratör devreye girmedi.

Yoğun bakımdaki 80 hasta oksijensiz kalarak hayatını kaybetti.

Hastanenin şehir merkezindeki ek binası ise 2012’de verilen “Depreme dayanıklı değildir” raporuna rağmen güçlendirilmedi.

“Ödenek yok” denildi.

Depremin gelmesi beklendi.

O gün sekizi hemşire 72 kişi can verdi.

DOĞRAMACI’DAN İTİRAF: DUVARLAR EĞİLMİŞTİ

Toplam 152 kişinin canını alan bu felaket, kamu görevlilerinin kasıt aşamasına ulaşan ihmali ve sorumsuzluğuyla açıklanabilir ancak.

Nitekim Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Ekim 2021-Ekim 2022 arasında başhekimlik yapan Prof. Dr. Yunus Doğramacı, geçen 23 Mart’ta bana yaptığı özel açıklamada yıkımın bağıra çağıra geldiğini itiraf etti.

Doğramacı, ek bina için şöyle dedi:

“Duvarların eğildiğini gördüm. Fotoğraf çekip Sağlık Müdürlüğü’ne attım. Her cuma toplantı yapardık. Dedim ki: ‘Duvarlarda bombeleşme var, duvarlar eğilmiş. Depreme dayanıksız. Uzmanlar gelip değerlendirsin. Benim görüşüm, depreme dayanıklı yeni hastane yapmak.’ Yazdım Sağlık Müdürlüğü’ne. Cevap gelmeyince tekrar yazdık. Üç-dört defa tekrarladık. Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat, ‘Bu göreviniz değil. Tepki çeker. Esnaf var. Siyasetçiler var. Kapatırsak sıkıntı olur’ dedi. Dedim, ‘Vicdan azabı çekerim birisi ölürse.’ Beşinci yazımdan sonra bakanlığa yazıyor. Onlar diyor ki ‘Bütçemiz yok.”

Doğramacı, söyleşimizde, ana binadaki ‘bus-bar’ denilen enerji hattının sürekli kesildiğini kaydetti. “Fay hattının, (yer) altından geçtiğini ve dayanıksız olduğunu herkes söylüyordu” diye de ekledi. Bus-bar sulak araziye uygun olmadığı için Sağlık Müdürlüğü’ne yazı yazdığını, ancak Hambolat tarafından geri çevrildiğini ifade etti.

Doğramacı:

“Şöyle yazdım: ‘Burası sel bölgesi. Sel basar, jeneratör devre dışı kalırsa millet yoğun bakımda ölür. Sorumlusu ben olurum.’ Dediler ki, ‘Önlem aldık, dalgıç pompaları.’ Dedim, ‘Yetmez.’ Dediler ki ‘Bütçe yok.”

Kim dedi?

Doğramacı’ya göre Hambolat!

Doğramacı depremden sonra karşılaştığı Hambolat’ın “Bus-bar kırıldı, jeneratör devre dışı kaldı. Kurtarabildiğiniz kadar insanı kurtardık, ölenler de oldu” dediğini söyledi.

Doğramacı’ya göre bu felaket önlenebilirdi.

Doğramacı:

“Hastane kapatılsa ve depreme dayanıklı yapılsaydı bu insanlar ölmezdi. Herkes biliyor. Yeni hastanede jeneratörler devreye girse hastalar kurtulurdu.”

YAKALAMA KARARI UYGULANMADI

Doğramacı’nın tanıklarını içeren bu söyleşi, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, ek binada 72 kişinin ölmesine ilişkin soruşturmada kanıt sayıldı.

Hambolat ve Doğramacı’nın şüpheli olarak ifadelerinin alınması için yakalama kararı çıkarıldı.

Ne olduysa...

Dosyaya bir el değdi.

Yakalama işlemi yerine getirilmedi.

Doğramacı’nın hukuki statüsü tanığa çevrildi.

4 Nisan’da emniyete gönderilen yazıda, “Doğramacı’nın tanık beyanlarına başvurulması hayati öneme sahip olduğundan” hazır edilmesi istendi.

SAVCILIKTA ÇARK ETTİ

Doğramacı savcılıkta, bana anlattıklarını unuttu!

Ek binanın istinat duvarlarının eğilip bombeleştiğini savunan, Hambolat’ın “Burada esnaf var, siyasetçiler var, kapatırsak sıkıntı olur” dediğini anlatan başhekimden eser yoktu.

Ana binadaki bus-bar’ın, bina sulak araziye kurulduğu için sık sık arızalandığını söyleyen sanki o değildi.

Doğramacı, şu ifadeyi verdi:

“Çalıştığım süre zarfında yeni hastaneyle ilgili olarak herhangi bir şikayet duymadım. Hastanenin oldukça eski olması nedeniyle birtakım şikayetler duyardım. İl Sağlık Müdürü ve bakanlık yetkililerine iletirdim. Birkaç defa dilekçe yazdım. Olumsuz durum yaşamadım. Burada çalışan personeller mutlu ve huzurlu şekilde çalışırdı. Hatta merkezde olması sebebiyle tercih edilen bir hastaneydi. Depreme dayanıksız şekilde gördüğüm rapor, edindiğim bilgi ya da aldığım şikayet olmamıştır. Bildiklerim bunlardır.”

KİM KORUYOR?

Gerçekten bunlar mıdır?

Bir kudretli el, AK Parti’den milletvekili aday adayı olan eski İl Sağlık Müdürü Hambolat hakkındaki yakalama kararını uygulatmıyor.

Hambolat’ı kim koruyor?

İddia o ki, eczaneler zarar etmesin diye ek binayı taşıtmamıştı. Acaba eczanelerin AK Partili sahipleri mi Hambolat’ın arkasında duruyor?

Mustafa Kemal Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Doğramacı ya baskı altına kalarak ya da soruşturulmaktan korkarak, savcılıkta yalan ifade verdi ve suçluları akladı.

Herhalde “Ölen öldü” diye bakıyor...

“Koltuğumu kaybetmeyeyim” diye düşünüyor.

Çok yanılıyor.

Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki yıkımın örtülmesine ve sorumlularının yakayı kurtarmasına izin vermeyeceğim. Savcılık istediği takdirde Doğramacı ile yaptığımız söyleşinin ses kaydını teslim edeceğim.

Doğramacı’ya gelirsek:

Hocam, ben sana “Başhekim olamazsın” demedim...