MASA, bin bir özenle umutlu bir geleceğin habercisi olarak kurulmuştu. Birleştirici olacaktı ve hedefe ulaşacaktı. Halkın seçimlerde “Tayyip Erdoğan düzenini değiştirme ihtiyacı” büyümüştü. Masanın asıl hedefi bu değişimin siyasi yol göstericiliğini yapmaktı. Sorunlar dağ olmuş, yoksulların sayısı hızla artmakta ve ülke büyük depremin acıları içinde kıvranmaktaydı.

Masaya kafa attı.

Ayak çatırdadı.

Yerinden koptu.

Kafa darbesiyle masada çizikler, yarıklar oluştu ama kafayı atanın da anlı yarıldı, alın çatısı çatladı. Şimdiden tahmin etmek güç fakat kafayı atan hastanelik ve ardından da siyasi mevta olabilir.

Sevilen liderdi.

Çalışkandı.

Çoğunlukla kadınlar ona güveniyor, çarşıda, pazarda, mahalle aralarında rastladıklarında sorgusuz sualsiz sarılıyorlardı. Tarih doktorası yapmış bir politikacıydı. Geçmişte iz bırakan büyük savaşlar sırasında bir kuvvetin karşı tarafa geçmesiyle sonucun değiştiğini en iyi bilmesi gerekenlerden biriydi.

Niçin kafa attı?

Belli ki, zorlandı.

Partisinin kurmay kadrosunun baskısına dayanamadı. O kurmay kadrosu da gücünü partiye oy verenlerden alıyordu ama lider; “masanın kuruluş amacında birinci önceliği” unutmadan, baskıyı yönetebilmeliydi.

Yönetemedi.

Baskıya yenildi.

Masadan ayrıldı.

Tayyip Erdoğan Düzenini savunanlar ve yeniden çürümüş iktidarın devamı hayalini kuranlar, büyük ikramiye kazanmış gibi sevinip bayram ettiler.

★★★

2 hedef vardı.

Birinci Hedef:

Ne olursa olsun; “Tayyip Erdoğan’ın 21 yılda kurduğu keyfi ve demokrasi dışı harami (haydut) düzenden halk iradesiyle kurutulmak” esastı.

İkinci Hedef:

Partiyi seçimlerde mümkün olacak en yüksek oy oranına taşımak ve parti başkanını cumhurbaşkanı ya da başbakan seçtirmek. Her partinin ve her liderin “masanın birleştiriciliğinde” buluşup kenetlenmeleri ancak birinci hedefin gerçekleştirilmesi içindi. Asıl hedef parti başkanını Cumhurbaşkanı seçtirmek değildi. Asla; “birinci hedefin yerine ikinci hedef olan partiyi ve parti başkanını koymak” değildi. Masanın geride kalan 5 partisinin liderleri başlangıçta “Meral Akşener ve kadrosu ile birinci hedefe varılamayacağını” bilmesi gerekirdi. Bilemedilerse; seçime 80 gün kala masaya kafa atılmasını, ne yapıp edip, durdurmaları gerekirdi.

Kafayı atan:

Hastanelik.

Masayı kuran:

Hedef karıştırıcı.

Sonuç:

Döküntü.

★★★

Sonrası ne?

Göreceğiz.

Beşli Masa’nın lideri ve liderleri ne yapacak da; Tayyip Erdoğan’ın devlet imkanlarını kullanarak 21 yılda kurduğu keyfi, antidemokratik, baskıcı, yoksul çoğaltan, kriz üreten düzenini değiştirmeye karar vermiş yüzde 70’e yakın seçmen kitlesini, bölünüp parçalanmadan birlikte sandığa taşıyacak?

Hayat, devam ediyor.

Halk asla umutsuzluğa pirim tanımaz. Büyük bir seçmen kitlesi, değişime karar verdi. Deprem bölgesinden ve büyük kentlerin stadyumlarından “hükümet istifa” sesleri yükseliyor. Bu düzeni değiştirmeye karar vermiş olanların içinde İYİ Partinin seçmenleri de var ve onlar masaya kafa atılmasından hiç mutlu değiller.

Zor oyunu bozar.

Yeni çözüm aranır.

Her parti kendi başkanını ilk turda cumhurbaşkanı adayı olarak gösterir. İkinci tura en yüksek oyu alan kalacağına göre “seçilecek adayı” halk sandıkta belirlemiş olur. Seçilecek aday mı, doğal aday mı yapay tartışması da biter.

Masaya kafa atıldı.

Masa sallandı.

Ama hedef değişmedi.

Halk kararını verdi.

Düzeni değiştirecek.

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... Unutma

Depremden kütük kapma!


Bir “Afet Müdahale Planı” olduğu ortaya çıktı. 2014 yılında AFAD’ ın hazırladığı ve Cumhurbaşkanı’nın uygulansın diye imzaladığı bu planda; “yeni bir afet çok büyük olabilir...  Hayatını yitiren insan, yaralanan kişi sayısı, yıkılan bina, hasar gören ev, geçmiş depremlerden fazla olabilir. Kamu binaları, hastaneler, yollar, okullar bir büyük afetle yüz yüze gelebilir” uyarıları yer aldı. 9 yıl önce yapılan plana rağmen hiçbir önlemin alınmadığını, Kızılay’ın çiftlik, AFAD’ın partili yemliği yapıldığını gördük. Henüz hayatını yitirmişlerin bedenleri enkaz altındayken yeni konut temelleri atılmaya, inşaatlar da bilinen partili yandaş firmalara ihale edilmeye başlandı. Seçimin soncunu beklemediler. Depremin yarattığı maddi ve manevi zararı onarması için halkın kimi görevlendireceğini görmek istemediler. Depremden kütük kapma yarışını da görmüş olduk.