O Tek Adam gidecek.
Bu Tek adam gelecek.
Değişim bu değil.
Değer hükümleri.
İçten tavır alış.
Eğilimler, tercihler.
Yaşama sitili.
Zihniyet değişecek.
Ben gözlemliyorum; bizim toplumumuz köklü değişime karar verdi. Bu kararını 35 gün sonra sandıkta açıklayacak.
★★★
Yeni Meclis, Türkiye’yi yeni değerler; yüksek ahlak, yüksek çalışkanlık, yüksek adalet, yüksek verimlilik, yüksek demokrasi, yüksek dayanışma, yüksek özgürlük fakat en aza indirilmiş otoriterlik-tek adamlık ve yine en aza indirilmiş yoksulluk, işsizlik, enflasyon ile tanıştıracak. Benim gördüğüm seçmen vatandaşın çoğunluğu (yüzde 60) değişime etiyle- kanıyla değil ruhuyla, duygusuyla, hissiyle karar verdi; kararını seçim sandığında aklıyla ilan edecek.
Listeler hazırlandı.
İsimler açıklanıyor.
Farkında mısınız?
2 tip yarışıyor.
★★★
Yeni Zehra Teyze:
Zehra Canan, Ankara’da Mamak’ta oturuyor. Kredi çekerek ev aldı. Öğlene kadar aylık 1000 TL’ye temizlik görevlisi olarak çalışıyor. Öğleden sonra Ankara’nın Selanik Caddesi’nde kaldırım tezgahında göz nuru alın teri el örgüsü kendi ürettiği banyo lifi ve çorap satarak aile bütçesini denkleştiriyor.
İki çocuğu var.
Oğlu asgari ücretli.
Kızı üniversiteli.
“Ben özgür bir yurttaş mıyım yoksa kaval sesine giden koyun muyum?” sorusunu sorup bunu toplumla paylaştığı için TV haberlerinde ve telefondan telefona ulaştırılan video çekimlerinde günün çok izlenen, beğenileni oldu ve adını; “Ekonomist Teyze-Filozof Teyze” diye duyurdu.
Şöyle demişti:
“Son 20 yıl üretimde verimlilik getirilemedi… Yüksek faizle dış borç bulup kalkınmaya çalışmak çıkar yol olmadı… Makam aracı seviciliği hortladı…. Devlette israf, savurganlık, hısım akraba koruma zirve yaptı… Siyaset yolsuzluk ve haksızlık mesleği haline geldi… Zengin ile fakir arasında uçurum açıldı… Azınlıktan birileri trilyon liralar içinde yüzüyor… Çoğunluk da ucuz ekmek kuyruğunda bekleşiyor… Örgütlenin... Birleşin…”
Zehra Teyze!
Listeye girdi.
Muhalefet ittifakından milletvekili adayı oldu; “geçim sıkıntısı çeken tüm insanların Meclis’teki temsilcisi ben olacağım” dedi.
★★★
Eski Ayşe Abla:
Ayşe Böhürler, 21 yıllık iktidar partisi AKP’nin kurucuları arasında yer aldı. Gazete ve TV kanallarında hakkında çıkan şu tip haberlerle meşhur oldu: TRT Arapça için hazırladığı “İktisadiyat Programı” ile bölüm başına 8,500 TL, haftada 170.000 TL’ ve 9 ayda toplam 1.530.000 TL aldı. O yıl asgari ücret: 600 TL idi. Ayrıca bir tanıtım şirket de kurdu ve bu şirket de 1 günlük tanıtımda “Dünya Kadınlar Günü Tanıtım Programı” için 99.850 TL aldı. AKP’li Gaziantep Belediyesi’nden de “Gaziantep Mutfağı” tanıtım programı için ihaleye katılan tek firma Ayşe Abla’nın şirketi oldu. İhale bedeli 555.000 TL idi.
Ayşe Abla!
Listeye girdi.
İktidar ittifakından milletvekili adayı... 21 yıllık eski düzen, eski anlayış, eskide kalmış zihniyetle Türkiye’yi 5 yıl daha yönetecek kadronun içinde yer almayı seçti.
★★★
Bu 2 milletvekili adayı; yeni Zehra Teyze ile eski Ayşe Abla hangisi Meclis’te çoğunluğu alırsa Türkiye’de halkın karar verdiği ve çağın zorunlu kıldığı değişim ya olacak ya da Türkiye elektrikli otomobil ile savaş uçağı yapan Afganistan...
Adayın zihniyeti!
Dikkat istiyor!
Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!
Ecevit’in dirisine sövdüler ölüsünden seçim desteği bekliyorlar!
Ancak bir yeni parti kurup, onu iktidara taşımak ile lider olunuyor. Bülent Ecevit, DSP’yi kurup iktidara taşıyan bir liderdi. Oy vermezse bile seveni saygı duyanı çoktu. Başı türbanlı ilk kadın milletvekili Merve Kavakçı, Meclis’in açılışına ilk geldiği gün, bu giyisi Meclis İç Tüzüğüne uymadığı için Bülent Ecevit, “çıkarın bu kadını…” diye tepki göstermişti. Bu nedenle Bülent Ecevit sağken ona karşı çok ağır cümlelerle yüklenmişlerdi. Hatta şimdiki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yaşlanıp hasta düştüğü günlerde Bülent Ecevit’i “başbakanlıktan istifa edip gitmeye” çağıran kesintisiz ağır eleştirileri peş peşe sıralamıştı. Hepsi arşivde var, merak eden okuyabilir. Bugün Ecevit’in kurduğu parti DSP, belki muhalefet ittifakından yarım puanın da yarısı kadar oy koparır umuduyla iktidar ittifakına vidalandı. Bu omurgasız siyaset de geldi duvara dayandı.