Bir gurbetçi gözü ile Türkiye!

Tek Adam sistemi ülkeyi yoksulluğa sürükledi.

Hazin bir şey ama ne yazık ki, çalışanların yarısı asgari ücretli ve 11 bin 402 lira maaşla yaşama mücadelesi içindeler.

Milyonlarca emeklinin hali ise daha kötü… 7 bin 500 lira maaşla ölmemeye çalışıyorlar!

Ülkede artık ustası da çırağı da asgari ücret alıyor. Milyonlarca çalışanı asgari ücrette eşitlediler!

★★★

Almanya'da yaşayan gurbetçi Türklerden çok sayıda mesaj alıyorum. Münih'te oturan Bayram Gencer adlı değerli bir okurum mektup üstüne mektup yazıyor. Emekli olduğu için sanıyorum bol vakti var. Her mektubunda Türkiye hakkındaki görüşlerini ve üzüntülerini dile getiriyor.

Bayram Gencer bilgisayar ve internet kullanmıyor. Mektuplarını klasik posta ile gönderiyor, bu nedenle elime çok geç geçiyor.

Bayram Gencer'in yazdığı uzun mektuplardan bir özet yaptım.

Özetin de özeti olan bu yazı, Almanya'da yaşayan bir Türk'ün, Türkiye'ye bakış açısı hakkında önemli bir bilgi veriyor. Okuyalım:

★★★

“Duayen gazeteci Sayın Rahmi Turan ağabeyimiz… Yazılarınızın müdavimiyim (sürekli takipçisiyim).

‘Kurt Kanunu' başlıklı yazınız üzerine size bir mektup daha yazmaya karar verdim.

Çok şanslıyım ki, emekli olmama rağmen, Türkiye'de değil Almanya'da yaşıyorum!

Türkiye'de yakınlarım var. Bunlar AKP'nin demirbaş yandaşlarıydı. Ama bıçak kemiğe dayanınca, ister istemez arayış içine girdiler. CHP'ye yönlendirilmeleri -deveye hendek atlatmak kadar- zordu… Ben de İYİ Parti'ye oy verin dedim. Fakat Meral Hanım'ın kumar masası lâfları, pişmanlık tafrası, Meclis kürsüsünden mermi atması ve sözde rüştünü ispat gibi iddiaları sonrasında, mecburen AKP'ye döndüler!

Meral Hanım millete kurtulacağı umudu aşılamıştı, maalesef hepimizi yanılttı, bu umudu bitirdi!

Toplumsal bilincin yerleşmediği Türkiye'de, çaresizliğin tavan yapmış olması bile iktidarı fazla etkilemiyor.

Olur ya, günün birinde siyasi iktidar değişse bile sonuç değişmeyecek. Siyasi, sosyal, ekonomik sorunlar kronik hale gelerek devam edecek.

CHP'de değişim olur mu? Görürsem söylerim! Bence umutsuz vaka!

Bana gelince… Yıllarca memleket hasreti ile yaşadım. Emekli olunca yurduma döner, hayatımı orada sürdürürüm diye düşünüyordum ama şimdi emekli olmama rağmen Türkiye'de yaşamadığım için çok şanslıyım diyorum. Almanya'da rahatım, huzurluyum, aldığım emekli maaşım iyi. Neden döneyim? Ülkede had safhada olan kutuplaşmanın içine neden gireyim?

Türkiye'de iyiye gidiş beklentileri sanırım başka baharlara kaldı!”

Kurultay'da Kılıçdaroğlu ne derse, ne isterse o olur!

Müteveffa Başbakan Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit'in en güvendiği siyasetçilerden biri olan eski İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız'ın, CHP'li iki başkan adayı Özgür Özel ve Örsan Öymen'e şans tanımadığını daha önce yazmıştım.

Süleyman Yağız “Partilerde genel başkanlık seçimleri çok önemli ve heyecanlıdır ama seçilecek kişi de hemen hemen önceden bellidir” diyerek buna şöyle bir açıklık getirdi:

“Rakibi kim olursa olsun, ya mevcut genel başkan seçilir, ya da onun işaret ettiği, uzlaştığı aday seçilir. Çünkü seçimler, parti genel merkezleri tarafından hazırlanır ve yönetilir. Başkanlık Divanı üyeleri bile Genel Merkez tarafından belirlenir.

Kasım ayındaki kurultayda da aynı şey olacaktır. Ya mevcut Genel Başkan Kılıçdaroğlu kazanacaktır, ya da onun onay verdiği, uzlaştığı aday kazanacaktır. Bu da muhtemelen Özgür Özel olacaktır. Ama uzlaşma yoksa Özgür Özel'in hiç şansı olmaz.

Kurultayların nasıl hazırlandığını bildiğim için böyle bir değerlendirme yapıyorum. Şunu da eklemeliyim: Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel arasında bir uzlaşma olduğunu ya da olacağını düşünüyorum.”

GÜNÜN SÖZÜ

Zamanı gelmiş bir fikre karşı koymak imkânsızdır!

Loading...