Taşlı-sopalı saldırılardan, montajlanmış çirkin bel altı videolardan, iftira dolu kampanyalardan sonra beklenen gün geldi.

YARIN kader günümüz...

Umutla, heyecanla sandık başına gideceğiz.

Bütün millet kalp çarpıntıları içinde bekliyor.

İnanıyorum ki;

Yarın bir şeyler olacak...

★★★

Okurlarımdan Kâzım Üçok “Bülent Ecevit’in ‘Yarın’ başlıklı dizelerinden esinlenerek uzun bir şiir yazmış... Güzel şiirin bir kıtası şöyle:

“Göğün mavisinden,

Rüzgârın esişinden,

Meydanların sesinden belli,

Bir şeyler olacak yarın!”

★★★

İktidarda ne yazık ki, sadece nefret dili var.

İnsanları birbirine düşüren kin, nefret, baskı, hakaret dolu, öfkeli, sinirli, haşin söylemlerden sanıyorum herkes bıktı!

Seçime değil, savaşa gidiyoruz sanki!

Nedir bu kızgınlık, bu hırs? Kaybetme endişesi mi yoksa?

Ülkede yokluk ve yoksulluğun devamını isteyen olabilir mi?

Çarşı-pazarda fiyatların şaha kalkmasının sorumlusu kimdir?

Türk ulusu bugün, dünden daha fakirse, sebebi ülkeyi yönetemeyen iktidardır.

Çekilen bunca derde, krize, yokluğa, pahalılığa rağmen vatandaştan hâlâ nasıl oy isteyebiliyorlar, şaşırmamak mümkün değil!

★★★

Yarın çok iyi düşünerek sağlıklı, doğru karar vermemiz gerekiyor.

Kuran-ı Kerim’in 700 yerinde emredildiği gibi aklımızı iyi kullanmalı, partileri ve Cumhurbaşkanı adaylarını vicdanımızın terazisinde tartmalıyız.

Kime ve neye oy vereceğiz?

- Geri kalmışlığa, açlık ve yokluğa mı?

- Gelişmiş, zengin, tok bir ulus olmaya mı?

Bunlardan hangisini tercih edeceğiz?

Kurtuluş mührü bizim elimizde.

Muharrem İnce olayı!


Muharrem İnce’nin seçimlere üç gün kala Cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesi çok önemli bir karardır ama pek öyle vatanseverlik değildir.

Eğer öyle olsaydı, yumurtanın kapıya gelmesini beklemez, birçok yurtseverin kendisine yaptığı çağrılara uyarak aylar önce istifa ederdi.

Adaylıktan çekilmesinden daha bir gün önce seçim meydanında “Ben niye çekileyim? Kılıçdaroğlu çekilsin, ben kazanayım!” diye nutuk atıyordu.

Bu nedenle, Muharrem İnce’nin bir gün sonra “Memleketim için adaylıktan çekiliyorum. Benim tek derdim Türkiye” şeklindeki açıklaması bana inandırıcı gelmedi.

Derdi Türkiye olsa, bu işe hiç girmezdi.

Herkes biliyor ki, istifanın en önemli iki sebebi var:

1) İnce’nin oy oranının, Sinan Oğan’ın oylarının bile çok gerisine düşmesi, kazanma şansının sıfırın altında olması...

2) Montajlanmış görüntülerin, sahte belgelerin ve çirkin saldırıların onu çok etkilemesi...

★★★

İnce, çekilme kararını açıklarken, bunu Kılıçdaroğlu’nu desteklemek için yaptığını söylemedi. Tam tersine sert sözlerinin hedefinde CHP ve Kılıçdaroğlu vardı.

İnce “Kaybettiklerinde suçu bana yüklemesiler.” diyerek seçimde Kılıçdaroğlu’nu olumsuz etkileyebilecek ifadeleri sanırım bilerek ve isteyerek kullandı.

Öyle veya böyle İnce’nin adaylıktan çekilmesi iyi oldu ama çok geç oldu!

Bunu bir ay önce yapsa siyasi kahraman olur, politikada onu iyi bir gelecek beklerdi. Fakat o kendisini çok büyük görerek bunu yapmadı ve iyice yıprandı.

Bundan sonra İnce’nin siyasette güven sağlaması çok zordur!

TEBBESSÜM

“Deli misin sen?”


Temel, arkadaşı Dursun’a:

“Bu seçimden sonra Tek Adam sistemi bitecek, parlamenter sisteme gireceğiz!” demiş.

Dursun “Evet, öyle olacak.” deyince Temel kariyer planını açıklamış:

“Parlamenter sistemde ben ‘başbakan adayı’ olmayı düşünüyorum.”

Dursun şaşırarak “Deli misin sen?” diye bağırınca Temel sormuş:

“Başbakan olmak için delilik şart midur?”

GÜNÜN SÖZÜ


Akıl körelip, ihtiraslar artınca şeytana gün doğar!