Bir iktidar düşünün... Ülkeyi 21 yıldır pahalılık, yoksulluk, yasaklar altında yaşatıyor, dünya refah sıralamasında 95’inci sıraya düşürüyor.

12 yıl önce 63’üncü sıradayken şimdi Afrika ülkelerinin gerisinde kalıyoruz.

Yoksulluk her geçen gün artıyor.

İktidarın emrinde olan Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK, inanılması mümkün olmayan rakamlarla enflasyonu düşük göstermeye çalışıyor.

Kendi açısından belki haklı. Sıkıysa öyle yapmasın! Kurumun başındakiler hemen kapı dışarı edilir!

TÜİK’de şimdiye kadar kaç genel müdür ve kaç üst düzey görevli değişti, sayısını unuttum.

★★★

TÜİK, önceki gün yıllık enflasyonu yüzde 50,51 olarak açıkladı.

Maliye Bakanı Nebati de “Aldığımız önlemler sonuç vermeye başladı” diye babalandı ve başarı hikayesi yazdı.

Peki, enflasyonun yüzde 50,51 olduğuna siz inandınız mı?

Ben inanmadım.

Çünkü çarşı-pazardaki fiyatların nasıl kudurmuşçasına artıp herkesi ısırdığını görüyorum.

Yalnız ben değil, herkes görüyor bunu...

Sanırım TÜİK “Güven duyulmayan bir kurum” olarak tarihe geçecek.

TÜİK’in yüzde 50,51 dediği yıllık enflasyon, ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) tarafından yüzde 112,51 olarak açıklandı...

Yaşanan ekonomik olaylara ve azgınlaşan fiyatlara bakınca ENAG’ın rakamlarının çok daha doğru olduğu sonucuna varıyoruz.

★★★

Dün kendi adıma bir mini anket yaptım ve hiç üşenmeden, tanıdığım 30 kişiyi telefonla bir bir arayıp:

“Sizce hangi kurumun enflasyon rakamları doğru?” diye sordum.

30’u da hiç düşünmeden “Tabii ki ENAG’ın yüzde 112 rakamı daha doğru.” cevabını verdi.

30 kişi arasında TÜİK’e inanan bir kişinin bile çıkmaması TÜİK adına üzücüdür!

Halk yıllardır ezilirken AKP iktidarı şimdi, pahalılığı, yoksulluğu, çeşitli yolsuzluk ve yasakları seccadenin altına süpürüp 5 yıl daha iktidarda kalmak için seçmenden oy istiyor.

“Hangi yüzle?” diye sormak lazım!

Allah kabul eder mi?


Bir düşünce jimnastiği yapalım...

Diyelim ki, AKP Genel Başkanı Erdoğan seçimi kazandı, 5 yıl daha iktidarda kaldı... Ne olacak? 21 yılda yapamadığını bu defa 5 yılda yapıp ülkeyi refaha mı kavuşturacak?

Ekonomi düzelecek mi? Yasakları kaldıracak mı? Hukuk işleyecek mi?

Böyle bir şey olmayacak. Çünkü, yapsaydı bugüne kadar yapardı.

14 Mayıs seçimlerinde iktidar değişmezse, bu yönetim anlayışıyla insanlarımız daha da batacak, toplum olarak sıkıntı içinde geçirdiğimiz bugünleri bile arar hale geleceğiz!

Halen yoksulluk batağında çırpınan milyonlarca fukaraya, yeni fukaralar eklenecek.

★★★

Bir de seccade olayı var. Köpürttükçe köpürtüyorlar...

Bir yanlışlık olmuş ama anlamak istemeyene hiçbir şey anlatamazsınız.

Halkın dini duygularını istismar edip kendilerine çıkar sağlamak istiyor ve “Kılıçdaroğlu seccadeye ayakkabılarıyla bastı.” diyerek adeta yırtınıyorlar.

Diyanet İşleri Başkanlığı bile, kendisine yöneltilen sorular üzerine “Seccadeye basmanın günah olmadığını” açıkladı ama umurlarında mı?

Halkın perişanlığını, insanların çaresizliğini seccadenin altına süpürmek istiyorlar ve “Seçimi kazanınca 15 Mayıs sabahı seccadeye basmayacak, üzerinde şükür namazı kılacağız” diyorlar.

Millet inim inim inlerken Allah kabul eder mi bunu?

TEBESSÜM


Motor tekleyip duruyor...


“Bir seccadeye takıldık kaldık” diyen okurum Kâzım Üçok, bu konuda bir dörtlük yazarak göndermiş. “Mal bulmuş Mağribi” gibi seccade olayına sarılan iktidarı eleştiriyor. Okuyalım:

“Herkes biliyor ki, gemi su almış,

Motor tekleyip duruyor,

Öyle zorda kalmış ki kaptan,

Seccadeden bile medet umuyor!”

GÜNÜN SÖZÜ


Günümüzün tablosu: Kaçan da “Allah” diyor, kovalayan da...