Nazmi Kal, İnönü ile Lozan röportajını SÖZCÜ’ye anlattı


İşgal edilmiş, sindirilmiş Anadolu’da, yurtseverlerin “Ya istiklal ya ölüm” şiarıyla başlattığı Kurtuluş Savaşı’nın ardından imzalanan ve tam bağımsız devletin kuruluşunun uluslararası tapusu ve ilanı olan Lozan Antlaşması’nın dün 100’üncü, aynı gün Basından Sansürün kaldırılışının da 115’inci yıldönümüydü. Basından sansürün kaldırılışı diyoruz ama günümüzde basının üzerindeki baskıların boyutlarını da biliyoruz, yaşıyoruz.

TRT’de yıllarca unutulmaz programlara damga vuran Nazmi Kal,  Lozan görüşmeleriyle ilgili İsmet İnönü ve Celal Bayar’la yaptığı röportajlardan bize ilginç bölümler anlattı. İsmet İnönü, “Batılılar, Lozan’ı istemeye istemeye kabul etti” diyor. Celal Bayar da “Daha fazla ısrar etseydik, zaferimiz tehlikeye girerdi” görüşünü dile getiriyor. O zaman ayrıntılara girelim.

DİZ ÇÖKECEKSİNİZ

Nazmi Kal, 15 Ekim 1973’de TRT’deki programında İnönü’ye Lozan görüşmeleri günlerini soruyor. İnönü, o tarihi olayı şöyle anlatıyor:

“Lozan’da İngiliz delegesi Lord Curzon ve Amerikan delegesi oturuyorduk. Konuşmamızı hiç bir zaman aklımdan çıkarmadım. İngiliz delegesi Lord Curzon ‘Lozan Muahedesi’nden (antlaşmasından) memnun ayrılmıyoruz. Hiçbir dediğimizi yaptıramadık. Harap bir memleket alıyorsunuz. Bunu imar etmeyecek misiniz? Neyle, nasıl yapacaksınız? Para bir bunda var (Amerikan delegesini işaret etti), bir bende var. Geleceksiniz para isteyeceksiniz, diz çökeceksiniz... Reddettiklerinizin hepsini cebimden çıkarıp size göstereceğim’ dedi. Bunu hiçbir zaman unutmam.

Ben de kendisine şu cevabı verdim: ‘Bizim burada istediklerimiz, müstakil (bağımsız), medeni bir devlet olarak onun bütün şartlarını sağlamaktır. Bunu temin edelim, sulh olsun, gelirsem size, istediğinizi yaparsınız.”

ONLARIN ÜMİDİ

Nazmi Kal, “Bu sözleri söylerken güvendikleri neydi?” diye soruyor. İnönü’nün cevabı şöyle oluyor:

“Güvendikleri bunlar (devrimler) yapılmayacaktır. Türkiye içinden birçok keşmekeşlere girecektir. Bu karışıklıklar içinde adalet müşavirleri, kabotaj hakkının ancak iki sene sürmesi, özetle kapitülasyonlara ait diğer meseleler fiilen kendi kendine sürüklenip giderek eski rejim iade olunacak diye düşünüyorlardı. Bu ümit sonuna kadar onlarda yaşadı. Ama bu benim zihnimde daimi bir tehlike olarak belirdi, yaşadı, taze bir halde durdu ve ben onu düşünerek idareye geçtim.

ÇÖKÜNTÜYÜ GÖRDÜM

Ondan sonra büyük hata, ‘İsmet Paşa hep Lozan kafası ile idare ediyor. Halbuki dünya değişti’ diyerek gelişi güzel mali politika ile her türlü gedik açılmıştır. Asıl hata burada olmuştur.

Biz, Osmanlı İmparatorluğu’ndan bir gram altın almadık. 1950’de iktidarı bıraktığımız zaman Merkez Bankası’nın elinde Türkiye’nin hiçbir zaman görmediği miktarda bir altın hazinesi var idi. 122 ton altın bıraktık. Her şey değişti. Lozan Muahedesi’nin neticeleri, sıkıntıları, o zaman için yenilecek büyük güçlüklerini gördükten sonra Türkiye’nin geçmişte nasıl sıkıntılarla adım adım çöküntüye gittiğini canlı olarak yaşamak hiç unutamayacağım bir ders olarak bugün de üzerimde tesirini yapar.”

LOZAN, KIYMETİNİ KORUYOR

Nazmi Kal, İnönü’ye 50. yılında da Lozan’ı nasıl değerlendirildiğini önceki bir röportajında sormuştu. O soruyu İnönü şöyle cevaplandırmış:

“Lozan’a ait şikayetler yapılmıştır ama Lozan Antlaşması 50 seneye yakın bir süredir her gün kıymetini yenileyerek önemini korumaktadır. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan barış antlaşmalarının hiçbiri doğru dürüst 20 sene yaşamamış, hatta tamamlanamamıştır. Dahası İkinci Dünya Savaşı’nın anlaşmalarından hiçbiri ayakta değil. Lozan Antlaşması dün imza edilmiş gibi devletimizin politikasındaki yerini korumaktadır.”

CELAL BAYAR’IN SÖZLERİ

Lozan ile ilgili 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’la 1980 yılında yaptığı TRT’de yayımlanan röportajını da hatırlatan Nazmi Kal, Bayar’ın da Türk heyetinde o dönem bulunduğunu söyleyip, kendisine “Lozan başarı mı, hezimet mi?” sorusunu yöneltti. Celal Bayar bu soruya şu karşılığı verdi:

“Lozan’da daha fazla ısrar edemezdik. Zaferimizin tehlikeye girmesi ihtimali vardı.”

Son yıllarda Lozan’ı tartışmaya açanlardan “Hezimet” diyenler var. Lozan görüşmelerine katılan İsmet İnönü ve Celal Bayar’la röportajlar yapan, “Atatürk’ten Duymadığınız Anılar” kitabının da yazarı olan Nazmi Kal ise şöyle değerlendiriyor:

HAYALLERİNİ YIKTI

“Lozan Antlaşması’nı tartışmaya açmak, Atatürk’ün kurduğu laik, çağdaş, demokratik Türkiye’nin temel taşlarını oynatmak ve şeriat devletine kapı aralamaktır. Her Türk insanı Lozan Antlaşması’nı yapanlara minnet ve saygı duymalıdır.

Dün ve bugün ‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyecek kadar Kurtuluş Savaşı’nın önemini küçümseyen, çağdaş, modern, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni hiçbir zaman içlerine sindiremeyen padişah, hilafet ve şeriat yanlıları, karşı oldukları bu yönetimin temelini atan Lozan Antlaşması’na karşı çıkmaları çok normal. Çünkü Lozan onların hayallerini yıktı.”

İsmet İnönü ile Celal Bayar’ın sözleri ve onlarla röportajlar yapan Nazmi Kal’ın yorumundan sonra ne diyebiliriz?