Siyasal iktidar, Cumhuriyet devrimlerini yıkabileceği sanısıyla 21 yıl nafile bir çaba içine girdi. Bu çabanın temelleri 1950’li yıllara dayanır. Tarihsel gerçeklikten uzak hezeyanlarla, kadınların gücünü hafife alıp, akıllarınca alay ettiler. Cumhuriyet devrimlerinin temelinde, bu topraklardaki bin yıllık kadın esaretini sonlandıran özgürlükler olduğu gerçeğini, reddettiler. Kadınların, kazanılmış özgürlük sınırlarını ihlal eden kararlar alıp, İslam devrimi yaptıklarını sandılar. Asrın dâhisi Atatürk, 100 yıl önce Cumhuriyet’i kurarken; eşitlikçi, laik, demokratik kurumlarla, Türkiye’nin kendinden sonraki yüz yıllarını sağlama aldı. Vizyonsuzluktan, göremediler.

SANDIK İFFETİ

Cumhuriyet devrimlerinin temeli, kadınlar ve gençlerin özgürlükleri üzerine inşa edildi. Siyasal İslamcılar, kadınların gücü ve özgürlüğüne karşı direndikçe direndi. Kadınların varlığını kabul etmedikleri gibi cinayetleri, tecavüzleri, çocuk yaşta tarikat şeyhlerinin tuzağına düşürülmelerini de görmediler. Tutturdular, “Kadın ile erkek eşitliği fıtrata aykırı”, “Kadının tek kariyeri annelik”, “Kadınlar çalıştığı için işsizlik var”, “Kadının fıtratında kölelik var”, “Kız mıdır kadın mıdır bilemem”, “Sokakta gülen kadın iffetsizdir” diye konuştukça, konuştular. AKP bir tek, “Dini siyasete alet etmek, hırsızlık, yolsuzluk, torpil asıl iffetsizliktir” diyemedi.

AMPUL PATLADI

Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı tarikatlar, AKP’nin, ‘Al gülüm, ver gülüm’ tavizleri ile yer altından çıkma cüreti buldu. Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı, yasalara aykırı tarikatları kapatmak yerine, devlet malı tahsislerle maddi açıdan da palazlandırıp, oy devşirmek için icazet almaya gitti. Tarikat şeyhlerinin, çocuklara tecavüzleri bile görmezden gelindi. Tarikatlar istedi, köylerdeki 32 bin okuldan 19 bin 693’ünü kapattı. Sembolü, ‘Ampul’ olan AKP, bu hamlesiyle köylünün eğitimle kalkınma ışığını söndürdü. Öğretmeni köylerden çeken AKP, köylüyü en yobaz tarikat Diyanet, Nurcular, Menzilciler bilmem necilerin cübbeli sarıklı sözde imamlarının insafına terk etti.

KÖYLÜ AFFETMEZ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Eğitim Danışmanı Uzman Eğitimci Ali Taştan tek tek raporladı. Rapora göre; Yıl 1927, nüfus 13 milyon 648 bin. 3 milyon 305 bini şehirde, 10 milyon 342 bini, yani yüzde 75.7’si köyde yaşıyor. Yıl 2007, nüfus 70 milyon 586 bin. 20 milyon 838 bini, yani yüzde 29.5’i köyde yaşıyor. Yıl 2021, nüfus 84 milyon 680 bin. 5 milyon 771 bini yani yüzde 6.8’i köyde yaşıyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de Türkiye’de toplam 13 milyon 285 bin öğrenci vardı. Onların yüzde 23.9’u olan 3 milyon 275 bini köyünde okula gidiyordu. 2023’te öğrenci sayısı 19 milyon 155 bine çıksa da, sadece yüzde 3’ü olan 609 bini köyünde/beldesinde okula gidebiliyor. 2002’de geldiklerinde köy ve beldelerde 6 bin 388 okul öncesi, 25 bin 258 ilköğretim, 755 lise vardı.

MÜJDELER OLSUN (!)

Çarpıcı sayılar, köy okullarının kapatılmasındaki asıl hedefin, tarikatlar eliyle Cumhuriyet’i yıkmak olduğunu ortaya koyuyor. Köy okulları, kız çocuklarının eğitimli bireyler olarak yetişmesi devrimiydi, AKP karşı devrimle kapattı. Köyden, öğretmeni çekip geride bir tek imam bırakan bu zihniyet şimdi köy okullarını açmak için, ‘Yaşam Merkezi’ adı altında harekete geçti. Yıkık dökük köy okullarını sıvayıp, boyayıp kapısına yaşam merkezi yazıp, böylece köylünün ayağına eğitim götürmüş gibi bir lütufta bulunuyorlar. Cumhurbaşkanına seçim öncesi köy okullarının tamamını açacaklarına dair MEB’de şu anda harıl harıl bir müjde raporu (!) daha hazırladıklarını duydum. Anadolu köylüsü, yapılanları unutmadı.

İRAN YAPAMAZSINIZ

Türkiye, 15 gün sonra 28. dönem milletvekillerini ve 13. cumhurbaşkanını seçecek. Yurt içindeki 61 milyona yakın seçmenden, yüzde 50.6’sı kadınlardan oluşuyor. Kadın seçmenler 723 bin 737 farkla, erkekleri geçti. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılıp, 6284 sayılı yasanın Cumhur İttifakı ortaklığında pazarlık konusu yapıldığını kadınlar görüyor. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni, AKP gibi ufak tefek siyasi sarsıntıların, Humeyni’nin İran’ına dönüştürmeye gücü yetmez. Türkiye gibi laik, demokratik kökleri sağlam atılmış bir ülkede yurttaşlar, iktidar ve cemaatler lehine, cumhuriyet devrimlerinden vazgeçeceğini beklemek bir ütopyadır. Türkiye’nin, ikinci yüz yılına mührü, kadınlar vuracak. “Çürük, sürtük, çukur, illet, zillet, kanırta kanırta” diye bağırıp, “Sen kimsin ya?” diye soranlara, sandıklar açıldığında kim olduklarını gösterecekler. Atatürk devrimlerinin hayati önemini, AKP’den daha iyi hiçbir siyasi parti, millete bu netlikte anlatamazdı!