İktidarın “Bizden olmayanlara hizmet yok!” şeklindeki akıl-mantık durduran sözlerine hâlâ tepki mesajları geliyor:

Bir okurum iktidara seslenerek:

“Madem sizden olmayana hizmet yok, o zaman neden hizmet getirmediğiniz halde bizden vergi alıyorsunuz?” diye soruyor.

Haklı ve mantıklı bir soru... İktidarın yalnız yandaşlarına hizmet ettiğini, kendilerine oy vermeyenlerin garip kaldığını söylemesi ilginç bir itiraftır.

Ne yazık ki ülkemizi yöneten zihniyet bu!

Yine bir okur mesajı...

“Bizim derdimiz Ay’a gitmek falan değil, derdimiz ay sonunu getirmek!” diye yazan okurum, 10 bin lira emekli maaşına mahkum edildiğini belirterek “Benim devletim nerede?” diye soruyor.

İnsanlarımız dert küpü... Bir dokunsanız, bin ah işitiyorsunuz. Fakat iktidar hâlâ çok iddialı, “Seçimde alacağımız oylarla sandıkları patlatacağız” diyor.

★★★

Bir milyon tirajlı efsane Günaydın Gazetesi’nde uzun yıllar birlikte çalıştığımız değerli arkadaşım Can Pulak, yaşadığı Bodrum’dan şunları yazdı:

“Acı, hüzün, şaşkınlık, seçim vaatleri, maaş artış hesapları, şeriat yürüyüşleri, şehre inen terör, özel okul faturaları, 15 liraya çıkan simit fiyatları filan, uzun zamandır yaşam mikserimizde çalkalanıp duruyor.

Sadece bunlar mı? Geleceğe güven, iyilik ve güzellikten hızla uzaklaşma, Anayasa ve yasalardan keyfe göre sapma, devlette FETÖ’yü aratmayacak tarikat ve cemaat yapılaşmalarına göz yumma...

Hangi birini sayayım?

Toplumun iktidara yaslanan tuzu kuru kesimi gidişattan memnun. Onlara göre Türkiye uçuyor, Avrupa bizi kıskanıyor. Yapılan hizmetleri görmeyenlerin gözleri kör, kalpleri mühürlü!

Ama çok büyük bir kesim de aksini düşünüyor, ‘Görünen köy kılavuz istemez’ diyor.

Türkiye nereden nereye geldi?

Meçhule ve umutsuzluğa doğru hızla sürükleniyoruz.”

★★★

Can Pulak’ın çizdiği ülke tablosu özetle bu... Biz de yıllardır bunları anlatmaya çalışıyoruz.

Ülkede bunca şikayet varken, insanlarımızın çok büyük bir bölümü yokluk ve yoksullukla boğuşurken iktidarın meydanlarda hâlâ büyük kalabalıklar toplayıp “Seçimde sandıkları patlatacağız!” diye iddia etmesine ne demeli, bilemiyorum.

Halkımız acı çekmekten, enflasyon ve pahalılık altında ezilmekten zevk mi alıyor acaba?

İki değerli meslektaşımı birden kaybettim!

Hayat acımasız... Yıllar ilerledikçe bütün dostları birer birer kaybediyoruz.

Son dört günde iki gazeteci arkadaşımı birden kaybettim.

Mehmet Luma cumartesi günü Eyüp’te kılınan cenaze namazından sonra Selimpaşa’da toprağa verildi.

Onun üzüntüsü geçmemişken dün de Ergun Hiçyılmaz’ı kaybettik...

İkisi de çok değerli meslektaşlarımdı...

Mehmet Luma ile 1960’lı yılların başında tanışmış, aynı gazetelerde uzun süre birlikte çalışmıştık.

Harika bir foto muhabiriydi ve spor fotoğraflarını çekmekte büyük ustaydı. Koyu bir Galatasaray taraftarıydı ve ileriki yıllarda Galatasaray Spor Kulübü Divan Kurulu Üyesi olmuştu.

Basın Şeref Kartı sahibi olan Mehmet Luma ile son olarak Efsane Günaydın Gazetesi’nde beraber çalışmıştık. Fotoğrafçılık bilgisi üst düzeyde olan Mehmet Luma, Fotoğraf Laboratuvarı şefi olarak görev yapıyordu. Çok sayıda genç foto muhabiri yetiştirmişti.

Yetenekli bir meslektaşım olan Ergun Hiçyılmaz’la da yine aynı gazetede, Günaydın’da birlikte çalıştık. Yazı İşleri’nde görevliydi. Haberlere attığı başlıklar usta işiydi. Güzel bir yazı stili olan Hiçyılmaz, ileriki yıllarda birbirinden değerli kitaplar yazmıştı.

Mehmet Luma ve Ergun Hiçyılmaz’a Allah’tan rahmet, gözü yaşlı ailelerine baş sağlığı ve sabır diliyorum. Mekânları cennet olsun.  

GÜNÜN SÖZÜ

Çalışan üç aptal insan oturan üç akıllı insandan daha çok iş yapar!