Emekli generallerin ülkenin gidişatı konusunda yaptıkları yorumlar nedense Milli Savunma Bakanlığı’nı çok rahatsız ediyor.
Bu yüzden, bazı generallere “Orduevlerine girme yasağı” getirildi.
Bundan haberi olmadan orduevine giden emekli generaller kapıdan geri dönüyorlar.
“Orduevi yasağı” emekli subayları susturmak için bir silah haline geldi neredeyse...
Bunun son örneği İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başdanışmanı Emekli Tümgeneral Rafet Kılıç...
Rafet Paşa, silah arkadaşları ile sohbet etmek için orduevine gitti, kapıdaki elektronik sistem “Yasaklısınız” deyince durumu anladı, yüzünde acı bir tebessümle gönlü kırık bir halde geri döndü...
Uzun yıllar ülkeye şerefiyle hizmet etmiş emekli bir generalin kapıdan çevrilmesine ne denir bilemiyoruz. Sadece “Ülkemiz ne hale geldi?” diye şaşırıyoruz.
★★★
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Rafet Paşa’nın “Terör örgütü PKK tarafından şehit edilen askerimiz Berat Mecit ile ilgili olarak “Bir dron (insansız hava aracı) atıyorlar, o da gelip Mehmetçik’e çarpıyor!” şeklindeki sözlerine tepki gösteriyor ve ceza olarak “Orduevlerine giriş yasağı” aldırıyor!
Emekli Tümgeneral Rafet Kılıç dava açıyor. Mahkeme bu kararı iptal ediyor. Fakat Rafet Paşa yine de orduevlerine giremiyor. Çünkü yasak iptal edilir edilmez yeni bir yasak kararı alınıyor.
★★★
Rafet Paşa medyaya, yasağın mahkeme tarafından iptal edilmesine rağmen orduevlerine giremediğini, yeni bir yasak daha konulduğunu açıklayarak olayı şöyle anlattı:
“Bir TV programında PKK tarafından atılan bir dronun Mehmetçik’e çarpıp onu şehit etmesinden bahsederken bunun PKK tarafından rastgele atılmadığını, olayın kamikaze dronla askerleri hedef alan bir eylem olduğunu ve dolayısıyla Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in açıklamasının uygun olmadığını söylemiştim. Bu, Milli Savunma Bakanı’nın toplumdaki saygınlığını zedelemiş. Orduevlerine girişim yasaklandı!”
★★★
Rafet Kılıç Paşa olayı şöyle yorumluyor:
“Bu tür bir yasak, konuşan, ses veren, yazan, çizen herkese karşı âdeta bir susturma aracı, bir silah olarak kullanılmaya başlandı. Bu aynı zamanda diğer yüzlerce emekli general ve amirale ‘Konuşmayın’ mesajıdır, bir gözdağıdır! Mahkeme kararını bile yok sayıyorlar!”
Kime inanacağız? Adli Tıbba mı, Sadettin Saran’a mı?
Fenerbahçe Kulübü sıkıntılı günler yaşıyor.
Başkan Sadettin Saran’ın başı dertte çünkü...
Uyuşturucu iddiaları sonrası yurt dışından hemen gelip ifade veren Sadettin Saran’ın kulüpteki makam odasında gözaltına alınıp götürülmesi tepkilere yol açtı.
Bir gece jandarma nezarethanesinde tutulan Sadettin Saran, sorgusundan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yargılama tutuksuz yapılacak.
Sadettin Saran’ın idrar ve kan tahlilleriyle tırnak numuneleri temiz çıkmış, saçında ise kokain ve metabolitleri bulunmuştu.
Ancak... Sadettin Saran, hayatında hiçbir zaman kokain kullanmadığı gibi kokain maddesini hiç görmediğini kesin bir şekilde açıkladı.
Bu durumda kime inanacağız? Sadettin Saran’a mı Adli Tıp Kurumu’na mı?
Normalde Adli Tıbba inanmak gerekiyor ama geçmişte yaşanan bazı çelişkili olaylar içimize bir kuşku düşüyor.
Ayrıca Saran’ın da kendinden emin bir ifadeyle konuşması kafa karışıklığı yaratıyor.
Uzmanlar “Nadir de olsa Adli Tıp da hata yapabilir. Laboratuvarda numunelerde karışıklık olabilir” diyor.
Olmaması lâzım tabii ki... Bir insanın onuru ve itibarı, dolayısıyla tüm hayatı söz konusu çünkü...
Yalnız Sadettin Saran değil, tüm Fenerbahçeliler ıstırap çekiyor.
Tahlil yeniden ve daha ciddi olarak yapılıp sonuç kamuoyuna açıklanmalıdır.
GÜNÜN SÖZÜ
Aç gözlü, hırslı, doyumsuz insanlar yeryüzünü dehşet dünyasına çevirdiler!
