ABD 2010 yılında İran’ın balistik füze envanterinden duyduğu ‘kaygı’ yüzünden ve sırf İran füzelerinin menzili içine giren NATO üyesi ülkeleri düşündüğü için(!) EPAA füze savunma kalkanını gündeme getirdi. Türkiye menzilin dibindeydi. Hal böyle olunca başbakan Erdoğan 15 Kasım’da NATO toplantısı için ABD’ye giderken Türk gazetecilere, “Füzelerin komutası Türkiye’de olmalı, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil” dedi!

Bir hafta sonra, 22 Kasım’da ABD’de özetle şunu dedi: Füzelerin komutasının tamamıyla NATO’da olması gerektiğini söyledik ve bunu savunduk!

*

Aradan zaman geçti Cumhurbaşkanı’ydı artık. ABD’ye uçacaktı, havaalanında konuştu: Gerekirse Avrupa Birliği ile yolları ayırabiliriz!

ABD’ye gidince, “İçinde bulunduğumuz kritik dönemde Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılması için fırsat penceresi açıldığını görüyoruz” dedi!

*

Bir gün, “Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi (fetöcü rahip Brunson) alamazsınız” dedi. Hemen arkasından papazı özel uçakla gelip aldılar!

*

Bir başka yıl kameraların karşısına çıkıp arife günü son dakika haberi patlattı... Kurban Bayramı tatilini 9 güne çıkardım!

*

Sezen Aksu’nun eski bir şarkısı olay olmuş, diyanet ve AKP’liler tepki göstermişti. Dünya liderimiz Çamlıca Camii’nde cuma namazı kıldı sonra cemaate mihraptan seslendi: Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir!

Bir süre sonra şunu dedi: Açıklamalarım Aksu’ya değildi, şarkılarıyla insanımızın duygularına tercüman olmuş bir sanatçıdır!

*

Hükümet ek bütçe tasarısını hazırlamış Meclis’e sunmuştu. Tasarıya göre cumhurbaşkanı maaşına yüzde 40.4 zam yapılacak, 100 bin 750 lira olan maaş 141 bin 453 liraya çıkacaktı. Milletin ağzı torba değildi emekliye, asgari ücretliye, dul ve yetime üç kuruş, cumhurbaşkanına yüzde 40 zam falan diyorlardı.

İki gün sonra ‘fedakar’ dünya liderimiz şunu dedi: Meclis’e çağrıda bulunmak istiyorum. Ek bütçenin genel kuruldaki görüşmelerinde cumhurbaşkanlığı ödeneğiyle ilgili maddenin kanun metninden çıkarılmasını talep ediyorum!

*

Karayolları otoyol ve köprü geçiş ücretlerine zam düzenlemesini duyurmuş, araç sahipleri ödemeye başlamıştı bile. Erdoğan, kötülerin düşmanı Zorro gibi son anda yetişip sosyal medya hesabından şunu dedi: 2023 yılı boyunca otoyol ve köprü ücretlerinin artırılmaması kararı aldık!

*

“Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar kusura bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam” demişti. “Bu kardeşiniz bu görevde olduğu sürece, faiz her geçen gün, her geçen hafta, her geçen ay inmeye devam edecektir. Kimse bize bu konuda akıl vermesin” demişti.

Kendisi gibi faize düşman olan hazine bakanını, merkez bankası başkanını gönderdi. Dışarıdan kendisi gibi düşünmeyen hazine bakanı ve faizi arttıra artıra yüzde 42.5’lara çıkaran, büyük olasılıkla 25 Ocak’ta bir kez daha arttıracak merkez bankası başkanı getirdi!

*

“İsveç terör örgütlerinin kuluçka merkezi. NATO’ya girmelerine evet demeyiz” diyordu, vazgeçti. Bizzat imzaladı İsveç’in NATO üyeliğine vize veren belgeyi.

*

En son emeklilerin maaş zamlarında aynı şey oldu. Memur emeklilerine yüzde 49.25, ‘üvey evlat’ SGK emeklilerine ise yüzde 37.57 zam verildi. Tepki gelince ve de seçim yaklaştığı için dünya liderimiz düşündü, taşındı ve beş parmağını gösterip müjde verdi: Yüzde 5 ek zam yaptım.

Bırak yüzde 5’i, yüzde 205 yapsa onca yılın haksızlığını gideremezdi. Üvey evlat emekliler hiç memnun olmadı. Yüzde 5 müjdesinden sonra kameraların karşısına bir kez daha çıkıp ek zam gibi ek müjde vermek ayıp olacaktı. Zammın zammına zam yaptığını, çalışma bakanı aracılığı ile duyurdu: Emeklilerimize bir zam daha yapıp yüzde 49.25’e çıkarıyoruz. Emeklileri eşitledik!

*

Görüldüğü gibi füze kumandasından Sezen Aksu şarkısına, kaç gün tatil yapacağımızdan İsveç’in NATO üyesi olup olmamasına, köprü zammının geri alınmasından kendi maaşına, faiz karşıtlığından faiz suskunluğuna her şeyi tek başına düşünen bir dünya liderimiz var.

Fakat bir kusuru var... Bir defada karar verememek.

23 yıldır her durumda millet yer mi acaba diye düşünmek!

Bu kusurun tek işe yarayan kısmı ise son anda yapılan, sonuç vermeyen değişikliklerin bol bol mevzu çıkarması.