“Alaycı Kuş” ilginç bir kuştur.

İngilizcesi “Mockingbird” olan kuşun bilimsel adı “Mimus Polyglottos”tur.

“Çok dilli taklitçi” anlamına gelir.

“Alaycı Kuş” duyduğu her sesi taklit yeteneğine sahiptir.

ABD Gizli Servisi “CIA”, Türkiye de dahil, tüm dünya ülkelerinde gazetecileri satın alma operasyonuna “Alaycı Kuş Operasyonu” adını vermiştir.

Bugün, sosyal medyada da, ana medyada da toplumu yönetmek, kamuoyunun şekillendirmek için (maalesef) gazeteciler kullanılıyor, yalan haber imalatı yapılıyor, gerçekler sansürleniyor ya da çarpıtılıyor.

★★★

CIA, eski yıllarda böyle operasyonlar için yılda 1 milyar dolar (bugünün parası ile yaklaşık 40 milyar Türk Lirası) harcıyordu...

Yüzlerce gazeteci rüşvete bağlanmıştı.

Soğuk savaş yıllarında başlayan bu tür operasyonlar, hiç kesintiye uğramadan bugüne kadar devam etmiştir.

İşte bu nedenle medya ve toplum mühendisliği ile yakından ilişkili ve masumiyetin simgesi olan “Alaycı Kuşlar” bazen bilmeden, fark etmeden, elitlerin, yabancı istihbarat servislerinin oyuncağı oluverirler.

★★★

CIA, “Alaycı Kuşları” kullanarak, İran’da, Guetemala’da, Küba’da, Kongo’da, Nikaragua’da darbeler planlayarak, Amerikan çıkarlarına karşı direnen başbakanları, başkanları devirmiştir.
Türkiye’de 1960 ve 1980 darbelerinde de CIA’nın parmağı vardır.
Libya’da Kaddafi’ye karşı halk ayaklanması ve linç edilerek öldürülmesi, Irak’ta Saddam’ın devrilip, sözüm ona yargılanarak idam edilmesi gibi birçok olayda CIA baş roldedir.

Son olarak Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinde de “Yerli Alaycı Kuşlar” kullanılmıştır. Düzmece haberlerle Beşar Esad’ın altını oymuşlardır.

★★★

Sevgili okurlar... Tüm bu bilgileri Banu Avar’ın “Alaycı Kuş” adlı kitabından derledim.

Banu Avar, ilgiyle okunan kitabında “Elitler bu ‘Alaycı Kuşlarla’ halkı ikna etmeye çalışırlar, ikna edemediklerini de oluşturdukları ‘Sahte muhaliflere’ havale ederler.” diyor ve ekliyor:
“Alaycı Kuş operasyonların günümüzde de devam ediyor. Türkiye’nin devlet aklı, bölgede ABD ve İsrail’le dost olunmayacağını bilecek kadar deneyimli. Gelecekteki hamlelerin çeşitliliğini masaya yatırmıştır. Ve bu paralel koroyu duyuyordur mutlaka!” (Banu Avar – Alaycı Kuş – Remzi Kitabevi)

Tibuk’a “Demokrasi Ödülü”

Türk Demokrasi Vakfı, iş insanı ve siyasetçi Besim Tibuk’a “Demokrasi Ödülü” verdi.
Besim Tibuk’un demokrat kişiliği, özgürlükçü çizgisi ve demokratik kültüre hizmetleri nedeniyle hak edilmiş bir ödül bu...

Besim Tibuk, 1994 yılında Liberal Demokrat Parti’yi (LDP) kurdu. Çok değişik, ilginç, çarpıcı fikirleri vardı ama hayata geçirmesi mümkün olmadı. 2002 yılına kadar 8 yıl Genel Başkanlık görevini sürdürdükten sonra istifa ederek siyaseti bıraktı. O tarihten sonra (KKTC) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yerleşen Besim Tibuk halen Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı olarak iş hayatını sürdürüyor.

Siyaseti bırakmasına rağmen Türkiye’nin sorunlarıyla yakından ilgilenen Besim Tibuk’un “Asabı Bozuk Adam” ve “Finans Krizi mi, Mali Kriz mi?” adlı ilginç kitapları var. “Kıbrıs, gerçek demokrasinin olduğu, insanların özgürce yaşadığı bir ülke” diyor.

Tibuk renkli ve nitelikli bir siyaset adamıydı. Politikayı bırakması, Türk siyaseti için bir kayıp oldu diye düşünüyorum.

TEBESSÜM

Tehlikeli uçurum!                    

Seçim nedeniyle köy köy dolaşan bir milletvekili adayı Doğu Anadolu’nun sarp bir dağ yolunda ilerliyor. Adayın kılavuzu bizim Temel’dir.

Tam derin bir vadinin başlangıç noktasına gelindiğinde Temel adamı uyarıyor:

“Aman beyim, tehlikeli bir uçurumdayız, çok dikkat etmelisin.  Zira burası birçok eşeğin düşüp parçalandığı yerdir!”

GÜNÜN SÖZÜ

Ateş bile olsalar ne fark eder? Her ateşin sonu küldür!