Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ne diyordu? “Programımız iyi gidiyor, en kötü günler geride kaldı. 2025’in ikinci yarısında iyileşme başlayacak, 2026’da enflasyon tek haneye inecek” diye iddia ediyordu...

Biz de saf saf inanıp beklemeye başlamıştık.

Bir de baktık ki, aralık ayındayız... 2025 yılı bitmek üzere!

Hani iyileşecektik, ne oldu?

Umut verici demeçler veriliyor, enflasyon kâğıt üzerinde düşürülüyor ama halkta hiçbir iyileşme yok!

Tek haneli enflasyon rakamından çok uzaktayız!

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıklamasına göre Kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 31.7’ye düşmüş...

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek övüne övüne “Son 4 yılın en düşük seviyesi” dedi.

Peki, inanalım mı?

Açıklanan rakamlara inanmayanların başında Eski Hazine Müsteşarı Ekonomist Mahfi Eğilmez geliyor. Sosyal medya hesabında şöyle dedi:

“Enflasyonu yüzde 30’un altına düşürme çalışmaları devam ediyor. TÜFE Kasım ayında yüzde 0.87 artmış. Enflasyon yüzde 31.07 olmuş. Ne diyor Çinli bilge Sun Tzu? ‘Beni ilk kez aldattığında sana, ikinci kez aldattığında bana yazıklar olsun!”

Mahfi Eğilmez, ekonomi yönetimi tarafından ikinci kez aldatıldığını belirtip “Kendisine yazıklar olsun” diyerek ayın ironisini yaptı.

Sözün özü: Aldatıla aldatıla bir hal olduk!

★★★

Vatandaşın bütçesinde, yaşamında, geçiminde hiçbir iyileşme yok!

Tam tersine artan zamlar, bindirilen vergilerle her geçen gün âdeta malî cehenneme doğru yol alıyoruz.

Bir otomobil alan, bir otomobil parası da devlete ödüyor.

Bir şişe rakı alan, bir şişe rakı parası da devlete veriyor.

Enflasyonu düşürmek için “İtibardan tasarruf olmaz” diyen devlet hiç tasarruf yapmıyor, bütün yük halkın sırtına bindiriliyor, işçinin, emekçinin, emeklinin hakkı verilmiyor.  

Bundan 15 yıl önce, 2010 yılında 100 lira ile 68 Amerikan doları alabiliyorduk, şimdi 100 lira ile 2 dolar kadar alabiliyoruz. Paramız pul olmuş durumda!

★★★

Ülkemizde ne yazık ki refah yok, her geçen gün biraz daha yoksullaşan halk var!

Bir aydan kısa bir zaman sonra 2026 yılıyla yüzde 25.49 oranındaki vergi artışlarıyla birlikte her şey daha da pahalanacak ve yaşamak bir önceki yıldan daha zor hale gelecek.

Allah, Mehmet Şimşek’e de kolaylık versin! Bakalım vatandaşı hangi vaatlerle avutmaya, kandırmaya devam edecek?

Adalet sarayları ve adalet!

Hep “Hukuk, hukuk” diye haykırıyor, siyasallaşan yargıdan yakınıyoruz.

Ülkemizde işlerin ters gitmesi, hukukun yıpratılmasının yarattığı bir sonuçtur.

Bugünkü iktidar partisinin adında “Adalet” var: Adalet ve Kalkınma Partisi... Fakat gerçekte, hukuka değer vermeyen, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını bile uygulamayan bir iktidar...

Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez’in, yeni adlî yılın açılışında yaptığı konuşma bir ders gibidir. Özetle şöyle demişti:

“Adalet huzur ve barışın... Hoşgörünün... Liyakatin... Ekonominin... Demokrasinin... Cumhuriyet’in... Tüm insanlığın ve mülkün temelidir!”

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ın şu demeci de âdeta bugünkü halimizi özetliyor:

“İktidar şatafatlı adliye sarayları yaptı ama adalet fersah fersah geriye gitti!”

TEBESSÜM

Temel ve Amerikalı

Temel bir Amerikalı ile sohbet ediyor. Amerikalının burnu büyük. Övünüyor da övünüyor. Bir ara “Biz teknolojide Türkiye’den bin kat iyiyiz. Bana büyük bir kalıp çelik ver, sana koca bir savaş gemisi yapayım” diyor.

Temel bu lâfın altında kalır mı? Cevabı yapıştırıyor:

“Sen de bana kız kardeşini ver, sana geminin mürettebatını yapayım!”

GÜNÜN SÖZÜ

Paranın değeri ile birlikte o ülkenin saygınlığı da azalır!