Ormanlarda ağaçlar ateşle imtihana girdi. Sıfır çekti. Yine yangın kazandı. Sıcak havanın, iklim değişikliğinin etkisi var ama ormanı sahipsiz, kimsesiz, korumasız bırakanlar suçlu.

Onlar utansın.

★★★

Ağaçlarla birlikte sincap yavruları, kaplumbağalar, kuş yavruları, tilki yavruları, bebe tavşanlar, orman gülleri de kavruldu. Geriye; kuraklık, toprak erozyonu, çölleşme, su sıkıntısı, gelecek yıl yeniden tutuşacak yangınlar kaldı.

★★★

Ormanı elektrik kablosundan çıkacak kıvılcımdan, yakılan anızın rüzgarla yayılan alevinden, yıldırım düşmesinden, piknik mangalından, çoban ateşinden, hainleşmiş kasıtlı yakıcının benzin döküp kibriti çakmasından, insan dikkatsizliğinden, sigara izmaritinden koruyacak altyapının bugüne kadar mutlaka kurulmuş olması gerekirdi.

Altyapı utansın!

★★★

Bu yılın ocak ayından ağustos ortasına kadar yangın çıkıp kavrulan 1.830 orman noktasının hiçbirinde; yangın başladığı anda vanaların açılıp, su ya da kimyasal söndürücü sıkılmasını başlatacak hat sistemi döşenmemişti. Orman yanmaya başladığı anda onu ilk duyacak orman köylüsünün ya da orman yakınında yaşayanların yangın söndürücü olarak eğitilmesi düşünülmemişti.

★★★

Yanan ormandan bir örnek: Bolu’nun Göynük İlçesi Bekirfakılar Köyü Ayvatlar Mahallesi’nde bir evde Ayşe Kapanoz ailesi ile birlikte yaşıyordu. Yaşadıklarını anlatıyor: “Saat 04.00’te yangının bölgemize yaklaştığı haberi ile uyandık. Çok korktuk, bağırdık, ağlaştık. Alevler evleri sardı, köyü boşalttık. Mecburen ana yola çıktık. Oradan köye baktığımda cehennemdi, yanardağ gibiydi.”

★★★

Ayşe Kapanuz’un ve diğer aile üyelerinin yangının köye yaklaşmakta olduğu haberini alınca; ilk düşünecekleri can telaşına kapılıp kaçmak yerine orman içine kadar döşenmiş, vanaları açılmayı bekleyen ve yüksek basınçlı su ya da yüksek etkili kimyasal ile yangını söndürecek sistemi devreye sokmaları olmalıydı.

Altyapı buydu.

★★★

Yangından sonra bakan, vali, belediye başkanı, gazete yazarı, sosyal medyadan atış yapanı; avundu, dövündü; geç kalan uçağı, zamanında yetişmeyen helikopteri suçladı.

Havayı yumrukladı.

Altyapı niçin yoktu?

Sormadılar.

Orman Bakanı, ormanlar yanmaya başladıktan 100 saat sonra önlem olarak “çakmak bile çakmayın, kibrit çöpü bile yakmayın” diye öğütledi.

★★★

Ormanlık alanlara itfaiye ile bağlantılı alarm sistemleri, korulara, makiliklere, anız yakma kültüründen vazgeçmeyen bölgelere kamera konularak merkezden kontrol edilmesi gerekirdi. İmar rantı ile çapsız partili müteahhit zengin eden modelin ormanlık alana apartman dikme tecavüzü durdurulmalıydı. Orman bölgesinde yangın önemle şeritlerinin kuru yaprak, dal, çöp, şişe kırığı, cam parçalarından titizlikle temizlenmesi toplumsal kültürümüzün ana parçası olmaya dönüştürülmeliydi. Ağacı yangından korumak okullarda temel ders, camilerde asıl ibadet olmalıydı.

Altyapı buydu!

★★★

Cumhurbaşkanı!

Altyapı ile övünüyor.

Bakanları.

Altyapı ile gururlanıyor.

Partisi, silme altyapıcı.

Ormanların her yıl artan oranda yanacağı ve bu yıl yaşandığı gibi rekora ulaşacağı haber verildiği, uyarıldığı, bilindiği ve her fırsatta söylendiği halde yangını başladığı anda söndürecek eğitilmiş insan ve altyapı kurulmadı.

★★★

Ormanı yakan; sıcak hava, kuraklık, iklim değişmesi, kuru ot, rüzgar, düşük nem, anız ateşi, densizin pikniği, akılsızın sigara izmariti, hainin benzini, uçak eksikliği, helikopter yetersizliği değil.

Ormanın yanması sonuç.

Sebep altyapı eksikliği.

Hela bekçileri de yeşil pasaport istiyor!

Sıkıştım, meydanı köprü altından iskele önüne bağlayan alt geçitteki paralı tuvalete girdim. Çıkarken güler yüzlü hela bekçisi elime gazeteden kesilmiş bir haber küpürü tutuşturdu ve ismimle de hitap ederek; “Biz de yeşil pasaport istiyoruz, bizi de yazın” dedi. Haberin başlığına baktım; “Herkes Yeşil Pasaport Peşinde” yazıyordu ve tüm hakimler, tüm savcılar, tiyatro sanatçıları, infaz koruma memurları, çarşı ve mahalle bekçileri, 20 yıllık tüccarlar, 10 yıllık TIR şoförleri, 10 yıllık üniversite profesör, doçent akademisyenler, belde belediye başkanları, 15 yıllık eczacılar, milletvekili danışmanları, belediye başkanı akıl vericileri, sendika yönetim kurulu üyeleri, yeminli mali müşavirler, serbest muhasebeciler, basın kartı sahibi gazeteciler, 15 yıllık özel sektör doktorları, yüzde 40 engelli memurlar, malul ve muharip gaziler sıralanmış ve yeşil pasaport isteyenler listesi çıkarılmıştı. Mavi pasaporta vize almak mucize olmuştu.