ONLAR da haksızlığa uğramış, çocukları, kadın­ları öldürülmüştü. Sırf Musevi ol­dukları için “gaz odalarında yakılmış” dünyanın bir ucundan öbürüne sürül­müşlerdi. Çok çalışkan, iyi eğitimli ve çok okuyanlar­dı. Hem haksızlığa uğra­mış ve hem de okuyan çalışkan oldukları için sevgi, saygı ve kıskançlıkla karışık hayranlık duyulan insanlardı.

Saygıyı kaybettiler.

Sevgi de bitti.

Nefretle anılır oldular.

★★★

Hiroşima’ya atılan atom bombasının yarattığı yıkımın 30 katı şiddetinde ölüm yağdırarak Filistin halkını, çocukları, anne­lerini, sivil insanları 17 Ekim’den beri yok ediyor­lar. İsrail Ordusu Gazze’de çocuk, kadın, genç, yaşlı çoğunluğu sivil 32 bin kişiyi öldürdü. Savaşta sivil öldürmek katilliktir. Terörist sayılır. Yiyecek almak için gelmiş çoğu ilk okul yaşında çocuk­lara tank, top, otomatik silahlarla ateş açtılar. 107 Filistinli öldü. Dünya savaş tarihinde en kısa zamanda en çok sivil öldüren İsrail askerleri oldu.

★★★

Jony Abim var.

Arkamda.

Beni korur diyor.

Jony Abi’sinin sermaye, finans, diplomasi, üniver­site, askeri savaş ve istih­barat alanındaki küresel güç üstünlüğünü arkasına aldı. Bu güce yaslanarak ve ondan olur alarak; insanlık döküntüsü dün­yanın zalimi şimdi İsrail oldu. Jony Abisi de ger­çekten onu koruyor. ABD silah şirketleri ve istihbarat gücü, Gazze’de savaşın başladığı 7 Ekim’den bu­güne kadar İsrail’e en az 100 kez gizlice silah sattı. ABD Başkanı Biden, ön­ceki gün bir yandan “30 binden fazla Filistinli öldürüldü, bunların çoğu HAMAS üyesi değildi, binlerce kadın ve çocuğa kıyıldı...” demesine rağmen İsra­il’in “GAZZE’yi Boğma Planına” katkı olsun diye “geçici liman deste­ği” verdiklerini açıkladı.

★★★

Son 40 yıldır İsrail Gazze’ye 5 defa savaş açtı. Her seferinde Fi­listinli sivil halkı da vu­rarak; “Ya göç edin... Ya ölün... Ya da sizi çöle süreriz...” demiş ve dediğini yapmıştı. Bu 6’ncı savaş; dünya tari­hinin yaşadığı en kanlı, en kıyıcı, en zalim sivil katliamına dönüştü ve bu kez; “Ya göç edin... Ya çöle gidin....” demiyor, tek seçenek bıraktı, “öle­ceksiniz” diyor ve ölüm yağdırıyor. Siyasi ufkunu karartmış İsrail Başbaka­nı Netanyahu, Filistin’i yakıyor. Aşırı sağcı Yahudi partilerin desteğini de arkasına aldı; Batı Şeria’yı ve hem de Gazze’yi süre­siz olarak işgal etme planı yaptı, uyguluyor.

★★★

İsrail’in kendi öz vatan­daşlarından bir bölümü bile bu kanlı sivil katlia­mına ortak olmamak için askere gitmeyi reddeder oldular. Bir bölümü de savaşın yükünü paylaşmak istemediklerini açıkladı­lar. Bir bölümü ise kutsal kitapları Tevrat’ın ayetleri­ni göstererek savaşta sivil öldürmenin katillik oldu­ğunu açıkça söylediler, söylüyorlar.

Tablo bu!

Bu tablo karşısında başta Türkiye’nin Cum­hurbaşkanı ve iktidar partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı­nın, “Filistin’de sivil katliamı Türkiye’de belediye seçimi malze­mesi haline getirme­sinin” hiçbir inandırıcı­lığı yok. Filistin halkının somut eylemle desteklen­mesi gerekiyor. Somut eylem: Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı ve şu anda Uluslararası Adalet Divanı’nda görüşülmekte olan “soykırım davası­na” müdahil olmaktı.

Türkiye bunu yapmadı.

Niçin?

Ayıptır.

Yakalayın saklanıyor! Bırakmayın kaçıyor!

Göstere gös­tere gelen, bile bile göz yumulan, korunan, destek­lenen yerli ortaklı yabancı altın arayıcı şirketin (Ana­gold Madencilik) sebep ol­duğu Erzincan’daki büyük felaketin hesabı sorulacak mı, nasıl sorulacak, kime sorulacak? Nerdeyse bir ay doldu, dolacak. Devleti ele geçirmiş rüşvet yiyici ile rüşvet yedirici altıncı arasında kurulmuş “el ele-iç içe- dip dibe geçmiş iktidar siyasetçisi- yük­sek makam sahibi bü­rokrat- yabancı şirkete ortak edilmiş iktidara yakın işadamı- yerel işbirlikçi yapı” içinde altıncı şirketi koruyan, kol­layan, kolaylık gösteren­lerin tamamından hesap sorulması gerekir. Altıncı şirket boru patlaması sonrası çevreye 20 ton si­yanürlü su saldığı için ceza almasından sonra bile ona verilen kapasite artırma ruhsatının altında imzası bulunan dönemin Çevre Bakanı Murat Kurum’u savcılar henüz ifadeye çağırmadı. Altıncı şirkete verilen 6 ruhsat da henüz iptal edilmedi. Şirketin yerli ortağı Çalık Holding de ifadeye çağrılmadı. Altıncı şirketin 7.2 milyon dolar vergi borcunu silen devlet yetkilisi de ifadeye çağrılmadı. Altıncı şirketin baş yetkilisi Kenan Özde­mir adlı biriymiş, ABD’den dönmedi. Üç-beş çalı­şan tutuklandı. Erzincan felaketinin baş sorumluları saklanıyor, yakalayın. Ka­çıyorlar bırakmayın.