“Ben Türk biçimi veya Türkiye biçimi bir başkanlık sistemi dedim... Başladılar saldırmaya. Bunlar kendi ülkesinin markasını da istemiyorlar. Ya mecbur muyuz illa Amerikan, Fransız sistemi veya şu sistemi bu sistemi söylemeye? Biz hepsinden alırız, adeta bir arı gibi ondan da ondan da, hepsinden toplarız, balımızı yapar milletimize sunarız.
Olay bu kadar basit!”
* * *
Enteresan tabii...
Türk biçimi yerli otomobil gibi...
Amerika’dan, Fransa’dan,
İtalya’dan, Japonya’dan alıp Türk tipi otomobil yaratmak...
Biraz montaj sanayii, ama olsun!..
Fakat bu başkanlık sistemi baldan çok aşureye benzeyecek gibi görünüyor...
Diş buğdayı, kuru fasulye, nohut, incir, biraz kayısı, kuş üzümü, fındık...
Aşure başkanlık!..
* * *
Peki biz o zaman neyi tartışacağız?..
Ülkenin Başbakanı Davutoğlu Ahmet kendisini koltuğundan edecek sistem için “Enine boyuna tartışalım” diyor...
Fakat ortada tartışacak ne eni var, ne de boyu...
Dünyadaki bütün başkanlıkların hepsinden bir şeyler alıp AKP kafasına göre bir Türk Tipi Başkanlık yaratacaklar...
Üstelik Tayyip Bey’e göre olay bu kadar da basit!..
O zaman ortada tartışılacak bir şey de kalmıyor...
Tek sorun, mevcut başkanlık sistemlerinden nelerin alınacağına kimin karar vereceği!..
* * *
Diyelim ki bir komisyon kuruldu ve başkanlık aşuresinin yapımına geçti ve ortaya bir marka çıktı...
Ya Tayyip Bey bu aşureyi beğenmezse?..
O zaman iş başa düşecek ve Tayyip Bey bir arı gibi ondan bundan alıp kendine göre bir biçim yaratacak...
Zira, başkanlık sistemi geldiğinde Başkan olabilecek tek adam Tayyip Bey...
AKP başkanlık sistemini herhalde Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli veya Ekmeleddin İhsanoğlu için düşünmüyor...
* * M*
Bu durumda Türkiye başkanlığın nesini tartışacak?..
Çareyi Tayyip Bey zaten bulmuş, “Ondan, ondan alır milletimize sunarız” diyor...
Aşure sistemine geçeceğiz ve bütün dertler bitecek...
Terör, IŞİD, Esad, Suriyeli sığınmacılar, Rusya...
Enflasyon, eğitim, üniversiteler, sağlık hizmetleri, geçim sıkıntısı...
Demokrasi, özgürlükler, hukuk, adalet...
Hepsi, hepsi, hepsi...
Ama bunun tek şartı var:
Tayyip Bey Başkan olursa!..
Kırılmadık Ne Kaldı?
Başlıktaki söz, Kıbrıs Gazisi Atilla Çilingir’in son kitabının adı...
Daha önceki kitaplarında akıcı üslubundan tanıdığınız Atilla Çilingir “Kırılmadık Ne Kaldı” adlı yeni çıkan kitabında 2002 yılından 2015 yılana kadar olan süre içinde Türkiye’de yaşanan ve gelişen olaylardan kesitler sunuyor ve bunların analizini yapıyor...
Okurlarına zaman zaman, özlem duyulan eski günleri hatırlatırken, yaşanan siyasi ve sosyal acı olayların ülkemize nelere mal olduğunu anlatıyor ve “Zaman asla kaybolmaz” diyor..
Vatan, millet, cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı Atilla Çilingir’in kitabı 2002-2015 arasında yaşadıklarımızı bir film şeridi halinde sunuyor, tarihi gerçekleri vurguluyor...
Gerçekten, belgesel nitelikteki bu kitapta zaman asla kaybolmuyor!..