Ülkemizde bilimin gelişmesi ve genç nesillerin Nobel ödüllü gururumuz Prof. Aziz Sancar’ın yolunda ilerleyebilmeleri için onları motive etmeye çalışan bir bilim insanı var. Ayça Arslan Ergül, Türkiye’de gençlerin bilime karşı ilgilerini ve iç motivasyonlarını arttırmak için liseleri dolaşıyor, seminerler veriyor.

ayça-arslan-ergül_2
2015 Nobel Kimya Ödülü, DNA onarım sistemi alanında çalışmalarda bulunan

 Prof. Dr. Aziz Sancar'a verildi. Sancar ülkemize Nobel heyecanı yaşatan ilk kişi değil; ancak fen bilimleri alanında dünyanın en saygın ödülüne layık görülen Anadolu coğrafyasında yetişmiş ilk bilim adamı. Küresel rekabet raporunda ise bu sene Türkiye, bilimsel araştırma ve innovasyon bileşeninde 144 ülke arasından 56. sıraya geriledi. Ancak ülkemizin bilimin gelişmesi ve genç nesillerin Aziz Sancar'ın yolunda ilerleyebilmeleri için onları motive etmeye çalışan bir bilim kadını var. Ayça Arslan Ergül, Türkiye'de gençlerin bilime karşı ilgilerini ve iç motivasyonlarını artırmak için liseleri dolaşıyor, seminerler veriyor.



Sabancı Vakfı “Fark Yaratanlar” programının yedinci sezonunun beşinci Fark Yaratan’ı Ayça Arslan Ergül oldu.

ayça-arslan-ergül_1

Ayça Arslan Ergül, Bilkent Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji alanında çalışıyor. Akademik araştırmalarının yanı sıra lise öğrencilerinin bilimden korkmamaları ve kendilerine güvenmeleri için değerli bir proje yürütüyor. Ankara’da lisede okuyan çocuklara yönelik farkındalık yaratmak ve onlara yol göstermek için belirli zamanlarda okullara gidip seminerler veriyor.

ayça-arslan-ergül_2


"ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİĞİ EN ÇOK LİSE ÇAĞINDAKİLERDE GÖRÜYORUZ"

Bugüne kadar 20 farklı okulda bine yakın öğrenciye seminerler veren Bilim kadını Ayça Arslan Ergül, yürüttüğü projeye yönelik şunları söylüyor:

"Ben moleküler biyoloğum ve işimi çok severek yapıyorum. Her gün çok severek geldiğim bir laboratuvarım, severek çalıştığım çalışma arkadaşlarım var. İnsanlar bunu bilmiyorlar. Özellikle liselerde "moleküler biyoloji nedir?", "Tıp mı seçsek Moleküler Biyoloji mi seçsek?" gibi her zaman karşılaştığımız bir soru var. Ama aslında temel soru bu değil. Temel soru siz neden hoşlanıyorsunuz ve ne yapmak istiyorsunuz? ve bunu yapabileceğinize inanıyor musunuz? Çocuklar çok zeki, çok yetenekli ve gelecekleri çok parlak. Ama çoğu bunu bilmiyor.  Öğrenilmiş çaresizlik diye bir tema var, bir konu var. Öğrenilmiş çaresizliği özellikle lise çağında çok yaşıyoruz, lise çağındaki çocuklarda çok görüyoruz. Herhangi bir başarısızlıkla karşılaştıklarında bununla nasıl baş edeceklerini bilmiyorlar. Aslında bizi bir noktaya getiren, başarılı olmamızı sağlayan bir nevi


başarısızlıklarımızın toplamı ve bunlara nasıl yanıt verdiğimiz,  bunlarla nasıl başa çıktığımız oluyor. Ben çocuklara bunu aşmaları için bir konuşma yapıyorum. Bu konuşmamda önce kendimi anlatıyorum. Daha sonra karşılaştığım engelleri, başarısızlıkları, nasıl nelerle çaba gösterdiğimi bunları anlatıyorum. Ve çocukların benimle kendilerini özdeşleştirmesini istiyorum çünkü ana tema olarak "ben ne yaptıysam onlar da yapabilir" benden çok daha iyisini yapabilirler. Moleküler biyoloji ile ilgileniyor olmalarının hiçbir önemi yok. Sosyal bilimler ile de ilgileniyor olabilirler.  "Hocam biz kendimizi hep geri çekiyormuşuz bunu fark ettik ve bundan sonra elimizi daha çok kaldıracağız, daha çok soru soracağız ve daha çok kendimize inanmaya başladık"

şeklinde tepkiler alıyorum."

Ayça Arslan Ergül, başarılarının ve hayallerinin yanında başarısızlıklarından ve korkularından yola çıktı. Lise çağındaki öğrencilere kendine güven ve bilim sevgisi aşılamak için seminerler verdi. Hem bilim dünyasında yaptığı çalışmalarda hem de lise öğrencilerin hayatlarında kocaman bir fark yarattı.