Sevgili okurlarım, burada üç gün önce yayınlanan yazımda sizlere bazı somut örnekler vermiş ve iktidara birkaç soru sormuştum...
Çünkü karşımızda çok ilginç bir olaylar silsilesi vardı.
Türkiye’de yargılanıp hapis cezası alan bazı yabancı uyruklu kişiler dışarıdan, ABD, Almanya ve İsrail’den gelen baskılar sonucunda serbest bırakılmıştı.
Yazdıklarım tamamen belgeli idi.
Bu konuda başta CHP olmak üzere muhalefet partilerine de çağrıda bulunmuş ve şöyle demiştim:
“Bu konunun üzerine gidilsin, Türkiye’de yargının ne ölçüde bağımsız olduğu ortaya çıkarılsın.”
Şimdi konuyu bir kez daha özetliyorum.
★★★
Yıl 2023... Danny Awka isimli bir İsrail vatandaşı uyuşturucu kaçakçılığı yapıyordu. Günün birinde Türk gümrükleri tarafından yakalandı.
10 yıl hapis cezası aldı.
Ancak İsrail bu adamın bırakılması için sürekli bastırıyordu.
Konu, İsrail hükümeti ve İsrail medyası tarafından da dikkatle izleniyor, adamın bir an önce bırakılması isteniyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu baskılar altında adeta eziliyordu!
İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen beklenen açıklamayı en sonunda yaptı:
“Danny Awka iki ülke arasında kurulan resmi temaslar sonrasında yakında serbest bırakılacak. Bu konuda gösterdikleri anlayış nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan ve Hakan Fidan’a teşekkür ediyoruz. Bu durum İsrail ile Türkiye’nin yakınlaşması yolunda atılan önemli bir adımdır.”
Evet!.. ’Bağımsız Türk yargısı’ bir kenara bırakılmış ve İsrail vatandaşı olan uyuşturucu kaçakçısı bir gün ansızın, pazarlıklar sonucunda bırakılmıştı!
İsrail hükümeti tarafından gönderilen özel bir uçağa bindirildi ve memleketine gönderildi.
Cezasının bitmesine henüz bir süre vardı.
Recep Tayyip ve Hakan Fidan Türkiye’de bu konuyu en iyi bilen iki kişi... Günün birinde belki konuşup neler olduğunu bize de anlatırlar...”
★★★
Ve İzmir’de yaşayan rahip Andrew Brunson...
FETÖ ve PKK gibi terör örgütleriyle ilişkisi olduğu, onlara yardım ettiği iddiasıyla tutuklanıp yargılanan ve hapis cezası alan bir ABD vatandaşı...
Ancak bu konuda yaşanan gelişmeler Türkiye’nin başını ağrıtacak gibiydi.
Olaya ilk başkanlığı döneminde Trump el koydu ve rahibin derhal bırakılmasını istedi.
Ancak bildiğimiz gibi Türkiye’de bağımsız bir yargı vardı ve cumhurbaşkanı dahil hiç kimse yargının verdiği kararlara müdahale edemezdi!
Recep Tayyip bu istemlere karşı çıkıyordu:
“Bu can bu bedende olduğu sürece yargımızın verdiği bu kararı hiçbir güç değiştiremez” diyordu.
Bu kez Trump sert çıkmaya başladı.
Türkiye’yi açıkça tehdit ediyordu...
Ve günün birinde rahip Brunson kendisinin bile hiç beklemediği bir biçimde hapishaneden tahliye edildi.
Kendisini havalimanında beklemekte olan, ABD’den gönderilen özel bir uçağa bindirildi ve ver elini ABD!
ABD’de Trump tarafından Beyaz Saray’da kabul edildi.
Trump bir süre sonra İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşürken baklayı ağzından çıkardı:
“Bildiğin gibi biz rahibi Türkiye’den geri aldık. Çok önemli bir anlaşma idi...”
★★★
Üçüncü örneğimiz gazeteci Deniz Yücel...
Türk ve Alman vatandaşı Deniz Yücel de gerek FETÖ ve gerekse PKK’ya destek verdiği iddiasıyla tutuklandı, yargılandı ve hapis cezası aldı.
Ancak bu kez de başbakan Merkel bu karara karşı çıkıyor ve gazetecinin bırakılmasını istiyordu...
Türk yetkililer ise aksini savunuyor, “Bizde yargı bağımsızdır. Verilen yargı kararlarını değiştirmemiz asla söz konusu olamaz” diyorlardı!
Recep Tayyip bu olayda da ağır konuştu.
“Bu şahıs Alman ajanı bir teröristtir ve cezasını çekmeden tahliye edilmesi mümkün değildir.”
Bu süreçte pazarlığı iki başbakan, Binali Yıldırım ve Merkel yaptılar.
Tahliye karşılığında Türkiye’nin bir şey kazanıp kazanmadığı hiçbir zaman ortaya çıkmadı.
★★★
Sevgili okurlarım bu konuyu birkaç gün arayla ikinci kez yazıyorum. Peki bunu niçin yapıyorum?
Zira karşımızda çok ilginç bir durum var.
Demek ki iktidar, dış baskılar gelince yargının bağımsızlığını falan unutup mahkeme kararlarını altüst edebiliyor.
Yukarıda verdiğim üç adet somut örnek bunun kanıtlarıdır.
Uyuşturucu kaçakçısı Danny Awka, rahip Brunson ve gazeteci Deniz Yücel...
Üçü de AKP iktidarı tarafından bir anlamda affa uğruyor ve tahliye ediliyor.
Birinin arkasında İsrail, ötekinin Trump ve üçüncünün arkasında Merkel var.
Onlar bastırıyor, biz tahliye ediyoruz!
Bunu da ikinci kez yazıyorum... Zaman henüz geçmedi, başta CHP olmak üzere muhalefet partileri bu olanların üzerine mutlaka gitmelidir.
Bir görelim bakalım, yargımız bağımsız mı, değil mi!