Ülkemizi saran ekonomik krize rağmen 4 büyüklerimiz her sene olduğu gibi bol keseden harcamaya devam etti. Amaç neydi? Avrupa’da başarı, ligimizde şampiyonluk ve halka açık şirket olan kulüplerimizin zarar etmeyip UEFA kriterlerine uymasıydı. Taraftarları heyecanlandıran isimlerin uçakları teker teker indi, yöneticilerimiz alkışlandı ve yeni transfer sihirbazlarımız oldu.

Teknik direktörlerimiz yabancı sayısının arttırılmasını istedi, çiçeği burnunda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yönetimi “hay hay” dedi. Yeni sezon açılalı henüz 3 hafta oldu. Geldiğimiz noktada Fenerbahçe elendi, yoluna Avrupa Ligi’nde devam edecek. Galatasaray ise  cüssesi hayli düşük olan rakibi karşısında onca yatırıma rağmen tel tel döküldü. Düşünün ki elenirse Şampiyonlar Ligi’nde temsilcimiz olmayacak. Üstelik takım sayısı arttırılmış bir formatın içinde dahi yer alamayacağız.

Kulüpler istedi, TFF yönetimi değişti. Kulüpler borç batağına düştü, devlet bankaları imdada yetişti. Vergi borçlarının bir kısmı silindi, yapılandırıldı devlet yine başroldeydi. Ücretsiz araziler tahsis edildi, inşaat izinleri bürokrasiye takılmadı, devlet yine yanlarındaydı. Hükümet talimatı ile önleri açıldı ama gel gör ki başarı yine gelmedi. Tüm bu yapılanlar karşısında 4 büyüklerimiz ne yazık ki beklenenin uzağında bir görüntü verdi.

Doğal olarak herkes başarı bekliyor. Ligimizde tek şampiyonun çıkacağı gerçeği ortadayken 4 büyüklerimizin yöneticileri hala hayal satıyor, insanları beklentiye sokuyor. Biz hala yumruklanan hakem, sahada yere düşürülen başkanı konuşmaya devam ediyoruz. Avrupa’da dökülüyoruz, kendi ligimizde kazandığımız maçları kahramanlık öyküsü gibi anlatıp mutlu olmaya çalışıyoruz.

Artık masal değil, Avrupa’da başarı bekliyoruz. İstediklerini olduysa, lütfen sahaya çıkıp gerçek futbolunuzu mutluluğa hasret futbolseverlere izletin.