TBMM Adalet Komisyonu’na bu yasama döneminde milletvekilleriyle ilgili bin 760 fezleke geldi. Terör bağlantılı olanlar dışındaki dosyaların görüşülmesi hep “Dönem sonuna” bırakılır. Dokunulmazlığının kaldırılması istenen milletvekili, yeniden seçilemezse fezlekede belirtilen suçtan yargılanır. O fezlekeleri incelediğimizde neredeyse milletvekillerinin de neredeyse işlenmediği suç kalmamış.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, hangi soru üzerine, kime cevap verdiği bilinmesine rağmen, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine “Ahmak” dediği için bir yıl 19 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Peki, daha ağır sözler söyleyen, daha ağır suçları olan milletvekillerine niçin dokunulmuyor? TBMM’de milletvekillerine ait 158 hakaret fezlekesi düzenlenmiş. Yalnız bununla kalsa iyi. Yaralanmadan adam öldürmeye, dolandırıcılıktan sahteciliğe, ihaleye fesat karıştırmadan devleti hortumlamaya, cinsel tacize kadar yok yok... “Ahmak” diyen belediye başkanına hapis, polise “şerefsiz” diyene ise dava bile açılmamış.

İKİ HEDEF İSİM

Bin 760 dosya arasından ikisi Anayasa ve Adalet Komisyonu tarafından çekildi. Bunlardan birisi CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, diğeri İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan’a ait. “Şikayete bağlı suçtan dokunulmazlığı kaldırılmasına karar verilecek ilk milletvekili bu gidişle Türkkan olacak ve hakaretten yargılamanın da önü açılacak.

CHP’den Yalova Belediye Başkanı seçilen Vefa Salman, belediyedeki yolsuzlukları ortaya çıkarıp bunları ilgili makamlara ihbar etmişti. Ancak, Yalova’yı CHP’den alabilmek için Salman, İçişleri Bakanı tarafından açığa alındı. Bu böyle devam edip gidecek gibi görünüyor. Vefa Salman’ın “vefalı arkadaşı” Ali Mahir Başarır, hukukçu olduğu için dosyanın içeriğini biliyor. Salman’ın bir yanlışı olmadığına inanıyor. Onu, duruşmalarında hiç yalnız bırakmıyor. Olan, işte böyle bir duruşmada oldu.

 DURUŞMADA YAŞANAN OLAY

Yalova’daki duruşmayı CHP Genel Başkan yardımcısı Seyit Torun, CHP Milletvekili Turan Aydoğan’la birlikte izleyen Ali Mahir Başarır, karara tepki göstermişti. Yani, iddia edildiği gibi mahkemenin basılması diye bir durumun asla söz konusu olmadığını üç milletvekili de belirtmişti.

Başarır, SÖZCÜ’ye, “Bu tepkiler hukuka aykırı bir karar verilmesi veya hakimin bir işlem tesis etmesi için bir zorlama şeklinde yapılmamıştır. ‘Diyecek laf yok, çıkalım buradan’ dedikten sonra mahkeme terk edilirken insani anlamda tepkiler verilmiştir. Bu tepkileri mahkeme basmaya doğru evirip çevirmek bilerek ve isteyerek dokunulmazlığın getirildiğinin göstergesidir” dedi.

SEÇİLEREK GELDİ

Bugün 14:30’da Karma Komisyon gündemine Başarır ve Türkan’ın yasama dokunulmazlığı kaldırılması hakkında cumhurbaşkanlığı tezkeresi ele alınacak.

Başarır’la ilgili fezlekede öne sürülen suçlama, “Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs.” Türk Ceza Kanunu’nun 125. Maddesinde belirtilen “Hakaret” suçunun nitelikli hali olan kamu görevlisine hakarettir. Ayrıca hakaretin alenen işlendiği iddia edilerek cezanın artırılması da savcının istemidir.

ŞEHİT YAKINI DEĞİL!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e sosyal medya yoluyla hakaret ve küfür eden kişi, Akşener’in 5 Kasım 2021 Bingöl ziyaretinde “Şehit yakını” olarak karşısına çıktı. Bu olayı Türkkan şöyle anlatıyor:

“Kaldı ki şehit olduğu söylenen kişinin, şehit olup olmadığı belli olmamakla birlikte, bu kişi üzerinden sanki şehit bir polis, ya da şehit bir asker algısı yürütülmektedir. Çünkü bu kişinin resmi bir şehitlik kaydı bulunmamaktadır. Olayın öznesi şehit yakını değil, provokatör bir şahıstır.”

Türkkan, olayın planlayıcılarının bu durumu Türkiye’nin ana gündem maddesi yaptığını, şahsına yönelik aylarca süren itibar suikastına dönüştüğünü belirtiyor. Türkan, dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyanın bugün ele alınışını da şöyle yorumluyor:

14 AY SONRA

“İnsan ahlakına sığmayan suçlar bir kenara bırakılıp, adıma düzenlenen fezleke, bin 760 tane dosya içerisinden cımbızla çekilerek gündeme alınmış, muhalefeti ve toplumu sindirme çabalarının bir sonucu olarak siyaset sahnesine dahil edilmiştir.

Siyasetin Saray eliyle dizayn edilmesi, bir kez daha yargının siyasete müdahalesinin önünün açılması, yaklaşan seçim sürecinde kendilerince kullanışlı görülen bir komplonun 14 ay sonra yeniden gündemleştirilmesidir.”

HALEN ÜZGÜNÜM

Geçmişte söylenen bazı sözleri de anımsatıyor. Örneğin şehitlerimize “kelle”,  şehit yakınlarına “karaktersiz şehit babaları var” diyen, Türk Milleti’nin yüreğini yakan şehit haberlerini “3-5 şehit var diye kopan bir yaygara” olarak görenler olduğunu belirtiyor, “Şehit, şehit yakınları ve gaziler konusunda bize ahkam kesemezler” diyor.

Lütfü Türkkan sohbetimizde, “Meselenin başlangıcında küfrü savunmak mümkün değil. Kızmış olabilirim ama sabırlı olup o sözleri söylememeliydim. O gün olduğu gibi halen üzgünüm” derken, şehitler üzerinden siyaset devşirip üzerinde tepinmenin de ahlaksızlığından” söz ediyordu. Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyoruz.