Sevgili okurlarım, bizim gazetede ve internet sitesinde dün çok ilginç bir fotoğraf yer almıştı...

Ahlat’taki AKP törenlerinde ilginç buluşmaların gerçekleştiği anlaşılıyor. Hem de bu buluşmalar kameraların karşısında olmuş.

Şimdi bir düşünün...

Malazgirt Savaşının 953. yılı kutlanıyor ama nerede?

Savaş alanına yakın olduğu için Ahlat’ta...

Bitlis’in Van gölü kıyısındaki şirin ilçesinde.

★★★

İstanbul, Ankara ve Marmaris’tekiler yetmemiş olacak ki AKP iktidarı Ahlat’ta da kendisi için yeni bir saray yaptırdı. 

Zaferimiz hem sarayda hem de bu amaçla yaptırılan eski çadırlar taklidi bir yerde kutlandı.

Kambersiz düğün olmaz!

Devlet Bey ve ekibi de kutlamalarda boy gösterdi.

Recep Bey tarafından düzenlenen mitingde pankartlar açıldı:

“İstikamet Kızıl Elma...”

Nedir kızıl elma?..

Osmanlı’daki bazı maceracıların özellikle Enver Paşa döneminde diline doladığı bir hülya!

Birinci Dünya Savaşında Rus ordusunun karşısında Doğu cephesinde ezilen Osmanlı günün birinde dirilip Müslümanların yoğun olduğu Orta Asya’yı ele geçirecek ve o büyük coğrafya İslam egemenliğine geçecekti!

Şimdi Ahlat mitinginde dile getirilen Kızıl Elma yutturmacası işte budur!

★★★

Evet, yine fotoğraflara ve ekranlarda yer bulan çekimlere dönelim...

İşte size bazıları:

AKP militanı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bizim Recep Bey’in özel davetlisi olarak yine ortalıkta dolanıp nutuk atıyor, dualar okuyor. 

Ama bu siyasi toplantıda bir de komutanlarımız var.

Bizim gazetede çıkan fotoğrafa bakıyorum kimler yok ki!

Recep Bey, Devlet Bey, Genelkurmay eski başkanı olan şimdiki Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, iktidar destekçisi küçük bir partinin başkanı Bay Mustafa Destici ve adı nice olaylara karışmış olan Hizbullah isimli terör örgütüyle yakın ilişkileri olan Hüda Par başkanı Bay Zekeriya Yapıcıoğlu.

★★★

Bunları anladık...

Bunlar şimdilik Türkiye’yi yöneten siyasi kadro.

İyi de aynı karede iki komutan var.   

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Kadıoğlu.

Bunların o karede ne işi var? 

Ahlat’taki siyasi kutlamalarla bu iki komutanın ne ilgisi olabilir?

★★★

Geçmiş yıllarda biz ordumuza güvenirdik...

Sadece insan gücü, silah, araç gereç falan adına değil, manevi açıdan da moralimizi yüksek tutar ve derdik ki “Bizim ordumuz işte orada. Taş gibi sağlamdır ve sonsuza kadar öyle kalacaktır. İyi ki güvendiğimiz Türk ordusu var.” 

Sonraki yıllarda (ne yazık ki) bu güvenimizi yitirmeye başladık.

Bu süreç Hilmi Özkök isimli arkadaş ordumuzun başına geçtiğinde hızlandı ve giderek artış gösterdi...

Şimdi ortalıktan kaybolan, nerede olduğunu ve ne yaptığını bilmediğimiz Hilmi Bey acaba ne yapıyor, bıraktığı ‘eserlerden’ acaba memnun mu!

İşin ilginç bir yanına daha değineyim...

O yıllarda başbakan olan Recep Bey kendisine “hocam” diye hitap eder ve Hilmi hocam da bu hitaptan son derece mutlu olurdu.

Bu şahıs Türkiye Cumhuriyeti’nin Genelkurmay Başkanı olmuştu!

Sonrasını hepimiz biliyoruz.

★★★

Ahlat mitinginde nutuk okuyan, Malazgirt Savaşının 953. yılını kutlayan Recep Bey’i dinlerken aklıma geldi...

26 Ağustos 1922 tarihimizin çok önemli günlerinden biridir...

30 Ağustos’ta zaferle taçlanan Büyük Taarruz’un başlangıç günü.  

Recep Bey konuşmasında acaba bu zafer haftasına da (kısaca bile olsa) değinecek miydi?

Değinmedi!

★★★

Oysa Ahlat törenlerine ‘Türk milliyetçisi” Devlet Bey’i de yanında götürmüştü.

Devlet Bey acaba hiç kimseye duyurmadan Recep Bey’in kulağına bir cümleden oluşan kısa bir anımsatma yapamaz mıydı!

“Sayın Cumhurbaşkanı, galiba 26 ağustos zafer haftasını unuttunuz. En az Malazgirt kadar önemlidir. O konuya da kısaca değinseniz!”

Aman canım, o kadar işinin arasında bir de gerçek zafer haftasıyla mı ilgilensin!

Kim takar zafer haftasını.