2018 yılında Tek Adam Sistemi’ne geçtik...

Ülke olarak 6 yıldır ortak akıldan uzağız.

Her şeye TEK KİŞİ karar veriyor! Herkes o tek kişinin kararlarını beklediği için işler sağlıklı yürümüyor, yanlışlar düzeltilmiyor...

Bedelini millet ödüyor!

★★★

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 1 saat 35 dakika süren görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’a keşke tüm gerçekleri acı da olsa açık açık söyleseydi.

Söyledi mi, bilmiyoruz. Ortada sadece dolaylı bilgiler dolaşıyor.

Sağlıklı, net bir “ortak açıklama” yapılmadı!

Oysa, “Tarihi” diye adlandırılan bu görüşme mutlaka şeffaf olmalı, millet konuşulanların her kelimesini öğrenmeliydi!

Sonuçta iki taraf da görüşme “olumlu geçti” diyor ama...

Sorunların çözümüne dair henüz bir ışık yok!

Siyasal gerginliğin etkileri toplumu tahrip etmeye devam ediyor.

“Kişiye göre” yapılmak istenen yeni anayasanın hazırlıkları, “ruhsuz ve robot bir nesil yetiştirmeyi” amaçlayan gerici müfredat, baskı ve yasaklar, inatla hapiste tutulan komutanlar, cezaevindeki milletvekili ve siyasi sanıklar, gazeteciler...

Tüm bunlarda değişen bir şey yok!

“Siyasette yumuşama dönemine girdik” sözü politik bir manevra, bir yutturmaca mı yoksa?

Ses var görüntü yok, laf var, eylem yok!

Hal böyle olunca, siyasetteki bahar havası lafta kalıyor, işlerin düzelmesini beklemek saflık oluyor!

★★★

Politikada yumuşuma böyle olmaz...

Evet, insanlarımız sertlikten, küfür ve kavgalardan bıktı, usandı.

Türkiye’nin normalleşmesi için siyasetteki gerginliğin bitmesi gerekiyor.

Ancak... Somut adımlar atmak lazım!

Güzel ülkemizin sorunu, özellikte son dört-beş yıldır bozulan ekonomi, artan yoksulluk, bölünmüşlük, hoşgörüsüzlük ve eleştirilere tahammülsüzlüktür.

★★★

Siyasetteki yumuşama ile birlikte, ülkeyi geriye götüren kararlardan, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığından vaz geçip birlik olmalı, tüm gücümüzle ülkemizi “Üreten Türkiye” yapmalıyız...

O zaman, enflasyon da biter, açlık da...

Mutlu insanlar ülkesi oluruz.

Şu anda ne haldeyiz?

Dünya Mutluluk Endeksi’nde, 150 ülke arasında 112’nciyiz. Daha önceki endekste 104’üncüydük... Mutsuzlukta 8 basamak daha gerilemişiz... Biz buna layık değiliz!

“Bugün birine yardım edin!”

Bugün 11 Mayıs... “Ne özelliği var?” diyeceksiniz belki... Usta sanatçımız Müjdat Gezen, 11 Mayıs’ı “Dünya Yardım Günü” ilan ederek herkesi birine yardım etmeye çağırdı.

“İnsan iyilik de yapmalı” düşüncesini aşılamak istediğini söyleyen Müjdat Gezen, bu yardımlaşma fikrinin toplumda yayılması için hazırlayıp bastırdığı sertifikayı bana da yolladı.

İnsanlarda iyilik etkisi yaratmayı amaçlayan sertifikada Türkçe ve İngilizce olarak yazılan şu insancıl çağrı var:

“Bugün birine yardım edin...

Aç biri için sandviç sipariş edin...

Görme engelli birine gazete okuyun...

Yaşlı bir kişinin karşıdan karşıya geçmesine yardım edin...

Bir sokak köpeğini besleyin...

Bir çocuk için bir okul defteri satın alın...

Bir çiçeğe su verin...

Sokak kedisini besleyin...

Siz de istediğinizi ekleyin.”

(Müjdat Gezen)

TEBESSÜM

Cevabı verilmeyen iki soru

Öğrenci Temel, sınıfta din hocasına sormuş:

“Hocam... Bir şey sorabilir miyim?”

“Sor bakalım ne soracaksın?”

“Hocam, hep ‘Allah versin’ diyorsunuz. Hırsızlara, yolsuzlara Allah mı veriyor? Bir de ‘Allah korusun’ diyorsunuz, en dindar siyasetçiler bile silahlı korumalarla dolaşıyor. Allah onları korumuyor mu?”

Hoca, Temel’e sadece kızmış, bir cevap verememiş!

GÜNÜN SÖZÜ

Refah ve saadet, irtica ve cehaletin geldiği yerden uzaklara kaçar!