Uygar bir ülkede bu kadar çok elektrik arızası olmaz!
Bir defa olur, iki defa olur, üç defa olur diyelim...
Her gün defalarca elektrik arızası olur mu?
Bodrum’da oluyor ve insanlara tatillerini zehir ediyor!
Hemen her gün (gece ve gündüz) meydana gelen elektrik arızaları Bodrum’un birçok bölgesini zindana çeviriyor. Gündoğan, Yalıkavak, Türkbükü, Gölköy, Akyarlar, Müskebi, Geriş, Çiftlik, Gümüşlük, vs. Her yer karanlıkta kalıyor!
Özellikle Gündoğan Küçükbük elektrik kesintilerinden “İllallah” dedi. 6 saate varan kesintiler oldu!
Arızalar, Elektrik Dağıtım Şirketi AYDEM’in umurunda değil sanki! Bu çile her gün çekilmez ki!
AYDEM yetkilisi olsam, bu rezilliği önleyemediğim için utancımdan derhal istifa ederdim!
Ülkemiz bir garip oldu. İstifa etmek diye bir erdem yok!
Bazı yurttaşlar “Uzun yıllardır görmediğimiz bu kesintiler acaba kasten mi yapılıyor?” diye kuşkulanıyor.
İnanın, 21’inci Yüzyıl’da, dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar sık arıza, bu kadar büyük aymazlık olmaz!
Avrupa ülkelerinde bunun yüzde biri olsa, yer yerinden oynar, elektrik şirketleri batar, hükümetler istifa ederdi!
Bizde ise bir Enerji Bakanlığı var mı? Varsa ne iş yapar? Bir işe yarıyor mu? Doğrusu kuşkuluyum!
Sadece elektriğe yüzde 38 gibi acımasız zamlar yapmayı biliyorlar ama vatandaşa hizmet etmeyi bilmiyorlar!
★★★
İzmir’de, elektrik şirketinin ihmali nedeniyle iki vatandaşımız sokak ortasına cereyana kapılıp hayatını kaybetti.
Nasıl bir ilkellik bu? Nedir çektiklerimiz?
Toplum olarak çok mu günah işledik?
Ne hata yaptık da, böylesine niteliksiz, ehliyetsiz kişilerin elinde kaldık!
★★★
Bodrum’un birçok bölgesini etkileyen elektrik kesintileri insanlara tatillerini zehir etti.
Zaten müthiş bir su sıkıntısı vardı. Şimdi buna elektrik de eklendi.
Muğla’nın diğer ilçelerinde de durum pek farklı değil!
Elektrik şirketleri ne yapar Allah aşkına? Kolay kazanmanın yolunu izleyip, sadece fatura keserek para mı toplarlar?
Altyapıyı güçlendirmek için hiç yatırım yapmazlar mı?
Bu ülke yönetiliyor mu? Yoksa “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” mı?
Cennet turizm bölgelerini el birliği ile cehenneme çevirmeye çalışıyorlar!
Kadın düşmanı zihniyet!
Ülkemizdeki “Kadın düşmanı zihniyetten” nefret ediyorum.
Hiçbir uygar ülkenin kadınları, Türk kadınları kadar hor görülmemiş, ezilmemiştir.
Parlamento hiçe sayıldı, kadınlarımızı şiddette karşı korumayı amaçlayan Uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede (tek imza ile) çıkıldı...
Sonra ne oldu?
Yüzlerce kadınımız şiddetin kurbanı oldu, öldürüldüler!
Şimdi de, Diyanet İşleri Başkanlığı geçen Cuma günkü hutbesinde (yetkisi ve haddi olmadığı halde) kadınların yaşam tarzına müdahale etti.
“Ölçülülük” anlamına gelen “Takva” konusunu ele alan Diyanet “Kadınların, evlerinin dışına çıkarken örtülmesi gereken yerler, yüz, eller ve ayaklar hariç bedenin tamamıdır. Tesettür Allah’ın emridir, kişisel bir tercih değildir” dedi.
İlahiyatçı Prof. Dr. Şahin Filiz “Diyanet’in tesettür tanımı Taliban ve İŞİD tesettürüdür. Kuran’daki tesettürle hiçbir ilgisi yoktur” derken, İlerici Kadınlar Derneği Genel Başkanı Umut Kuruç:
“Diyanet bu hutbesiyle suç işliyor. Medeni Kanunu da, Anayasayı da ihlal ediyor. Bu zihniyet laiklik, cumhuriyet ve kadın düşmanlığıdır!” diyerek Diyanet’i protesto etti.
Gerçekten Diyanet İşleri, Türkiye Cumhuriyeti Yasaları’na karşı açıkça suç işliyor. Fakat, günümüz Türkiye’sinde birçok konuda yasalar da, anayasa da işlemez halen getirildi! Diyanet, birilerine güvenmeden bu sözleri edemez!
Ülkeye de, kadınlarımıza da yazık ediyorlar!
GÜNÜN SÖZÜ
Kadınsız ev, içinde kuş olmayan bomboş, cansız bir kafese benzer!