40 yıla yakın gazetecilik yapıyorum. Düşündüm, bizi idare edenlerden bugüne dek kaç müjde aldık acaba ve millete hiç müjde vermeyen bir isim var mıdır?

Denizde kum, biz de müjde veren...

Müjde vermeyen ise tek!

Atatürk elbette... Müjde dediği tek bir cümlesi olmasa da yaşadığı dönemin tamamı müjdelerle dolu.

***

Sözcü’nün Facebook sayfasında yazarların yazıları altında okur yorumları var. Okur değerlendirmelerini önemseyen biri olarak dünkü yazının altına gönderilen mesajlara bakarken Aygün Özgünseven’in kısa ama halimizi çok net özetleyen cümlesi dikkatimi çekti... Tarihte müjde sözünden korkan tek millet olduk!

Aklıma nedense Yeşilçam filmleri geldi... Güzel kızla yakışıklı oğlan birbirlerine aşıktır. İstanbul’un henüz betona boğulmamış yemyeşil tepelerinde buluşup birbirlerine sarıldıklarında kalpleri sevgiyle çarparken kız oğlanın kulağına, “Çok mutluyum ama korkuyorum” diye fısıldardı sık sık.

Ya Suzan Avcı bir oyun oynayacak ya oğluna fakir kızı uygun bulmayan Aliye Rona bir işler çevirecek ya da kader ağlarını Önder Somer’le örecek... Anlaşılırdı, mutluluğun ardı kötü olacak!

Müjdeden mutluluktan korku, kültürümüze belki de genlerimize işlemiş.

Boşuna değil...

Bu yılın 21 Nisan’ında, bayram günü İstanbul Gaziosmanpaşa’da sahneye çıktı Erdoğan ‘müjdeler vermeye geldik’, ‘kentsel dönüşüm müjdeleri ile adeta iki bayramı bir arada yaşayacağız’ dedi...

İlk müjde, kentsel dönüşümde rezerv alan uygulaması oldu. Kampanya İstanbul’dan başlayacak ve 1.5 milyon konuttan 200-300 bini yerinde, 100 bini ise rezerv alanlarda bir yıl içinde tamamlanacaktı!

Derhal yasa hazırlandı, AKP ve MHP’liler el kaldırdı rezerv alan yasalaştı.

Müjde bekleyenler ne görsün?

Bir yerin rezerv alanı olabilmesi için üzerinde yapı olmaması ve meskun mahal dışında yer alması koşulu kaldırılmıştı. Her yer rezerv yapı alanı ilan edilebilecek, dönüşüm kapsamında borcunu ödeyemeyenler mülkiyet haklarını kaybedecek, uygulama projesi olmasa da araziler ihale edilecekti. Şehir merkezlerinde üzerinde yapı bulunan alanlar, özel mülkiyetler, parklar ve askeri alanlar bile rezerv alan ilan edilebilecekti! Hatta mülki amir tarafından rezerv alan ilan edilen yerlerdeki evler, dükkanlar, ekili tarlalar 90 gün içinde polis zoruyla boşaltılacaktı!

Müjdenin verildiği 21 Nisan’dan beri 8 ay geçti, bir yılın dolmasına 4 ay var ama bu bağlamda bırak 400 bini yapılmış 400 konut var mı İstanbul’da?

Türk filmindeki güzel kızın ‘çok mutluyum ama korkuyorum’ dediği gibi müjde beklerken, Dimyata giderken eldeki bulgurdan da olduğumuz ortaya çıktı.

Erdoğan o bayram günü seçim yakın, atış serbest olduğu için doyamamış “Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselmez” müjdesi de vermiş, ballandırarak anlatmıştı...

“Aslında bu 7’li masanın etrafındakilerin faiz, enflasyon konularında herhangi bir tavrı yok. Bu Bebecan şöyle demiş, öbürü böyle demiş hiç bakmayın. Bunlar faizcidir, bunlar enflasyonist ekonomi önderleridir, bunlara güvenilmez!”

Erdoğan faiz düşecek müjdesi verdiği, rakipler için ‘faizci’ dediği gün Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 8.5’ti. Bankanın dün açıklanan en son faizi? Yüzde 42.5...

Kendisi dışındakilere ‘bunlar enflasyonist ekonomi önderidir’ dediği gün ENAG enflasyonu yüzde 105’ti, 7 ay sonra Kasım ayında kaç oldu enflasyon? Yüzde 129! O gün 19 lira 40 kuruştu dolar bugün tüm zamanların rekorunu kırdı, 30 lira. Müjdeli bayram günü 1 gram altın bin 237 liraydı bugün neredeyse 2 bin lira, o gün 2 bin 500 lira kira isteyen ev sahibi Erdoğan’ı bile isyan ettirip bugün kaç lira istiyor kiracıdan? 7 bin 500 lira!

Son müjde hem çevreyi, hem şehirleri koruyan, aynı zamanda iklim değişikliklerine yönelik önlemler de alan(!) bakanımız Özhaseki’den, yine bir seçim arifesinde geldi...

Türkiye’nin 22 yıldır kendileri tarafından yönetildiğini, her seçim öncesi üfürsen yıkılacak binalara getirdikleri imar aflarını sonra da bu binaların ilk sarsıntıda Kahramanmaraş depremlerinde görüldüğü gibi insanlara mezar oluşunu unutup  “Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın cumartesi günü vereceği büyük müjdelerle Bismillah diyerek İstanbul’u depreme hazırlamaya başlıyoruz” dedi!

Müjdenin büyüğü geliyor öyle mi? Eyvah eyvah...