DÜNYA neler yaşadı; büyük acılardan geçti, insanlık, insanlıktan çıktı, yeniden insanlığa döndü. Dünya, dünya olalı beri çok kabarmış dalga gördü. Dalgalar hışımla geliyor, sahilin kumlarında köpüklü izler bırakıp geri gidiyormuş. Adamın biri deniz kıyısında oturmuş, dalgalara bakıyor, dudaklarını oynatıyormuş.

Adama sormuşlar: Sen ne yapıyorsun? Dalgaları sayıyorum. Kaç tane saydın? Her gelen geri gitti. Demiş ve eklemiş: Dalganın gücü var.

Ve bir de ömrü var.

★★★

Dünya tarihinde insanlar, toplumsal dalga yaratıp, dalga kabartıp, dalga saydılar. Her gelen dalgayı bir süre seyretti, kendi dalgalarını sevdiler sonra beğenmeyip geri ittiler.

Biz de dünyalıyız. Dışına çıkacak değiliz. Bizim insanımız da dalga yaratır, dalga kabartır, bir süre umutlanır, sonra gerçeği görür, kendi yarattığı dalgayı beğenmez geri ittirir. Yeni dalga yaratır. Ona sarılır.

★★★

Son seçimler de gösterdi ki, bizim insanımız da yeni bir dip dalga yarattı. Ülkemizin önüne çok ışıklı yeni bir umut penceresi açtı. Ne istediğini, neyi istemediğini söylemiş oldu.

Ben darbe istemiyorum.

Seçimle getiririm.

Seçimle götürürüm.

Ben artık ileri demokratik ülkelerin halkı gibi cezayı sandıkta keser; siyaseti zenginleşme mesleği haline getirip arsızlık, hırsızlık, soygun, adaletsizlik, ahlaksızlık, beceriksizlik, gelir adaletsizliği yapanları ve yüksek enflasyonla yoksulu soyduranları sandığa ben gömerim.

★★★

Ben yobaz değilim.

Çok pahalı, çok büyük camiler yapanları, her Cuma namazı çıkışını siyasi malzeme haline getirenleri, zaten namaz kılınabilen Ayasofya’yı yeniden namaza açmak gibi şekilci Müslümanlık taslayanları sürgit sorgusuz –sualsiz kabul etmem. Ülkeyi iyi yönetmediklerini görünce Allah ile aldatanlara da sandıkta cezayı keserim. Ben İslam’da şekilciliğe karşıyım. Laikliğe kötü gözle bakmıyorum. İslam’da bir reform isteyenlerin söylediklerini ben aklımla kıyaslayabilirim. Ben dini duyguların pazarlanarak oy devşirilmesinden gına getirdiğim için sandıkta bu sonucu gösterdim. Türkiye bir yeni aydınlanma dönemine geçti, bunu görün.

★★★

Ben aptal değilim.

Gazeteleri ve TV kanallarını, devlet bankası parası ile ele geçirip iktidarın borazanı haline getirenleri ben tanımış oldum. Hangi gazeteci iktidara kalemini satıyor ben biliyorum. İktidar partisi liderinin sürekli tekrarladığı övünmeleri, kabarmaları, büyüklenmeleri 40 TV kanalından aynı anda günde 5 defa yayınlayarak bana Hitler benzeri beyin yıkama yaparak oyumu ebediyen alacaklarını düşünenlere sandıkta cevabımı veririm. Pahalı meydan mitingleri, gazeteler, radyolar, TV kanalarının söylediklerini elimdeki cep telefonuna sosyal medyadan gelen bilgilerle kıyaslayabilirim.

★★★

Ben kör değilim.

Ben Türkiye’nin bölünmesi, parçalanmasını istemiyorum. Etnik milliyetçilik ile kent vatandaşlığı arasındaki farkı görebiliyorum. Seçimin son haftasında “etnik milliyetçilik bayrağıyla” ortaya çıkıp da benim oylarımı iktidar partisine çekmeye çalışanların tuzağına düşecek kadar gözü kapalı olamam. İstanbul’u, Ankara’yı, Adana’yı, Mersin’i, Antalya’yı ve diğer büyük kentleri, samimiyetini görmediğim, bana sürekli yalan anlatan iktidar partisine yeniden geçmesi tuzağına düşmem, düşmedim. Ben artık kentliyim ve hukuk önünde eşitliğe inanıyorum.

★★★

Ben kaleleri değiştiririm

Ben tabuları yıkacak, ezberleri bozacak, kaleleri değiştirecek demokratik olgunluğa ulaştım. İzmir CHP’nin kelesi diye biliniyordu. Ama son seçimde İzmir’de CHP Büyükşehir Belediye Başkanı’nın oyu yüzde 49 kaldı, buna karşılık Ankara’da CHP Büyükşehir Belediye Başkanın oyu yüzde 60’ı, İstanbul’da da CHP adayının oyu yüzde 51, Mersin’de CHP adayının oyu yüzde 59’ u buldu. Türkiye’nin 14 büyük şehri CHP kalesi oldu.

★★★

Çalmayın, çalışın isterim.

Bizim insanımız yarattığı yeni dip dalga son seçimde; “Ankara’daki iktidarın karşısına bir şehirler iktidarı” koydu. Ankara iktidarı ile şehir yönetimlerini yarışa soktu. 14 büyükşehir, 21 şehir, 337 ilçe, 48 belde olmak üzere toplam 420 belediye yönetimini CHP’ye verdi. Ve bugünden başlayarak ne yapacaklar diye izlemeye başladı. Sonucu iyi okuyanlar için sandıktan CHP’ye “Çalmayın-Çaldırmayın- Dürüst Çalışın” isteği çıktı. Bu uyarı yüklü arzunun hakkını CHP veremezse 2028’ de yeni bir dip dalga sandıkta çok daha yüksek şiddette gelecek ve CHP’yi süpürüp yeniden sandığa gömecektir. Yazının başında not düşmüştüm: Dalgaları sayan adam; “her gelen gitti...” demişti.

Ben asla Türkiye’yi Afganistan İran yapmam!

GEÇEN seçimde sadece 4 şehrin belediye başkanı kadındı. Bu seçimde 5’i büyük şehir olmak üzere 11 kadın belediye başkanı oldu. Siirt, Ağrı, Afyonkarahisar, Diyarbakır, Batman, Aydın, Eskişehir, Tekirdağ, Edirne, Eskişehir, Bilecik kendisine kadın belediye başkanı seçti. İstanbul’da Üsküdar, Maltepe, Bakırköy’de, Ankara’da Akyurt’ da, İzmir’de Çeşme, Foça, Karabağlar, Karaburun, Karşıyaka, Kınık, Konak ve Selçuk’ da, Adana Seyhan’da kadın belediye başkanları seçildi. Erkekler kadınları aday olarak seçtiler ve seçilsin diye oy verdiler. Bu kadını kapatarak ikinci sınıf insan durumuna sokmaya çalışan anlayışa karşı halkın sandıktan haykırarak çıkarttığı büyük bir devrim oldu ve “Türkiye’yi asla Afganistan, İran, Irak, Suriye, Arabistan yapmam” mesajını verdi.