Galatasaray hep demokratik yapısıyla övünür. “Fikri hür, vicdanı hür” anlayışını benimsemiş bir üye yapısı var. Ancak bu namına yakışmayan, sadece divan üyelerine açık bir divan toplantısı yapıldı. “Kol kırılır yen içinde kalır” dendi. Halbuki divana katılan üyelerin arasında siyasetçiler, gazeteciler ve iş insanları var. Dolayısıyla konuşanların dışarı sızması doğaldır. Karaborsanın konuşulduğu divan toplantısını kapalı yaparsan dedikoduların da önüne geçemezsin.
SOSYAL MEDYA ÇÖPLÜĞÜ
Konumuz malum karaborsa ama yöneticilerin evi-arabası bile tartışma konusu oldu. Suç duyurularının, karşılıklı iftiraların ardı arkası kesilmedi. Burada asıl irdelenmesi gereken sistem olmalıydı. Anlatılanlarla verilen algı, birbiriyle zıt. Bu işten nemalananların olduğu ortada ancak kişiler yerine sosyal medyadaki reklamlara (!) bakmak yeterli olacaktır. Bu işi sadece Galatasaray’a ihale etmekle bataklığı kurutamazsınız. Büyük maçların sosyal medyada pazarlanması bile başlı başına karaborsacılıktır.
SAVCILAR GÖREVE AMA...
Madem iddialar var; Başkan Özbek’in iddiaların araştırılmasının önünü açması gerekirdi. “Savcılar göreve” diyeceğim ama bu sadece Galatasaray ile kalmamalı. Taraftar gruplarına verilen biletler, 3. şahıslara devir ve tüm hesapların incelenmesi gerekir. Filmler genelde gerçek hayattan esinlenerek yapılır ya da bazı insanlar bu filmlerden esinlenerek olmadık işlerin içine girer ya... Godfather (Baba) serisindeki gibi; ortada kirli bir düzen var ve bu düzen kendi mafyasını yaratıyor. İktidar ve muhalefet ortak aklıyla, bu suçların üzerine neden gidilmiyor?
EKİM AYI DERT AYI
“Galatasaray'da hiçbir başarı cezasız kalmaz” denir. İki şampiyonluğun üzerine omuzlara alınanlar şimdi idam sehpasında! 4 büyüklerin borcu almış başını gitmiş... Transfer yükümlülükleri, gelir-gider arasındaki uçurum, bankalarla anlaşmalara aykırı davranmak. Kimsenin umurunda değil. Fenerbahçe maçı, ardından Avrupa Ligi’ndeki 3 maç, ekim ayında Galatasaray’ın yol haritasını belirleyecek.
BORCU KİM ÖDEYECEK?
Uçaklar teker teker indi güzel de, paraları kim ödeyecek? Dursun Başkan’ı uyarmak istiyorum: Mecidiyeköy’de sattığınız daireleri ekim ayında teslim etmeniz gerekiyor ama çivi çakılmadı. Kemerburgaz’da inşaat durdu. Florya’da imar sorunu olduğunu duydum; olmasa bile en erken nakit akışı 2025’te olur. Bu kadar transfer yükümlülüğünün altından nasıl kalkacaksınız? Hadi cepten ödediniz; UEFA’ya nasıl anlatacaksınız?
ALİ YÜCE'Yİ HARCAMAYACAKTINIZ
Galatasaray'da başkan ne derse o olur. Yöneticiler evlatları gibidir. Ancak yazılı bildiriden haberi olmadan imzası konulan Ali Yüce’nin gitmesine izin vermeyecektiniz. Genç, nispeten tecrübesiz bir iş insanının gidişine onay vermeniz; işlerin ters gitmesi halinde sizi daha da sıkıntıya sokacak. Başkan... Liderliğinizdeki yönetime atılan iftiralarla uğraşırken şampiyonluktan olmayın.