Hazırlık maçlarında pek iyi bir görüntü vermeyen “Bizim Çocuklar”, tarihinde ilk kez turnuvaya katılan Gürcistan karşısında oyuna ağırlığını koyarak başladı.
Enerjisi yüksek, gençliği var, tecrübelileri gayet olgun bir oyun anlayışındaydı. Kaan Ayhan’ın direkten dönen şutuyla ilk sinyali verdik. Ardından Mert Müldür’ün kalite kokan şutuyla gelen gol ilaç gibiydi. Saniyeler sonra attığımız ikinci gol ofsayta takılmasa maç erken kopabilirdi.
Gürcistan biraz toparlanınca savunmadaki zayıf noktalarımız da kendini belli etti. Samet, belki de son dakikalarda çizgiden çıkardığı topla kahraman oldu. Ancak Gürcülerin kaçırdığı 3-4 tane yüzde yüzlük gol pozisyonunda yaptığı ve en büyük zaafı olan pozisyon kayıpları görmezden gelinemez. Çünkü Gürcülerin heyecan ve panikle değerlendiremediği pozisyonları başkaları affetmeyebilir.
Neyse ki, takım enerjisinin düşmeye başladığı dakikalarda pırlantamız sahneye çıktı. Kariyeri boyunca daha nicelerini atacağı golün bir örneğini izletti. Arda öyle bir vurdu ki, top ağlara gittiğinde yerinden zıplamayan yoktur. Ve artık, bu takımda oynar mı, oynamaz mı tartışmalarına da son noktayı koydu.
Barış Alper’in, santrfordan kanat bölgesine geçtikten sonraki etkisinin artması, Montella için bir anlam taşımalı. Ferdi’nin bindirmeleri yerindeydi. Hakan ve Kaan orta sahaya hükmettiler. Gürcistan karşısında alınan zafer, hem moral hem de tur açısından çok önemli bir sınavdı. Ve “Bizim Çocuklar” geçer not almayı başardı.
Çocuklar bizim de, milli takım kimin?
Böyle güzel bir galibiyete rağmen bazı gerçekleri de görmezden gelmemek gerek.
Diğer ülkeler, turnuvaya en fazla 30-40 kişi götürürken, Tahir Kum ağabeyin ortaya çıkardığı habere göre, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi 613 kişiyi yanına alıp kendine kalkan yapma derdine düşmüş. Yüzlerce insanın yer aldığı kafilede 1 tane alt yaş milli takım hocasının bile olmaması, aslında Büyükekşi’nin gerçek amacının ne olduğuna dair en net resim. Sevgili Serkan Akkoyun’un verdiği bu bilgi, kendini Türk futbolunun sahibi zanneden insanların ne tür hesaplar içinde olduğunun göstergesi.
Kendi koltuğunu korumak için sahadaki çocukların alın terini harcama hadsizliğine kalkışanlar, Türk futboluna yaşattıkları rezaletleri unutacağımızı zannediyorlarsa yanılıyorlar. Bu çocukların emeğini ve formadaki ay yıldızı kendinize kalkan yapma ucuzluğunu bırakın.
Siz, yakın çevrenize “Beni göndermek için milli takım başarısız olsun diye dua ettiler” diyecek kadar bozuk zihniyete sahip insanlarsınız. Sizin, Türk futboluna kaos ve kavgadan başka vereceğiniz hiçbir şey yok.
Olamaz da...