İsviçre'de, sahnede kanun çalarken beyin kanaması geçiren ve ardından İstanbul'a getirilen 78 yaşındaki kanuni bestekar Coşkun Erdem, geçtiğimiz pazar sabahı hayata veda etti. 60 yıl müziğe hizmet eden ünlü sanatçıyı, son röportajında bize anlattıklarıyla kah gülerek kah düşünerek bir kez daha hatırlayalım...
İstanbul gazinolarını özlüyor musunuz?
İstanbul gazinoları burnumda tütüyor. Hele rahmetli Fahrettin Aslan (Gazinocular Kralı)'ın Maksim gazinosundaki meydan fasılları en büyük özlemim oldu. Meydan faslı, çok parçalı sazla, kalabalık sazla olur. Bunun için büyük sahne gerekir. Ben Maksim’de 25-30 kişiyle fasıl yapardım, sahne büyüktü, insanlar dinlerken mest olurdu. Son yıllarda herkes fasıl yaptığını iddia ediyor. Bunlar korsan fasıllar, fason fasıllardır.
Gazino dönemi neden bitti?
Solistlerin fazla para almaları neden oldu denildi ama bence gazinoların kapanmasının ilk nedeni televizyondur. Televizyon vurdu gazinoları. Ben bile sevdiğim dizi olduğu zaman evden çıkmıyorum artık.
Coşkun Erdem’in sanat hayatına bakınca inanılmaz renkler, anılar, coşkular, alkışlar görüyoruz.
Ölene kadar kanunumla müziğin hizmetinde olacağım. Musiki bir aşktır, bu aşk yüreğinde yoksa uzak duracaksın. Çünkü zarar verirsin musikiye.
Herkes sizi kanuni besteci olarak bilir, tanır ve sever. Ama sahnelere ilk adımınızı şarkıcı olarak atmıştınız...
Zeki Müren’le aynı dönemde çıktık sahnelere. O Küçükçiftlik’te çıktı, ben Yenikapı’da Çakır’da çıktım. O zaman Çakır’dı, Çakıl sonra oldu. Yaz mevsimiydi ve bir gün yağmur yağdı, Küçükçiftlik Gazinosu’nun üstü açıktı, programı iptal etmişler. Zeki Müren, sazını toplamış beni dinlemeye geldiler Çakır’a. Kadri Şençalar vardı, Zeki Müren ona döndü ‘Kadri abi, ikimiz de Bursalıyız, hemşeriyiz. Bana ne kastın vardı da bu çocuğu karşıma çıkardın’ dedi. Çok güzel okurdum, sesim de güzeldi.
Peki neden bıraktınız şarkıcılığı?
(Gülüyor) Baktım Zeki Müren sahnede mini etekler giyiyor, topuklu ayakkabılarla kıvıra kıvıra yürüyor, ürktüm. O dönemde birileri daha çıktı, onun gibi davranmaya başladılar. Yahu ben kıvıramam ki. Kendi kendime, aman Coşkun olay kötüye gidiyor, kolla kendini dedim (gülüyoruz). Olur ya, güme gitmeyelim boşu boşuna. Bir şarkıcılık hevesi uğruna delikanlılığı kaybetmeyelim. Şarkıcılığı hemen bıraktım, kanuna döndüm. O zamanlar Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde kanun çalıyordum. Kanun benim cankurtaranım oldu. Paçayı onun sayesinde kurtardım (gülüyoruz).
Bülent Ersoy’a da yıllarca kanun çaldınız…
Bülent Hanım benim evladım, onu evladım gibi severim.
Ne güzel, bunu rahatlıkla söyleyebiliyorsunuz ama vaktiyle Safiye Ayla sizin ardınızdan Beyoğlu’nda "Coşkun abi" diye seslenmişti...
Yükselciğim bana neleri hatırlatıyorsun yahu (gülüyor). Beyoğlu’nda yürüyorum, biri bana arkamdan ‘Coşkun abi, Coşkun abi’ diye sesleniyor. Döndüm baktım, Safiye Ayla. İyi be kızım, abi değil de keşke amca deseydin dedim. O 70 yaşında, ben 35 (gülüyoruz).
Yıllarca bütün solistlerle samimisiniz ama Gönül Yazar çok başka. Mesela, onunla aynı yatakta yattığınız doğru mu?
Tövbe tövbe... Neleri de biliyor bu çocuk (gülüyor). Bunu inkar etmem. Gönül Yazar’la gerçekten de aynı yatakta yattım ama bir şey olmadı! Ya onda bir bok vardı, ya bende (gülüyoruz).
Nasıl oldu bu olay?
Turnedeydik, aynı odada kalmak zorundaydık ve odada sadece bir yatak vardı. Gönül hap içti yatmadan, bu ne dedim, ‘Uyku hapı’ dedi. Bana da ver bir tane dedim. Hapı yutunca ondan önce ben uyudum. Gönül, uyku hapına dua etsin! (gülüyoruz).
Çapkınlıklar oldu mu?
Yooo... İşle aşna fişneyi ayıracaksın. Şimdikiler çok azgın. Kim kime dum duma. Yalnız müzikte değil, oyunculukta da öyle. Uçkuruna hakim olacaksın, yoksa işin bereketi kaçar. Bu yüzden sanat dünyasında bereket kalmadı, bereket.
Siyasiler seni çok seviyor.
Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül hariç bütün cumhurbaşkanlarına kanun çaldım. Çaldım da ne oldu? Gazinolar kapanınca unutuldum. Ben müziğin cumhurbaşkanıyım ama çabuk unutuldum.
Müziği herkese sevdirdiniz...
Geçende bir arkadaşımız, hacca gitmiş gelmiş, bana ‘Artık müzik dinlemem, hacı oldum’ diyor. Sen ne diyorsun ya dedim. O anda ezan okuyordu. Bak dedim, bu ikindi ezanı, hicaz makamında okunuyor. Müzik insanları Allah’a daha çok yaklaştırır. Müzik, insanın kalbini yumuşatır.
İsteyip de yapamadığınız bir şey var mı?
Yaşım artık 70'lerde. Sanat hayatım 60'a merdiven dayadı. Kendime ait bir fasıl restoranı açmak istiyorum. Bugüne kadar bu mümkün olmadı. Küçük olsun benim olsun. Orada gerçek fasıl geceleri yapmak büyük keyif verecek, ömrümü uzatacak. Sahneye mikrofon koymayacağım, her şey doğal olacak. Hayattaki son arzum bu benim. İnşallah gerçek olur.
COŞKUN ERDEM KİMDİR?
Kanuni bestekar Coşkun Erdem, 1938'de Gemlik'te dünyaya geldi. Müziğe küçük yaşlarda gönül verdi. Adapazarı ve Üsküdar Musiki Cemiyeti'nde eğitim aldı. 1954'te 16 yaşında solist olarak sahneye çıktı, iki yıl sonra vazgeçti, solistlere kanunuyla eşlik etmeye başladı. 60'larda bestelediği ve Sevim Tanürek'in söylediği Kader Böyleymiş Ne Söylesem Boş adlı şarkısı ilk Altın Plak ödülü aldı. Zeki Müren, Münir Nurettin Selçuk, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Behiye Aksoy ve Gönül Yazar'a eşlik eden Coşkun Erdem, altı evlilik yaptı, bir kızı bir oğlu ve üç de torunu oldu.