Sokaklarımızdaki sahipsiz köpeklerin hangi yöntemlerle tehlike ve şikayet konusu olmaktan çıkarılacağı tartışılırken, bugün size bir demiryolcu ile kaplumbağalar arasındaki dostluğu anlatmaya karar verdim.

Sözü T.C. Devlet Demiryolları emeklisi Mehmet Erbil’e bırakıyorum:

★★★

“Ben, TCDD’de 30 yıl yol kontrol memuru olarak çalışıp emekli oldum.

Görevim günde 20 km yürüyüp demiryolu hattını kontrol etmekti.

O süreçte arazi sahiplerinin demiryolu hattı içersine bıraktıkları kaplumbağaların - bir hemzemin geçit bulamamaları halinde- özellikle yaz aylarında ölüp gittiklerini fark ettim.

Zira ot ve suyun olmadığı hattın içine bırakılan kaplumbağa, tepesindeki güneşin kavurucu sıcağına, rayların ve balast taşlarının yakıcılığına rağmen çaresizce ilerliyor, ancak bir hemzemin geçide rastladığında hattın dışına çıkıp canını kurtarabiliyordu. ..

★★★

Eğer güzergâhta bir hemzemin geçit yoksa, 20 santimetre yüksekliğindeki ray seviyesini aşamayıp, kilometrelerce gittiği yoldan geri dönüyor, öğle sıcağı tepesine çöktüğünde, biraz soluklanabilmek için başını güneş istikametindeki rayın gölgesine uzatıyor ve öylece kalıyordu. Ancak dayanılmaz sıcak ona daha fazla yaşam şansı vermiyor ve zavallı hayvan, iç kanama sonucu kan kusa kusa ölüyordu...

★★★

Ben bu görevi yaptığım 30 yıl boyunca, yazları, o kaplumbağalar için sırt çantamda hep 2 litrelik soğuk su taşırdım. 

Hattın içerisinde bulduklarımı dışarı çıkarır, gölgelik bir yerde üzerine soğuk su döker, avcumdan su içirir, yoluma öyle devam ederdim. 

Öylesine ısınmış olurlardı ki  ancak eldivenle çıkarabilirdim. Zira çıplak elle tuttuğumda avucuma yapışır ve yakarlardı...

★★★

30 yılda binlerce kaplumbağayı hayata döndürdüm ama yüzlercesini de başını rayın gölgesine uzatmış, kan kusa kusa ölmüş olarak buldum.

Rastladığım çiftçileri kaplumbağaları hat içersine koymamaları konusunda uyarır, aksi takdirde iç kanamadan öleceklerini ve bu nedenle tarlalarında bereketin kalmayacağını söylerdim.

Onlar da korkar, hayvancıklara dokunmazlardı.

★★★

Fotoğraftaki kaplumbağayı da tren rayları arasında çaresizce ölümü beklerken buldum. 

Hat dışına alıp, üzerine soğuk su döktüm ve su içirdim...

Böylece hayata döndürmeyi başardım...”

★★★

Gökten bir elma daha düştü.

Kaplumbağaları demiryolu hattına bırakmayan çiftçilerin ve sahipsiz köpeklerin yaşam hakkına saygı duyan tüm canlı dostlarının başına...