Evet, yetmedi ve bugünlere geldik!..
Onlar aydındı...
Külyutmaz gazetecilerdi...
TV kanallarının müdavimleriydiler...
Bütün tartışma programlarının aranan simalarıydı...
Hepsi de Türkiye’deki demokrasiyi ağızlarını şapırdatarak anlatıyorlardı...
Asker etkisizleştirilecekti!..
Kıbrıs çözülecekti!..
Ve Türkiye balıklama AB’ye girecek, hepimiz sefasını sürecektik!..
* * *
Tayyip Bey’i parlattılar, “demokrasi kahramanı” yaptılar!..
Atatürk’ün kurduğu birinci cumhuriyetin iliklerine kadar tek parti döneminin ruhu sinmişti!..
Hedef ikinci cumhuriyet ve ileri demokrasiydi!..
Türkiye “demokrasinin beşiği” olacaktı ve bunu başarabilecek yegane kişi de
Tayyip Erdoğan idi...
İktidarın istediği anayasa değişikliği ileri demokrasinin yolunu açacaktı...
Ve hepsi birden “Yetmez ama evet” dediler...
* * *
Sonra?..
Yaptıkları din sömürüsü, eğitimin yaz boz tahtasına döndürülerek imamlaştırılması, özgürlüklerin kısıtlanması bu iktidara yetmedi!..
Uyanık aydınlar, süper gazeteciler feleğini şaşırdı...
Onlar aslında, bunca kutuplaşmaya, hayat tazına karışmaya, baskıya, sindirmeye, korkutmaya “Yetmez, daha fazlası olsun” demişlerdi!..
* * *
Sonunda başlarına saksı düştü...
Hepsi döndü...
İktidarla can ciğer kuzu sarması olanların hepsi cici çocukluktan, kaka çocukluğa geçiş yaptı...
Televizyonlardan silindiler, çoğu medyadaki işlerinden oldu, üniversitelerden dışlandılar!..
Eski televizyon bülbüllerini, tartışma programlarının laf ebelerini şimdi ekranlarda hiç görebiliyor musunuz?..
* * *
Biz bildik...
Onlar bilemedi!..
Biz anladık...
Onlar anlayamadı!..
Asıl keramet taaa baştan Tayyip Bey’in şu sözündeydi: “Demokrasi amaç değil araçtır... Tramvay gibi... Tramvaya binersin durağa gelince inersin”
Amaca yani durağa, yani mutlak iktidara ulaşınca... Tramvaydan, yani demokrasiden indiler!..
“İstanbul’un imamıyım” dedi, Türkiye’nin imamı oldu!..
“Elhamdülillah şeriatçıyım” dedi, ama demokrat olduğuna inandılar...
* * *
Şimdi 200 aydın bildiri yayınlayarak demokrasi çığlığı atıyorlar!..
İçlerinde yetmez ama evetçiler, geçmişte Tayyip Erdoğan’ı “demokrasi ilahı” olarak görenler var...
Jeton geç, çok geç düştü!..
O günlerde ülkenin üzerine çoktan çökmüş olan antidemokratik uygulamalar yetmiyormuş gibi... Demokrasinin ırzına geçilmesini sanki daha çok istiyormuşçasına “Yetmez ama evet” diyenler, misliyle gelen baskıların, kutuplaştırılmanın, kaba dilin de sorumlusudurlar!..
Şimdi bildiriler yayınlayıp “Artık yeter!” diye haykırmalarının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur!..
Beton çılgınlığı!..
Bitmez tükenmez büyük bir iştahla İstanbul’un her karış toprağına saldırdılar...
İstanbul’u “beton köy” haline getirdiler...
Ve toprak bitti...
Şimdi Ataköy’de denizi doldurarak arazi elde etmeye yeni rant alanları açmaya başladılar...
Ataköy denize doğru ilerleyecek üzeri yapılaşacak...
Aslında ufak bir kanal bırakıp Marmara Denizi’ni tamamen doldursalar, iki-üç İstanbul daha yaratırlar...
Bizim bazı uçuk gazeteciler de “Yeni Manhattanlar doğuyor” diye el çırparlar...
Gözlerini toprak doyursun!..