Devlet, rüşvetten hapse attı; son yolculuğuna devlet uğurladı

İnşaat teknikeriydi. Önce milletvekili, sonra Gümrük Tekel Bakanı oldu. Tuncay Mataracı, Güneş Motel olayının en önemli ismiydi. Ayakkabılarının topuğuna basar, belinde silahla dolaşırdı. Silahlara öyle meraklıydı ki Bakan olduğu günlerde ABD seyahatinden dönerken yurda 6 adet Smit-Wesson tabanca ve bir tüfek getirmişti. 25 ayrı rüşvet olayı ve görevini kötüye kullanmaktan Yüce Divan’da yargılandı. 43 yıl hapse mahkum edildi. Aldığı rüşvetin iki misli tutarında 787 milyon lira para cezası da verildi. 10.5 yıl cezaevinde yattı. 1991’de tahliye edildiğinde eski mahkum da olsa, itibarı devam etti. Eski Bakan olarak havaalanlarının VIP salonlarını kullandı. Kurtlar Vadisi dizisine, “Tuncay Kantarcı” karakteri ile konu olup, ekranlara geldi. Mataracı, geçen hafta koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Türk bayrağına sarılı tabutu, polis mangası tarafından taşındı. Devlet erkanı da cenazesine katılıp, çelenk gönderdi. Devletin rüşvetten mahkum ettiği Mataracı, İstanbul Vali Yardımcısı ve Kaymakamların da yer aldığı devlet erkanı tarafından, Zincirlikuyu Mezarlığı’ndan uğurlandı. ÇOCUKLUĞU RİZE’DE GEÇTİ 85 yaşında ölen Mataracı’nın çalkantılarla dolu hayat hikayesi 1935 yılında Rize’de başladı. Üçü kız 5 kardeştiler. Babası Tevfik Mataracı demir ve çimento ticareti ile uğraşıyordu. Çocukluğu Rize’de geçti, futbola meraklıydı. Halkspor’da oynayan Uzun Yusuf ve Kazım Kartal adlı futbolculara özeniyordu. 1948 yılında ortaokulda okurken Güneşspor’un futbolcusu olmuştu. 1960 yılında askerlik dönüşü ise Güneşspor yönetimine girdi. 8 yıl sonra da Rizespor’u kuran ekipte yer aldı. 1968’de siyasete adım attı. İl teşkilatı yöneticiliğinin ardından 1969 ve 1973’de Adalet Partisi’nden Rize Milletvekili adayı oldu, ancak seçimi kaybetti. 1977 seçimlerinde ise 57 bin 300 oyla milletvekiliydi. Bir yıl sonra partisinden istifa edip Bülent Ecevit kabinesinde Gümrük Tekel Bakanlığı koltuğuna oturdu. İki yıllık Bakanlık serüveninin ardından 12 Eylül harekatı ile tutuklandı, yargılandı 43 yıl hapse mahkum oldu. Gümrük Müdürü olarak tayin edilmenin bedeli 25 milyon lira, Haydarpaşa Gümrüğünde el konulan 2 bin ton kaçak demirin “Hurda’’ adı altında yurda sokulma bedeli ise 84 milyon liraydı.

‘Olmayan Anayasa ile yargılandım”

Mataracı hakkında 16 Mart 1982 günü, “Ağır hapis cezaları miktarı 36 seneyi aştığından, hükmolunan hapis cezalarının tamamı ile ağır hapis cezasından 2.5 senenin tenzili suretiyle neticeten 36 yıl ağır hapis, 787 milyon 386 bin lira para cezası ile mahkumiyetine, Karayolları Trafik Kanunu gereği şoför ehliyetnamesinin 6 yıl süre ile geri alınmasına’’ kararı verildi. Bu karar ile birlikte Kayseri ve Çanakkale Cezaevlerinde 10.5 yıl hapis yattı. Tahliye edildiğinde ise, “Olmayan Anayasa ile yargılandım. Tıpkı daha önceki darbelerdeki gibi, kararı çoktan belli olan mahkemelerde mahkum edildim’’ yorumunu yaptı.

Yurda çok sayıda silah sokmakla suçlandı

Tuncay Mataracı, 22 Mayıs 1978 günü Bakan olarak ABD’ye resmi bir ziyarette bulunmuştu. Bu gezide kendisine Başkonsolos Kemal Diriöz mihmandar olarak eşlik etti. Mataracı silah almak istediğini söyledi ve Virginia Eyaletine bağlı Falls Churc kasabasında bulunan Davies Gunshop adlı mağazaya gidildi. 6 adet Smit-Wesson tabanca ile bir tüfek aldı. Yanındaki koruma polisi Tahir de, 2 tabanca alınca Mataracı işi şakaya vurup, “Bu yaptığımız toplu kaçakçılığa girer’’ dedi. O gün yaptığı espri, 4 yıl sonra Yüce Divan’da suç ve ceza olarak karşısına çıktı.

Güneş Motel olayı neydi?

Tuncay Mataracı, Güneş Motel olayının baş aktörlerinden biriydi. Güneş Motel Olayı veya 11’ler Olayı, 1977 yılı sonunda, 1977 Türkiye Genel Seçimleri’nde Adalet Partisi’nden milletvekili seçilen 11 vekilin partilerinden istifa ederek Cumhuriyet Halk Partisi’ne destek vermesi olarak tarihte yer aldı. Bu konudaki pazarlıklar İstanbul Florya’daki Güneş Motel’de yapıldı. Görüşmeler sonucu AP kökenli 11 isimden biri de Mataracı oldu. Tuncay Mataracı, 1977 genel seçimlerinde Adalet Partisi’nden Rize milletvekili seçildi. Güneş Motel Olayı olarak bilinen görüşmelerden sonra, Adalet Partisi’nden ayrılarak Bülent Ecevit başkanlığındaki hükümette yer alan isimlerden biri oldu.