Dünya Kupası, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin eşit şartlarda mücadele ettiği büyük bir futbol şöleni olarak lanse edilir. Ancak rakamlara daha yakından baktığımızda, bu "eşitlik" iddiasının altının ne kadar boş olduğunu görüyoruz. Özellikle de Güney Amerika ülkelerinin kota oranları söz konusu olduğunda...

Güney Amerika'da (CONMEBOL) sadece 10 ülke bulunuyor ve 2026'dan itibaren bu 10 ülkeden 6'sı Dünya Kupası'na doğrudan katılma hakkı kazanacak. Basit bir matematikle: Güney Amerika ülkelerinin yüzde 60'ı turnuvaya katılacak.

Diğer hiçbir kıta bu oranın yakınına bile yaklaşamıyor. En yüksek ikinci oran Avrupa'da ve yüzde 29...

Güney Amerika savunucuları, bu yüksek oranın kıtanın futbol kalitesiyle hak edildiğini iddia ediyor. Evet, Brezilya, Arjantin, Uruguay gibi futbol devleri bu kıtada yer alıyor. Ancak, kıtanın geri kalanı için aynı şeyi söylemek ne kadar doğru?

Bir düşünün: Dünya sıralamasında 60-80. sıralarda gezinen Venezuela veya Bolivya gibi takımlar, Avrupa'daki benzer sıralardaki takımlara göre Dünya Kupası'na katılma konusunda çok daha şanslı. Avrupa'da futbol geleneği güçlü ülkeler, neredeyse imkansız bir rekabetle karşı karşıya kalırken, Güney Amerika'da daha düşük seviyedeki takımların turnuvaya katılma şansı çok daha yüksek.

"Güney Amerika elemeleri dünyanın en zorlu grubu" argümanı da sorgulanmalı. Evet, her takım birbiriyle ikişer maç yapıyor ancak bu, gerçekten de "zorluk" anlamına mı geliyor yoksa "tanıdıklık" mı? Aynı takımların yıllardır birbiriyle oynadığı, stil ve sistemlerin birbirine aşina olduğu kapalı bir lig...

Oysa Avrupa elemelerinde, farklı futbol kültürleri, farklı oyun stilleri ve sürprizlere daha açık bir sistem var. Bu, en az Güney Amerika'daki kadar zorlu ve öngörülemez bir süreç.

Futbol artık küresel bir oyun. Dünya Kupası'nın "dünya" vurgusunu hak etmesi için farklı kıta ve kültürlerin daha geniş temsil edilmesi gerekiyor. Güney Amerika'nın bu oransal ayrıcalığı, Asya ve Afrika gibi gelişmekte olan futbol coğrafyalarının önünü kesiyor.

Örneğin, dünya nüfusunun büyük bölümünü barındıran Asya kıtasının temsil oranı, sadece 10 ülkenin bulunduğu bir kıtanın yarısından az. Bu, futbolun küreselleşme iddiasıyla ne kadar çelişiyor?

Futbol romantizmine kapılıp, rakamların gösterdiği bu çarpıklığı görmezden gelemeyiz. Güney Amerika'nın kota ayrıcalığı, Dünya Kupası'nın evrensel ve kapsayıcı olma iddiasını zedeliyor. Futbol gerçekten küresel bir oyun olacaksa, temsilde de adalet sağlanmalı. Aksi takdirde, Dünya Kupası sadece belirli coğrafyaların ayrıcalığını sürdürdüğü bir kulüp turnuvası olmaya devam edecek.