İktidar, seçimlerde kaybettiği belediyeleri, yargıyı kullanarak birer birer geri alıyor.
Siyasi etiğe, adalete, centilmenliğe uygun olmasa da, ülkemizin gerçeği bu ne yazık ki...
CHP’den seçilip de, tehditten, korkudan ya da menfaat gereği iktidar partisine iltica etmek, bir siyasetçiye şeref verir mi? Ona onur kazandırır mı?
Tabii ki, böyle bir şey olmaz!
Üstelik, en yakınları bile onlara “Oy veren seçmenlerine ihanet eden dönekler” olarak bakar!
Ne yazık ki, CHP’den böyle birçok insan çıkıp AKP’ye katıldı. Şartlar değişince bunlar AKP’yi de satıp başka partiye kaçarlarsa, kimse şaşırmasın!
Karakter meselesi bu...
İlke, inanç, ideal yok...
★★★
Üstelik CHP’yi satanlar cahil de değil... Akıllarının başlarında olması gereken eğitimli insanlar... Fakat, eğitim karakterlerini değiştirmiyor. Ülke çıkarlarından çok, kendi menfaatlerini düşünüyorlar!
O zaman şu soru ortaya çıkıyor:
Toplum hayatında eğitim mi, yoksa karakter mi önemlidir?
Cevap herkese göre değişebilir ama bu konuda güzel bir hikâye vardır. Okurlarımla paylaşmak istedim. Okuyalım:
Eski bir dönemde, padişah vezirine sormuş:
“Söyle bana sevgili vezirim, eğitim mi önemli, karakter mi önemlidir?”
Vezir hemen cevap vermiş:
“Karakter önemlidir sultanım.”
Padişah, memleketin her yanına tellallar salmış:
“Duyduk duymadık demeyin! En iyi hayvan eğiticisine 100 altın ödül verilecek.”
Ünlü bir eğitici huzura çıkmış. Padişah sormuş:
“Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretirsin?”
“Altı ayda öğretirim padişahım!”
Altı ay geçmiş... Eğitici huzura alınmış. Padişah sormuş:
“Öğrettin mi?”
“Öğrettim padişahım.”
Saray erkânı toplanmış.
Eğitilen hünerli kedi, elinde tepsiyle servis yapmaya başlamış. Tam baş vezirin önüne geldiği zaman padişah alaylı bir sesle sormuş:
“Ey vezir! Söyle bakalım, eğitim mi önemlidir, karakter mi?”
Vezir, padişahın sorusuna cevap vermeden önce, kaftanının altında hazır tuttuğu bir fareyi yere bırakmış.
Kedi fareyi görünce hemen tepsiyi attığı gibi, farenin peşinden koşmaya başlamış. Altı aylık zorlu eğitim de boşa gitmiş!
Daha sonra vezir, padişahın sorusuna cevap vererek:
“Karakter önemlidir padişahım. Önünde bir fare gördüğünde her şeyi unutan bir kedi gördük. Çünkü karakteri böyle! Eline bir fırsat geçtiğinde çıkarının peşinde koşan, vatanını bile satan, eğitimli, fakat karakteri bozuk insanlardan da Rabbim ülkemizi korusun!” demiş.
TEBESSÜM
Daryus Şayagan’dan bir öykü
İran’ın önemli düşünürlerinden biri olan Daryus Şayagan, 2009 yılında Fransa’dan İran’a kesin dönüş yapmıştı.
O tarihte 74 yaşında olan yazar “Paris gibi bir yerden neden İran’a döndünüz?” diye soranlara “Başımı toprağıma koyup usulca ölmek için” diye cevap vermişti... Bu arzusuna 9 yıl sonra kavuştu.
Daryus Şayagan’ın “Yaralı Bilinç” adlı kitabındaki öykülerden biri şu:
Yıllarca ülkesinden ayrı kaldıktan sonra mollaların yönettiği İran’a dönen bir adam Tahran Havaalanı’ndan evine gitmek için bir taksiye biner. Yolda şoföre ilk tütüncüde durmasını söyler. Şoför sorar:
“Tütüncüde ne yapacaksınız beyim?”
“Bir paket sigara alacağım”
“Sigarayı artık camilerde satıyorlar beyim...”
“Camilerde mi? Yahu oraya ibadet için gidilmez mi?”
“Hayır beyim, ibadet için artık okullara gidiliyor, imamlar okullarda!”
“Peki, o zaman eğitim nerede yapılıyor?”
“Eğitim hapiste yapılıyor beyim.”
“Yahu hapiste hırsızlar, soyguncular yok mu?”
“Yok beyim! Vurguncular, soyguncular artık devlet hizmetinde, devleti soyuyor!”
GÜNÜN SÖZÜ
Güven kazanmak için yıllar gerekir, yok etmek için ise saniyeler yeter!
