Üniversite öncesi yıllar. Isıtma, soğutma tesisat ve tamirat işinde çalışıyorum. Her sabah evden çıkarken kapı önlerini süpüren, pencerelerdeki çiçeklerini sulayan komşu teyzelerle karşılaşıyorum.
Yine bir gün evden çıktım Huriye Hanım Teyze’nin kiracısı teyze kapısının önünde beni bekliyor. Günaydım evladım dedi görür görmez. Günaydın dedim. Sana bir işim düştü diye devam etti. Tabi ne olursa dedim. Benimki bozuldu da dedi... Benimki deyince? Televizyon dedi, televizyon çalışmıyor. Senin elinden gelir bir ara baksan? Ben anlamam diyemedim, olur bakarım dedim.
Ertesi gün akşam annem hatırlattı televizyon işini. Ben ne anlarım televizyondan dedim! Evet öyle ama, elektrik melektrik elinden geliyor ya bi baksan hayrına dedi.
Pazar oldu evdeki kontrol kalemini aldım gittim tamire! Tüplü televizyon, arkasına geçip vidaları söküp kapağı açtım. Nasıl tozlanmış. Kalemle oraya buraya, şekilli lambalara dokundum. Ben televizyoncu muyum, anlamıyorum ki. Bari açmışken tozlu kapağı temizleyeyim deyip bahçeye çıkıp tozları silkeledim. Geldim, fişi pirize takmamla televizyon çalışmaya başladı!
Aman ne hayır dualar. Bir şey yapmadığım halde o günden sonra on parmağında on marifet yetenekli Yücel’dim komşular için.
Tırışkadan kahramanlık anımı niye anlattım?
Memleketi babalarının çiftliği gibi oradan oraya savuranların, dün tükürdüklerini bugün yalayan, zerre yüzleri kızarmadan yaptıkları fahiş hatalardan duvara çarptıkları için dönenlerin insanı hayrete düşüren dönüşlerinden.
U dönüşünü bilirdik. Artık yenisi Akbelen dönüşü ve bu dönüşün de tıpkı çocukluk hikayemdeki gibi kahraman(!) bir tamircisi var!
Doğru Yol Partisi’nden milletvekili adayı olan, Anavatatan Partisi’nden vekil seçilen, sağdan dönüp CHP milletvekili olarak Meclis’e giren, son olarak AKP’nin Muğla Büyükşehir Belediye başkanı adayı yapılan Prof. Dr. Aydın Ayaydın.
Onun hikayesi şöyle...
11 Mart sabahı Milas’ta, kömür için arazileri ellerinden alınan İkizköy, Çamköy, Karacahisar’da yaşaşanlar bir uyandı 190 parsellik binlerce dönüm verimli tarlaları Limak’a verilmiş!
Kim vermiş? Dünya liderimiz.
Nasıl vermiş? Kamulaştırma Kanunu ile.
Çevreciler, hukukçular, bölgede yaşaşanlar ‘hop ne oluyoruz’ diyordu ki 14 Mart’ta bi uyandık ‘acele kamulaştırma kararı’ iptal edilmiş!
Kim etmiş? Dünya liderimiz.
Nasıl etmiş? Kamulaştırma Kanunu ile.
Dünya liderimiz bir sabah aniden Limak’ın hayrına kamulaştırdığı arazileri üç gün sonra Muğla halkının hayrına kamulaştırmaktan vazgeçip neden Akbelen Dönüşü yaptı acaba?
Kahraman tamirci, AKP Muğla belediye başkan adayı Ayaydın anlattı...
“Akbelen’deki kamulaştırmayı üzülerek öğrendim. Derhal bölgeye gittim. Kararın geri alınması için aracı olarak Cumhurbaşkanı ile iletişim kurdum. Beklemeye başladım. 24 saat gözümü bile kırpmadım! Cumhurbaşkanımıza eğer konuları doğru aktarırsanız sizi dinler! Biz de kendisine Muğla için tarımın ne kadar önemli olduğunu, bu kamulaştırmadan pek çok köylümüzün, tarım alanlarının zarar göreceğini ifade ettik! Tüm imkanları seferber eden sayın Cumhurbaşkanımız talebimizi olumlu karşıladı. Kendisine hassasiyetinden dolayı şükranlarımı sunuyorum.”
Breh breh...
Tüm imkanları seferber eden(!) tarım alanlarına, köylünün istek ve arzularına hassasiyet(!) gösteren dünya liderimiz nedense aylar süren eylemleri, jandarmadan dayak yiyen teyzelerin feryatlarını, zeytin ağaçlarına, çam ağaçlarına asılan ‘kıyım yapmayın’ pankartlarını, hukukçuların açtığı iptal davalarını görmezden gelmişti ama ‘konuları doğru aktarmasını bilen’ Muğla adayı aracı olunca gerçeği görüvermişti!
Eyyy seçim kaybetme korkusu, eyyy insana akla ziyan dönüşler yaptıran hırs! Nelere kadirsin.
Ben televizyonun kapağını açıp kapatmış üfürükten kahraman olmuştum.
AKP Muğla adayı ben olmasam gitmişti o 190 parsel demeye getiriyor.
Allah ne muradı varsa versin de...
Daha önce bu kardeşiniz görevde olduğu sürece Kanal İstanbul yapılacak, isteseniz de istemeseniz de yapılacak dediği halde İstanbul seçimini riskli görünce sümen altı eden, anket sonuçlarına bakıp bu fakirin son seçimi diyen, CHP’nin kalesi Muğla’yı fethetmek için ne demez?
Gerçek kahraman seçime günler kalmışken sırtında yumurta küfesi(!) taşıyan, rüyalarında bile seçim sonucu gören dünya liderimizin önüne Limak komulaştırma dosyasını getirip imza attıran, ne yaptığını bilmez arkadaş!
Acele etmese, azcık bekleyip 1 Nisan’da imzalatsa mesela ne kendi madara olacak, ne imza atan, ne iptal kararıyla 190 parsel alanı kaçıran ne de bu durumdan kahramanlık uman...