Deprem haberini alır almaz Antalya’dan Hatay’a giden ve onlarca can kurtaran arama kurtarma ekibinin lideri Ali Uygur, yüreğine kazınan anları şöyle anlattı...

“İskenderun’da 5 katlı binanın birinci katından 101’inci saatte arka arkaya altı kişiyi kurtardık. Onlardan sonra da komşuları olan iki kişiyi kurtardık. Morallerini yüksek tutmak için birlikte şarkılar, marşlar söylemişler. Kaç yıldır aynı binada oturuyorlarmış ama birbirleriyle enkazın altında tanışmışlar! Bizi kahreden görüntüler ise hayatını kaybedenlerin büyük bölümünün birbirlerine sarılmış olmasıydı...”

***

Depremin yıktığı bir şehrimizde çadırların kurulduğu alanda yurttaş cep telefonu ile pamuk şeker yapan kırmızı şapkalı amcayı görüntülüyordu. Kucağında çocuğu ile bir kadın girdi görüntüye, sesi duyuldu: “Kaça pamuk şeker?”

Pamuk şeker yapan amca, hızla dönen tezgahta biriken pamuk şekeri elindeki çubuğa dolarken yanıt verdi depremzede kadına:

“Parasız yaaa... Herkes bir şeyler yapıyordu, ben de makineyi çıkardım geldim!”

Çocukları sevindirmek için pamuk şeker tezgahını kapıp viraneye dönen şehirlere gelmeyi bizden başka kim akıl edebilir ki?

Normalde birbirimizi yiyecek gibiyiz, enkaz altında kalınca işte böyle pamuk gibi oluyoruz.

Kan kardeşliği gibi, ortak kaderimiz enkaz kardeşliği.

Enteresan milletiz...

İlla enkaz altında kalıncaya kadar bekliyoruz!