Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmekte geç bile kaldı.

Böyle bir yaklaşım olacağı, daha 6’lı Masa günlerinde belli olmuştu...

İYİ Parti’nin eski lideri Meral Hanım, masayı boşuna mı devirdi?

O hareketiyle Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaderini değiştirdi ve kendisi de dönüp dolaşıp, kapağı Saray’a attı. Ülkemizdeki ilkel politika anlayışı
böyledir.

Şimdi herkes “Meral Akşener’in Saray’a çıkma nedenini” merak ediyor.

Aslında yanıt basit: Sürpriz ziyaretin kişisel çıkarlarla ilgili olduğu kesin!

★★★

Meral Hanım bir vakitler, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında zehir zemberek konuşuyor:

“Seni milletin huzurunda Allah’a şikâyet ediyorum. Ama ölüm olsa da, sonuna kadar mücadele etmezsem namerdim. Ölsem de, öldürülsem de, tehdit edilsem de, tek kişi kalsam da bu mücadeleden dönersem namerdim. Hep birlikte göreceğiz, el mi yamanmış, bey mi yamanmış!” diye haykırıyordu. (10 Mart 2021).

Sonunda “El mi yamanmış, bey mi yaman?” gördük. Meral Hanım yelkenleri indirdi.

Ne oldu o kabadayıca sözlere, mertlik iddialarına? Hepsi hikâye!

“Bu millet kolay aldatılıyor” diye düşünen birçok siyasi, böyle sallayıp duruyor. Nasıl olsa toplum “balık hafızalı, çabuk unutuyor” diye düşünüyor.

Ağır sözler tek taraflı değildi tabii ki... Cumhurbaşkanı Erdoğan da Meral Akşener’e demediğini bırakmamış, daha sonra Meral Hanım hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaretten” suç duyurusunda bulunmuştu.

Şimdi, bütün bunlar geride kaldı, iki taraf da eski sözlerini unutmuş görünerek hararetle el sıkışıp kamuoyuna dostluk pozu verdiler.

★★★

Böyle dostlukların (!) benzerlerini daha önce de çok görmüştük. Mesela:

* Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ağır sözlerle saldırmış, sonra onun koltuğunun altına girerek İçişleri Bakanı olmuştu.

* Numan Kurtulmuş, Erdoğan’ın en sert şekilde eleştirmiş, AKP’liler için “Harun gibi geldiler, Karun gibi oldular” demiş, sonra kendisi de AKP’li olmuştu. Şimdi Meclis Başkanı.

* Türkiye Barolar Birliği eski Başkanı Metin Feyzioğlu da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelttiği tüm ağır eleştirilerinden sonra onun gölgesine sığınarak Lefkoşe Büyükelçiliği’ni kapmıştı...

Çıkarlar söz konusu olunca ilkeler ve değerler çöp kutusuna atılıyor.

★★★

Siyasetteki bu örnekler, tepetaklak yuvarlanan Meral Akşener’e yeni bir gelecek kurmak için cesaret vermiş olabilir.

Saray’da 40 dakika süren görüşmede neler konuşulduğu kamuoyuna açıklanmadığı için şimdi bir sürü ihtimalden bahsediliyor.

Eski İzmir milletvekili Aytun Çıray’ın sözleri, bana en mantıklı olanı gibi geldi. Çıray:

“Çok ciddi kaynaklardan, Akşener’in, ailesinden birisinin büyükelçi olması yönünde bir talebi olduğu bilgisi geldi bana” dedi.

O birisi kim? Söylentilere göre Meral Akşener’in oğlu imiş ve onun için Fransa Elçiliği istenmiş.

Bu arada Meral Akşener’in “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yardımcısı olacağı” dedikoduları da var.

Siyasette “şeffaflık olmayınca” ortaya her türlü söylenti çıkıyor! Ülkeyi, ilkesiz bir siyaset anlayışı sarmış durumda!

TEBESSÜM

Gemi, Saray’a oturdu!

Hitler’in propaganda bakanı Goebbels “Bir yalanı ne kadar sık tekrarlarsanız ve yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkilidir!” demiş.

Amerikalıya sormuşlar:

“Yüz dolar bulsan ne yaparsın?” diye...

Amerikalı hiç tereddüt etmeden:

“Elli dolarıyla reklam yaparım” demiş.

Siyasette de reklam çok önemli...

Meral Hanım, politika sahnesinde reklamını yapıp, atıp tutarak yıllarca işini sürdürdü ama sonunda deniz bitti, gemi SARAYA, pardon KARAYA oturdu!

GÜNÜN SÖZÜ

Menfaati çiğnersen yücelirsin, başında taşırsan seni alçaltır.