“Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır, ya da bir milleti tutsaklığa ve yoksulluğa terk eder!”
Sevgili okurlar, bu sözler Büyük Atatürk’e ait...
Bu iktidar döneminde (23 yılda) eğitimde gerilediğimiz için başımız dertten kurtulmuyor.
Neden tüm uygar ülkeler atılımlar yapıp refah yolunda ilerlerken biz yoksul kaldık?
Tabii ki bunun hukuk ve demokrasi gibi boyutları var ama...
Az gelişmişliğimizin temel sebebi, hukukla beraber Milli Eğitim’de çağın dışına çıkmamız, bilimsel eğitimden uzaklaşıp, gerici eğitime yönelmemizdir.
★★★
Tarikat ve cemaatleri “Sivil toplum örgütü” sayan ve onlarla eğitim anlaşmaları imzalayan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen açığını kapatacağı yerde, okullarla din adamlarına görev verdi.
“Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” diye başlayan ve ulusça gurur kaynağımız olan “Andımız” okullardan kaldırıldı, sınıflarda Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okumak suç sayıldı:
Nutuk’taki “Ey Türk Gençliği... Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” sözleri nedense Bakan Bey’i rahatsız etti!
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türk ulusuna güç ve moral veren “Andımız”ın ve “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi”nin hangi sözlerini sakıncalı bulduğunu açıklayabilir mi?
★★★
Önceki gün, 20 milyonu aşkın öğrenci karnelerini aldı ve okullar yaz tatiline girdi.
Eğitim-SEN, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e karne verdi:
“Yusuf Tekin! Otur SIFIR”
Aslında bu “SIFIR” bile Bakan Bey için yüksek not!
Bakan Yusuf Tekin’i istifaya davet eden Eğitim-SEN yöneticileri “Bakan’ın uygulamaya koyduğu yeni, müfredat, bilimsellikten uzaklaşarak dinî referanslı ve dogmatik bir yapıya evrildi” dediler.
Eğitim-İş Başkanı Kadem Özbay da Bakan Tekin’i eleştirerek “Tekinsiz kelimesi Türkçe’de güvensiz, huzursuzluk veren, karanlık bir tehdit taşıyan anlamına gelir. Ne yazık ki, bu yıl boyunca eğitim sistemimiz tam da bu kavramda tanımlanabilecek bir hale geldi” diye tepki gösterdi.
Bu eğitim sistemi ile Türkiye maalesef bir milimetre bile ileriye gidemez, hep geriye gider!
Yazık değil mi bu güzel ülkeye?
Bakan Tekin, Atatürk’e borçlu olduğunu çok çabuk unuttu!
SÖZCÜ’nün eğitim yazarı Sultan Uçar, bilgi dolu güzel yazılarıyla okurlarımızı aydınlatmaya devam ediyor.
Sultan Uçar, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i bakınız nasıl anlattı? Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Okuyalım:
“Ey Yusuf Tekin!
Erzurum’un bir köyünden çıkan işçi bir babanın oğlu olarak üniversitede okuma şansını, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet ve laik eğitime borçlu olduğunu ne kadar da çabuk unuttun?
Atatürk’ün eğitim devrimleri olmasa, nüfusun yüzde 99’u gibi okuma-yazma bilmeyen cahil bir köy çocuğu olarak büyür, savunduğun Osmanlı’nın lüks içinde yaşadığı Topkapı Sarayı’nı rüyanda bile görmeden ölür giderdin...
24 saatliğine çıkan özel yasayla herkes sizin gibi önce profesör, sonra rektör olacak kadar ayrıcalıklı olamaz.
Öğretmene “Ahlâksız, terbiyesiz, megaloman” diyerek salondan attırdığın gün, yarattığın mülâkat mağduriyetinin enkazında kaldın!
Eğitimin gerçek sahipleri öğretmenler, size zayıflarla dolu bir karne verdi!
Milli Eğitim Bakanlığı’nın trilyonluk bütçesi yurt dışındaki Maarif Vakfı Okulları’na akarken, Türkiye’de okul tuvaletlerine bir kalıp sabun koyamadınız.
2 yıldır arz-ı endam ettiğiniz bakanlık koltuğundan, zat-ı âlinizin de mezun edileceğini işittim. Yüzbinlerce öğretmenin ahını aldınız. Saray kapılarında çırpınışınız nafile!”
GÜNÜN SÖZÜ
İnsan eğitimle doğmaz ama eğitimle yetişir adam olur!