Fakirliğin ne kadar yüce bir şey olduğunu söyleyip, fukaralığı övmüyorlar mı, tüylerin diken diken oluyor.

Çok sıkıntı çeken ama sabreden fakirler, zenginlerden 500 yıl önce cennete gireceklermiş!

Yoksul hayat, kutsal hayatmış!

Fukaralığın çok iyi bir şey olduğunu telkin eden, bu konuda gerçek olmayan hadisler gösteren sözde din adamlarına, bir takım siyasilere ve ülkenin dinci zenginlerine sormak lâzım:

Fakirlik o kadar yüce bir şeyse, sizler neden çılgıncasına para kazanmaya çalışıyor, mala mülke doymuyor, lüks içinde yaşıyorsunuz? Sizler cennete girmek istemiyor musunuz?

★★★

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, işçi sendikalarının onayını almadan “oldu-bitti” yaparak açıkladığı 22 bin 104 lira asgari ücret hiçbir çalışanın derdine merhem olmaz!

Öyle olduğu halde iktidarın “Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun” demesi, yoksulluk içinde çırpınanlarla alay etmekten farksız bir ifadedir.

Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, 2025 yılında uygulanacak asgari ücreti açıklarken kullandığı cümleler, “laf olsun, torba dolsun” türünden, gerçeklerden kopuk söylemlerdir.

Işıkhan’ın “Peygamber efendimizin ‘İşçinin alın teri kurumadan hakkını verin’ öğüdü, medeniyetimizin de özünü yansıtan güçlü bir erdem çağrısıdır” dedikten sonra sefalet ücretini açıklaması tam bir çelişkidir.

Bakan Bey elini vicdanına koyup “Gerçekten işçinin alın teri kurumadan hakkını verdik mi? Bu enflasyon yangınında, bu cehennemi pahalılıkta onların hakkı 22 bin 104 lira mı?” diye kendini sorgulamalıdır. 

★★★ 

Yalnız siyasilerden ve din hocalarından değil, bilim adamlarından da fakirliği övenler var.

Başka ülkelerde böyle bilim adamı yoktur!

Bir TV kanalında, ülkenin ekonomik sorunlarını değerlendiren bir akademisyen (adı Oytun Erbaş, unvanı Prof. Dr.) şöyle demiş:

“300 metrekare evim olsun, daha şu olsun, şunu yiyeyim, bunu yapayım. Bunun sonu yok ki... Onun için mütevazı olmayı öğrenmek gerekiyor. Asgari ücret 50 de olsa, 50 verin, yine harcar insanlar. 100 verin, 100 harcarlar. Fakir hayat, ya da fakir tip hayat en sağlıklı hayattır!”

Kafa bu!

Fakirlik güzeldir! Fakirlik kutsaldır! Fazla para fakirlerin cennete girmesini önler... Ne saçmalıktır bu lâflar? Üstelik bu tür kandırıcı, aldatıcı sözler söyleyenlerin tamamı zengin kişiler!

Bırakın bu ayakları efendiler!

Dediklerinizin doğru olduğuna inanıyorsanız, siz neden fakir olmuyorsunuz muhteremler? Elinizi tutan mı var?

Yoksulluk ve hadisler...

Fakirliği överek, halka çektiği sıkıntıları unutturmak isteyen bazı din adamları, peygamberimiz Hazreti Muhammed’in bazı hadislerini buna gerekçe olarak gösteriyor.
Mesela “Fakirlerin zenginlerden 500 yıl önce cennete gireceği, cennet ehlinin çoğunu, dünyada fakirlik sıkıntısı çekenlerin oluşturacağı” gibi hadisler...

İslâm dünyasında hadisler, Hz. Muhammed’e atfedilen ya da onun tarafından onaylanan sözler ve bilgilerdir.

Ancak, bu hadislerin bir kısmının uydurma olduğu kesindir.

Var olan 1339 hadisten 438’i sahih, yani sıhhatli ve sağlamdır. Kalan 901 hadisten 199’u (hasen, yani sahih hadisin şartlarını sürdürmekle beraber, onun kadar güçlü değildir), 631 hadis zayıf, 99 hadis ise uydurma veya münker (tasvip edilmeyen, sıkıntı duyulan) hadis kabul edilmiştir.

TEBESSÜM

Meğerse küfür neymiş?

Dursun “Yaa Temel’ciğim, iyisin, hoşsun, güzelsin ama çok küfür ediyorsun be” demiş...

Temel “Evet edeyrum, ne olmuş ki?” deyince Dursun “Sebebi ne, söyle ben de bileyim” diye üstelemiş.

Temel bilgiç bir tavırla başını sallamış:

“Romalı bir filozof ne demiş biley musun?”

“Bilmiyorum, ne demiş ki?”

“Küfür kalbin yelpazesidir, demiş, ben de kalbimi yelpazeleyrum!”

GÜNÜN SÖZÜ

Sözde din hocaları balığa yüzme öğretir, fakiri cennete gönderir!