Anneannem 90’lı yaşların ortalarında vefat ettiğinde içkisini de sigarasını da içiyordu. Ona “Sigarayı bırak” diyen doktorların tamamı kendisinden uzun yıllar önce göçüp gitmişti. Anneannemse her iki zararlı alışkanlığından dolayı ölmedi.

Herkes 100 yaşını görenlerden yaşam tavsiyesi alıyor. Halbuki çevremizde 100 yaşına ulaşan ancak diyet, egzersiz, alkol, tütün kullanımıyla ilgili tavsiyeleri hiçe sayan insanlarla ilgili sayısız hikâye var.

Çünkü onların uzun ömrü, yaşam tarzlarından çok, genetik piyangoyu kazanmalarıyla ilgili... En azından The New York Times öyle diyor.

Peki bir kişinin uzun ömrünün ne kadarı yaşam tarzına ne kadarı şansa veya genetiğe bağlı?  

★★★

NY Times gazetesi, Albert Einstein Tıp Fakültesi Yaşlanma Araştırmaları Enstitüsü’nde yapılan bir araştırmayı yazdı. Amerikan ordusunun eski mensuplarından oluşan 276 bin kadın ve erkek gazinin yaşam tarzını analiz eden bir çalışmaydı bu...

8 sağlıklı davranışı benimseyen insanların yaşamlarına 24 yıl kadar ekleyebilecekleri görüldü.

Nedir bunlar? Sağlıklı bir diyet, düzenli fiziksel aktivite yapmak, iyi uyku, stresi yönetmek, güçlü sosyal ilişkilere sahip olmak, sigara içmemek, aşırı ağrı kesici/sakinleştirici kullanmamak ve aşırı içki içmemek.

Yani 80-90 yaşına kadar yaşamak tamamen bizim kontrolümüzde...

8 davranışın 8’ine de uyan gazilerin ortalama 87 yaşına kadar yaşadıkları tespit edilmiş.

Hiç fena değil. Zira ülkemizdeki ortalama ömürden 10 yıl daha uzun.  

★★★

Ancak aynı sonuçlar; “Her şeyi doğru yapsak bile” yine de 100 yaşına kadar yaşamayı bekleyemeyeceğimizi söylüyor.

100 yaşına kadar yaşamak istiyorsanız, atalarınızdan biraz yardım almanız gerekecek. Çünkü insan yaşlandıkça genetik daha da önemli hale geliyor.

Bilim, ne kadar uzun yaşadığımızın %25’inin genlerimize, %75’inin ise çevresel faktörlere ve yaşam tarzımıza bağlı olduğunu söylüyor.

Boston Üniversitesi araştırmasına göre, 100 yaşına ve sonrasına yaklaştıkça bu yüzdeler tersine dönmeye başlıyor. Genetik faktörler bu noktada daha baskın hale geliyor.

Yani çevremizde olağanüstü uzun bir hayat süren birçok kişi, ortalama bir Türk’ten daha sağlıksız alışkanlıklara sahip olmasına rağmen, onlar yine de daha uzun yaşıyor. Kalp hastalığı, kanser ve bunama gibi yaşa bağlı hastalık oranları daha düşük oluyor.

Hatta uzmanlar, çok sigara içen ve ‘kanepe patatesi’ gibi şişman olan ailelerden bazılarını incelediklerinde, onlarda var olan bazı özel genlerin, hastalıklardan koruduğunu ve uzun yaşamalarına yardımcı olduğunu görmüş.

Mesela kalp krizi ya da Alzheimer riskini artıran bir genin, uzun yaşayan insanlarda olmadığı gerçeği gibi...  

★★★

Tüm yaşlanmaya ve yaşa bağlı hastalıklara karşı koruma sağlayan tek bir gen yok. Bir araya gelerek fark yaratan yüzlerce gen var.

Demem şu ki; uzun ömürlülüğü etkileyecek doğru gen setine sahip olmak, “piyangoyu kazanmak gibi...” Bu tür genler nüfusun ancak %1’inden azında bulunuyor.

Hani ‘astronot gibi adam’ derler ya, öyleleri çok az işte...

Yani anneniz 100 yaşına kadar yaşasa bile, siz genetik piyangoyu kazanamamış olabilirsiniz. Uzun yaşamak istiyorsanız, bir asırlık bireylerden sağlık tavsiyesi almayın. Onların genetik şansı sizin gerçekliğiniz olmayabilir.

Bugünden yaşam tarzınıza yatırım yapmaya başlayın.