Rakibe nefes aldırmayan, kanatları çok iyi kullanan ve rakip ceza sahasında çok adamla gol arayışında olan bir Fenerbahçe izleyemedik Rize’de ilk yarıda. Yavaş hücuma çıkan, kontrollü oynamaya çalışan tipik bir deplasman takımı vardı sahada. Fred’in şutunu karşılamada büyük hata yapan Gökhan taraftarını üzerken, Fenerbahçe’ye moral verdi.
Fred oyundan düşmediği anlarda orta alanda olmazsa olmaz bir oyuncu olduğunu yine kanıtladı. Oosterwolde sağlam oyuncu havasını her zaman veriyor. Oynanan oyunun yapısına katkısı iyi. Yalnız Ferdi’den sonra hücumu çok iyi ve tempolu kullanması zor olacak. Çağlar ve Djiku uyumunu beğendim.
Maximin hücum bölgesinde tehlikeli, savunmaya yardımda biraz daha çabalaması gerekiyor. Bu dediğim gerçekleşmezse oynadığı bölge iyi oyuncular karşısında koridor olabilir.
İsmail her zamanki gibi görevini başarıyla yaptı. Dzeko’nun sol ayağıyla attığı incelik dolu şutu Gökhan beklemiyordu. Ama deneyimli kaleciysen yemeyeceksin o golü.
Fenerbahçe, Göztepe maçında yaşadığı ben bu maçı nasıl olsa kazandım düşüncesini Rize’de tekrar yaşamak istemiyordu. Fred üçüncü golü rahat atmıştı. Tadic takımın hücum aklı olduğunu her zaman gösteriyor. Çalışan ve üreten Szymanski’nin yeri ayrı. Fred dönüşünü kutluyor gibiydi. Sakatlıktan dönüp hat-trick yapması onun adına süper olay.
Maç bir anda farka gitti. Oyunun ilk yarısındaki Fenerbahçe ile ikinci yarıda durmadan gol arayan ve atan Fenerbahçe arasında büyük fark oluşmuştu. Alikulov’un kendi kalesine attığı golden sonra 5-0’ı yakalamıştı Mourinho’nun oyuncuları. Oyun öyle bir yere gidiyordu ki, tempo biraz daha yükselse gol sayısı çok daha tarihi bir rakama doğru giderdi. Deplasmanda böyle farklı galip gelmek takımın öz güvenini maksimuma çıkartır.