İzmir'e her zaman olduğu gibi milli maçlar çok yakışıyor. Tarih 9 Eylül olunca, maçın önemi günün coşkusu ile birleşmişti. Tribünler şahaneydi.

Çok iyi başlamıştı bizim çocuklar. Kerem, Türk futbolunun son dönem de yetiştirdiği pırıl pırıl dinamik bir forvet. Klas gol attı. İzlanda, topu ayağımızdan almakta zorlanıyordu.

Hakan, hem hücum hem de savunma yönünde takımı çok iyi organize etti. İsmail, temaslı oyunda ayakta kaldı ve kazandığı topları olumlu kullandı. Arda, özellikle adrese teslim attığı uzun paslarda iyi işler yapıyordu. İrfan Can, yüksek top tekniğinin avantajlarını her zaman iyi kullanır. Dün akşam da böyle başlamıştı.

İlk devre İzlanda’ya pozisyon vermeden gol yedik. Karadağ’a attıkları iki gol duran toptu. Biz de korneri karşılarken bir anlık dalgınlıkla Palsson’un kafa vuruşuna engel olamadık. Oyunmuzun karşılığı bu olmamalıydı. Kerem, ben yine buradayım dedi. O ne usta vuruştu. Topla buluştuğu anda vurmaya karar vermişti. Nefis golü ayakta alkışladım. Bravo Kerem!

İzlanda yenik duruma düştükten sonra çift santrafora döndü. Biraz daha fazla yarı sahamızda gözükmeye başlamışlardı. Oyun ritmimiz düşünce, bizim için tehlikeli dakikalar yaşanıyordu. Montella, Kenan ve Zeki değişikliklerini zamanında yaptı.

Biz dün gece, teknik kapasitemiz ile İzlanda’yı nakavt ettik. Böylesine güzel oynadığı gecede kapanışı yine Kerem’in yapması, ona çok yakıştı.

Arda, bu takımda daha büyük işler yapacak. Bizim çocuklara böyle güzel oynamak yakışıyor.