Ulusal havacılık sistemimizde sivil helikopterlerin gece uçuşu yasaktır. Döner kanatlı hava araçları (helikopterler) de, sabit kanatlı (uçaklar) gibi gündüz görerek, gece ise aletli uçuş denilen cihazla uçarlar. Yani geceleri etrafı, araziyi görerek uçmamaktadırlar. Helikopter ve uçaklarda özel görev gece uçuşlarında, gece görüş dürbünleri veya özel kasklarla (optik ve elektro optik sistemli) görüş aletleriyle gece araziyi görerek uçabilirler. 

Ülkemizde 12 adet ABD malı tek motorlu üç ton su atabilen yangın söndürme uçağının yanı sıra dört adet de altı ton su atabilen helikopter var. Toplam 27 uçağımız var. Bunlardan ikisi komuta, 25’i ise yangın söndürmede kullanılıyor. 105 helikopterden 39’u askeri helikopter. Bunlar da yangın söndürmeye katılıyor.

ARAÇLARI KULLANACAK ELEMAN YOK

Uçak ve helikopter durumu böyle. Arazöz, iş makinaları yönünden aslında araç-gereç eksikliği yok. Eksiklik personelde var. 2025’te emekli olanların 2024’te emekli olanlara göre maaşlarının daha düşük olacağı için emekli olabilecek durumda olan orman personeli emekliye ayrıldı. Bir arazözde dört kişinin olması gerekirken. Bugün bir arazözde ancak iki kişi görev yapıyor. Bu durum da işleri aksatıyor.

Kardeş Azerbaycan’dan orman yangınlarında kullanılmak üzere desteğe gelen jet moturlu uçak, 10 tona kadar su atabiliyor. Kamuoyu baskısı nedeniyle daha sonra milletin gazını almak için Rusya’dan iki uçak kiralandı. Jet motorlu bu uçakla birlikte bir seferde 10 ton su atabilen şu anda üç uçak bulunuyor.

GECE NEDEN ÇALIŞILMIYOR?

En çok sorulan, eleştirilen konuların başında, “Yangınlar devam ederken, helikopterler, uçaklar niçin gece de söndürme çalışmalarını sürdürmüyor? Bunların gece görüşleri neden yok? Niçin bu helikopterlere gece görüş cihazları takılmıyor, niçin gece görüşlü helikopterler kiralanmıyor?” deniliyor. Evet, bunları söylüyoruz, eleştiriyoruz ama durum hiç de bildiğimiz gibi değil. Yıllardır söndürme çalışmalarında yer alan bir pilot, yangın söndürmelerde görev yapan bir mühendise sordum. Şunları öğrendim:

Gece uçabilmekle, yangın üzerinde ve yanan büyük bir ormanın üzerinde operasyon yapmak farklıdır. Yanan sahanın topoğrafyası, engeller,eğer su atar sepet taşınıyorsa (sepet mesafesi 25-75 metre) gibi yükseltiler, su alınacak güvenli yerler, önceden işaretlenir. Bu tip operasyonlarda operasyonlar da pilotların kullandıkları gece dürbün ve kasklarının ışığı olağanüstü yangın sahasında büyüdüğünden gözler rahatsız olur ve gece ufuk hattı kaybı ile düz uçuş yetisi yitirildiğinden en deneyimli pilotlar bile bir iki sorti sonra güvenli uçuş yapamaz duruma gelir.

UÇUŞ KARARI PİLOTA BAĞLI

Kısaca büyük orman yangınları üzerinde operasyonel uçuş yapılmaz. Bir başka bilinmeyen; uçağa veya helikoptere “Kalk operasyon yapılacak” emri, pilota bağlıdır. (Askeri hizmet farklıdır). Kim olursa olsun pilot “Uygun şartlar yok” deyip kalkmayabilir. Şartlara göre uçup uçmayacağına pilot karar verir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen gece görüşlü helikopterler dört kat fazla fiyatla neden ve nasıl kiralanabildi. Ne diyelim, rant her yerde.

Gece görüşlü helikopteri kullanan ve işe yarar gibi halkımıza kimin, nasıl tanıttığını da anlatayım. 19 Ağustos 2019’da, Trazlı ya da bilinen adıyla Karabağlar’da orman yangını var. Yangına ormancı yeleğini kuşanıp gelen dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, kendince yangını da yönetmeye kalktı. Ticari lisanslı pilot olduğundan gece valiyi, emniyeti, pilotu nasıl ikna etti ise polis helikopteri ile gece bir süre Orman Bölge Müdürü Şahin Aybal ile birlikte yönetti. Gazetelere görüntüler düşünce gece görüşlü helikopterler gündem oldu ve ertesi yıl yüksek bedellerle kiralandılar. Hâlâ, Belediye başkanları, gazeteciler, vatandaşlar, ‘Gece görüşlü helikopterler nerede?’ diye soruyor.”

UÇAK VE HELİKOPTERE BEL BAĞLAMAYIN

Bu bilgiler gerçek ve daha ilginci büyük yangınlarda 50 hektar, üst cephesi 250- 300 metre olan yangının üstüne su atmak işe yaramıyor, hatta ters etki yapıyor. 400 hektarda ve 6 saat devam eden yangında Hiroşima’ya atılan atom bombası kadar enerji açığa çıkar. Tepeye yakın makilik, çalı ve sık ağaçlama sahalarına (Eskişehir-Seyitgazi’deki gibi) cepheden yakın müdahale yapılmaz.

Büyük mega yangınlarda bilinçli organizasyon gerekir. Uçak, helikopter yardımcı araçlardır. İş makinaları devreye girer, önce ateş kontrol altına alınır ve soğutulur. Operasyon bölgesine işi olmayan hiç kimse alınmaz. Bunlar eğitimlerde verilir, öğretilir.

Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) İzmir’deki büyük eğitim merkezi 2019’da,  9 Eylül Üniversitesine devredildi. Bu süreçte beş-altı Eğitim ve Moral Eğitim Merkezi kapatıldı ya da kiraya verildi. Devletçe yapılan hizmetler şirket ve taşeronları devredildi ve bu anlayışa da “Devlet Ormancılığı” yerine, “Millet Ormancılığı” adı verildi. 

Yangın öncesi tedbirleri yok sayıldı. Esas önemli olan, işlerden tasarruf edildi. Netice ise ortada. Ne mi oldu? Memleket yandı, bitti, kül oldu...