İktidar, her gün siyaseti daha da sertleştirme gayreti içinde. Bir yandan kendi yaşam tarzlarını topluma dayatırken, diğer yandan kendi seçmenleri dışındaki tüm kesimleri hainliğe varan ithamlarla karalamaya çalışıyorlar. Acı olanda, AKP Genel Başkanı, CHP’yi bazen FETÖ’cü, çoğu kez de neredeyse bebek katilleri ile işbirliği içindeler diye itham ediyor.
AKP’nin, yerel seçimler için iki önceliği var. İlki, 22 yılda Türkiye’yi ekonomik olarak getirdiği içler acısı durumu seçmen gözünden kaçırmak, diğeri kendileri dışında olanları din düşmanlığı ile yaftalamak. Zaman zaman hızını alamayan Sayın Erdoğan, CHP’ye teröristlerle işbirliği yapıyorlar diyerek, sözde milliyetçi damarları kabartmaya çalışıyor.
Bu ülkede kimin hain FETÖ’cülerle iş birliği yaptığı, yıllardır temizlemekle bitiremediğinizden açıkça belli. Diğeri ise geçmişte teröristlerle nasıl görüştüğünüz ve bebek katili Abdullah Öcalan için AKP’li üst düzey kişilerin neler söyledikleri arşivlerde…
Geçmişte aynı mahallede siyaset yaptığınız değerli bir parti büyüğünüz, 28 Aralık 2023 günü kendi internet sitesinde bakın neleri dile getiriyor:
Değerli Okurlar abileri diyor ki, yaptığımız araştırmalar sonucunda, PKK, Kürt meselesi ve Öcalan konusunda AKP’li üst düzey kişilerin manşetlere düşen söylemleri.
Sadullah Ergin (Adalet Bakanı), 26 Ocak 2013 tarihinde yaptığı açıklamada: “Öcalan bölgenin reel politikasını daha sağlıklı değerlendiriyor’’ demiştir.
Abdurrahim Boynukalın (AK Parti Milletvekili) 28 Haziran 2013 tarihinde yapmış olduğu açıklamada: “Öcalan kadar ilkeli olun” değerlendirmesini yapmıştır.
Yiğit Bulut (Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı) 18 Temmuz 2013 tarihinde: “Abdullah Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor” açıklamasında bulunmuştur.
Yasin Aktay (AK Parti Genel Başkan Yardımcısı) 19 Temmuz 2013 tarihinde: “Öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor” beyanında bulunmuştur.
Mehmet Metiner (AK Parti Milletvekili) 31 Ocak 2014 tarihinde: “Öcalan Türkiye’nin demokrasisine katkı sağlıyor” açıklamasında bulunmuştur. Bu açıklama da bizleri ziyadesiyle üzmüştür.
Beşir Atalay (Başbakan Yardımcısı) 7 Haziran 2014 tarihinde: “Öcalan’ın mesajları bizim de düşüncelerimizdir” demiştir.
Efkan Ala (İçişleri Bakanı) 7 Haziran 2014 tarihli konuşmasında: “PKK ile Ak Parti doğrudan görüşüyor” ifadesini dillendirmiştir.
Yalçın Akdoğan (Başbakan Yardımcısı) 7 Haziran 2014 tarihinde yaptığı açıklamada: “Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi vardır” diyebilmiştir.
Etyen Mahçupyan (Başbakan Baş Danışmanı) 3 Aralık 2014 tarihinde: “Öcalan gerçekten bir rehber ve liderdir” demiştir.
Cem Küçük (Türkiye Gazetesi) 22 Ocak 2015 tarihinde: “Öcalan faktörü iyi ki var” diyebilmiştir.
Melih Altınok (Sabah Gazetesi) 22 Ocak 2015 tarihinde: “Öcalan iyi ki bu süreçte muhatap” açıklamasında bulunmuştur.
Hakan Fidan 2019 Oslo Görüşmelerinde: “Erdoğan Öcalan ile yüzde 95 örtüşüyor” beyanında bulunmuştur.
Devamla:
“Bu açıklamaları yapanların tamamı AK Parti içinde bulunan veya açıkça destekleyen kişilerdir. PKK, Kürt meselesi, Öcalan ideolojisinin adaylarını, sabıka kaydı bulunmuyor diye TBMM’ne taşıyanlar AK Partili hükümetlerdir.
Daha sonra da, yargılamaları yapılmadan, bunların önlerini kesen, belediye başkanlarını kayyum tayini ile görevden alan AK Partili yetkililer olduğu cümlenin malumudur.
Yukarıda zikrettiğimiz ve suç oluşturan açıklamaları yapanlar hakkında işlem yapmayanlar da AK Partili hükümetlerdir. Ondan sonra da, yaptığı açıklamalarda söz konusu ideolojiye her türlü hücumda bulunan yine AK Partililerdir.
Demokratik Açılım sebebiyle onları hudut kapılarından içeriye alan, Diyarbakır mitinginde bunların bir nevi temsilcileriyle el ele boy gösterenler yine AK Partililerdir. Gün gibi ortada olan bu görüntülere ve açıklamalara rağmen, hâlâ muhalefeti suçlayan, yine onlardır. Doğrusunu isterseniz, muhabbet defterimizde yeri olanların yapmış oldukları yukarıda zikredilen açıklamalardan bizar olduk. Zira bunların bir kısmı Milli Görüş içinde yetişmiş, Adil Düzen’i bilen kişilerdir. Ama insanın siyasi freni tutmazsa, siyasal ve sosyal hadiselerde toslaması maalesef mümkün olabiliyor. Gönül isterdi ki, bu nevi açıklamaları, bu arkadaşlar reddetsin. Ama bugüne kadar böyle bir reddiyede bulunan olmadı.
Siyaset dürüst insanların ve vatanseverlerin yapabileceği iştir. Onun için tecrübe ister. Suçlama ve inkar siyasette değer kaybettirir.
Görülüyor ki zikredilen açıklamaları yapan onlar, bağıranlar da yine onlar. Her gün askerlerimizi şehit eden bu ideolojiye yönelik bu muhabbeti anlamakta zorlanıyoruz.
SON SÖZ: Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47) İSMAİL MÜFTÜOĞLU