“Ne hüzün vericidir ki, Türk Devrimi ve Atatürk İlkeleri karşıtları, yurttaşların din duygularını sömürerek siyasette kullanıp, Türkiye Cumhuriyeti’ni 70 yılı aşkın bir süreden beri bir “din devleti” haline dönüştürmek, hatta yıkmak için amansız bir çaba içindeler.

Yine hüzün vericidir ki, demokrasinin gereği olan yönetim yerine, yaşamın her alanında din kurallarını kullanarak Cumhuriyetçi demokrasiye büyük zarar veriyorlar.

Bunlar;

Ulus devlete karşıdırlar;

Ulusal birliğe karşıdırlar;

Özgürlüğe karşıdırlar;

Ulusal dile karşıdırlar;

Cumhuriyet’e karşıdırlar;

Ulusal egemenliğe karşıdırlar;

Ulusal eğitim ve öğretime karşıdırlar;

Ulusal birlik ve beraberliğe karşıdırlar;

Laik devlet düzenine karşıdırlar;

Bilime karşıdırlar;

Kişinin kendi aklını ve iradesini kendinin kullanmasına karşıdırlar.

Ama, bu karşıtlık ve düşmanlık, bu aymazların ve sapkınların kursaklarına kalacaktır.

‘Gelecek kimindir?’ diye sorarsanız;

Gelecek, vatanımızın kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Devrimci Atatürk’ün açtığı ve aydınlattığı yolu seçen ve bu yolda tutarlı ve kararlı biçimde yürüyen Mustafa Kemalistler’indir.

★★★

Yukarıda okuduğunuz satırlar, Merkezi Almanya’nın Köln kentinde olan Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu’nun Genel Başkanı Dursun Atılgan’a ait...

Federasyonun bastırdığı “Cumhuriyetimizin 100. Yılı Anısına Aydınlanma Yazıları” kitabının önsözünde bunları yazan Dursun Atılgan:

“Bu kitaptaki aydınlanma yazılarını kaleme almış olan Cumhuriyetimizin aydınlarına değerli katkılarından dolayı şükranlarımızı sunuyoruz” diyor.

50’den fazla yazarın önemli yazılarının bulunduğu 351 sayfalık kitapta benim de “Atatürk’ü sevmek ibadettir” başlıklı bir yazım yer alıyor.

*Avrupa-Atatürkçü Düşünce Dernekleri Yayınları. İletişim: (avrupa-add@email.de)  

Bunca deist nasıl yetişti?


Son yıllarda adaletten milli eğitime, siyasetten ekonomiye büyük yara aldık.

Dini siyasete sokarak en büyük zararı İslâm’a verdiler...

Yapılan anketler (gerçekten ciddi ve doğru yapıldıysa) gençler arasında deizmin yayıldığını, yeni yetişen kuşağın önemli bir bölümünün deist olduğunu gösteriyor.

Bildiğiniz gibi DEİZM, sadece Tanrı’ya ve onun yaratıcılığına inanmak, peygamberlerin getirdiği dinlere inanmamaktır. Bu konuda rahmetli din bilgini Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün “DEİZM” adında önemli bir kitabı vardır.

Peki, Türkiye’de bunca DEİST nasıl yetişti? Kim yetiştirdi onları?

İslâm dini referans verilerek yapılan (doğru veya yanlış, haksız ya da hukuksuz) bütün işlerin Allah’ın emriymiş gibi gösterilmesin aslında İslâm’a zarar verdiği, dinin temel değerlerdeki tahribatın büyüdüğü belirtiliyor.

Dini politikaya âlet eden, siyaseti camilere sokan, okullara imam gönderen iktidarın bunu ciddi biçimde düşünmesi ve “Biz nerede hata yapıyoruz?” demesi lâzım!

Kazak erkek nasıl olunur?


Adamın biri “Evlilikte kazak erkek nasıl olunur?” adlı kitabı okuduktan sonra, mutfakta yemek pişiren karısının yanına gidip, öğrendiklerini kazak erkek tavrıyla tekrarlar:

“Bana bak kadın!  Bundan böyle ben eve gelince her zaman kapıyı sen açacaksın. Sevdiğim en güzel yemekleri pişirip önüme koyacaksın. Sonra da oturduğum koltuğa şekersiz akşam kahvemi getirip, içmemi ayakta bekleyeceksin. Daha sonra banyoda beni mis kokulu şampuanlarla yıkayıp, arkasından şefkatli ellerinle okşaya okşaya kurulayacaksın...”

Kadın kendisini şaşışmış bir şekilde dinlerken adam sertçe sorar:

“Şimdi söyle bakalım, yarın beni kim yıkayacak?”

Kadın cevap verir:

“Mezarlıklar Müdürlüğü’nün imamı!”

GÜNÜN SÖZÜ

Fil çok büyüktür ama sivrisinekten korkar! Korkmayan canlı yoktur!