Sevgili okurlarım, giriştiğimiz Suriye macerasında olup biteni dikkatle izlemek hepimizin yurttaşlık görevidir.

Bu konuda ne hallere düştüğümüzü, başımıza neler geldiğini bilmek zorundayız.

Savaş zor iştir.

Haklı veya haksız, girişen ülkeleri hem maddi, hem de manevi açıdan yıpratır, zor durumda bırakabilir.

İşte karşımızda yine Ortadoğu bölgesinden somut bir örnek...

Bir maceraya girişip İran ve Kuveyt’e saldıran Irak Devlet Başkanı Saddam hem ülkesinin, hem de kendisinin başına bela açtı... Ve sonuçta idam edildi.

★★★

Burada Atatürk’ün ünlü sözü akıllara geliyor...

“Zorunlu olmadıkça, milletin hayatı tehlikeye girmedikçe savaştan kaçınılması gerekir. Savaş bir cinayettir.”

Doğrudur... Hayatı savaş meydanlarında geçen Atatürk, savaşı böyle değerlendirmişti.

Milli Mücadele’yi kazanıp bağımsızlığımızı elde etmiştik. Bazıları yeniden savaş istiyor, baskı yapmaya kalkışıyordu:

“Paşam savaşı kazandık, düşmanı denize döktük. Hazır bu sonucu almışken Selanik’e yürüyüp alalım!”

“Paşam Musul’u ele geçirelim...”

Atatürk bu gibi istemleri elinin tersiyle itti, reddetti, ülkemizi yeni maceralara sürüklemekten kaçındı.

Sadece Hatay’ı almanın altyapısını hazırladı ama bir kurşun bile atmadan, diplomasi yoluyla.

★★★

Bir de günümüzde yaşanan ve bire bir tanık olduğumuz olaylara bakın...

Hele ki Suriye olayına!

Bir yanda ABD, bir yanda Rusya...

Bunlar ikili oynuyor, tavşana kaç, tazıya tut politikası izliyor...

Her ikisi de bizimkileri başarıyla uyutuyor.

Kafalarında 40 tilki, hiçbirinin kuyruğu birbirine değmiyor.

Silindirin ezdiği gibi aralarında ezilen biz oluyoruz.

Bizi yönetenler de bu durumun farkında. Ama çare olarak buldukları tek şey ona buna sert çıkmak, posta koymak!

Karşı tarafın oyuncuları gülüyor.

★★★

Rusya’dan satın aldığımız S-400 füze savunma sistemi var.

Rusya’ya bu siparişin bedeli olan 2.5 milyar doları peşin, trink diye ödedik. Sistemin anahtarı Rusya’nın elinde ve ne yazık ki bu alışveriş hiçbir işimize yaramayacak. Rusya, Suriye meselesi çözülmedikçe sistemin kullanımına izin vermeyecek ama paraları çoktan cebe attı.

ABD’den satın almaya niyetlendiğimiz F-35 savaş uçakları vardı.

ABD bu siparişi durdurdu, iptal etti.

Her ikisinin de nedeni bizim Suriye olayı!

Dışarıdan sürekli olarak savaş aygıtları ve özel yapım mühimmat satın alıyoruz.

Paralar yabancılara, savaş aygıtları Suriye’ye gidiyor.

★★★

Giden paraları unutalım da, Suriye macerasında her gün yeni şehitler geliyor. Ana baba kuzularını her gün toprağa veriyoruz.

Bu işin sorumlusu kimlerdir, biliniyor ama bilinmiyor!

Peki bu olanların sorumlularından biri olsun acaba istifa etmeyi düşünür mü?

İşte bu sorunun yanıtı hepimiz tarafından biliniyor!

Olmaz!..

Adına istifa denilen kavram bizimkilerde asla yoktur.

Onların yaptığı, o klasik masalları düzenli olarak okuyup Türk Milleti’ne kendilerince gaz vermektir:

“Şu kadar (binlerce) düşman askerini etkisiz duruma getirdik, yüzlerce tanklarını ve toplarını imha ettik, şu kadar helikopterlerini düşürdük...”

Ve yine, hemen ardından okunan aynı masal:

“Şehitlerimizin intikamı alınacaktır... Kanları yerde kalmayacaktır.”

Aynı lafları her seferinde duymaktan bıktık artık yaaa!

★★★

Son şehitler olayı öncesinde Recep Bey ve ekibi sık sık açıklama yapıyordu:

“Suriye için A, B, C planlarımız var.”

Biri olmazsa öteki!

Peki şimdi, başımıza bu işler açıldıktan sonra o planlar nerede?

Ne yaptılar, (eğer var idiyse) hangisini devreye soktular?

Önemli olan planlar değil uygulamadır da, görünürde şehit cenazeleri dışında değişen hiçbir şey olmadı.

★★★

Sevgili okurlarım, başımızdaki Suriye belası öyle nutuk atılan ve kolayca çözülecek bir iş değil.

Olay çok ciddi...

İşin içinde dünyayı parmağında oynatan ABD ile Rusya var.

Ayrıca NATO, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, yani Avrupa Birliği var.

Bazen sırtımızı okşayıp poz atıyorlar, çoğu zaman da altımızı oyuyorlar.

Ama unutmayalım, kabahat onların değil. Onlar kendi oyunlarını oynuyor, kendi çıkarlarını savunuyor.

Kabahat, bir adım sonrasını bile düşünmeden bizi bu Ortadoğu bataklığına durup dururken sürükleyenlerde...

Bu iktidarda.

Saray ve ekibinde.