Neredeyse tüm oyuncuları formda, rüzgarı arkasına almış bir Fenerbahçe. Maça da iştahlı bir başlangıç. Fred’in rakip savunmayı kıran uzun topu, Szymanski’nin Tadic’e bırakışı, onun da birinci sınıf tek pasında İrfan Can’ı bitirişi. Şiir gibi bir gol. Oyun kontrolünü eline alan ancak gaz pedalına da yüklenmeyen bir Fenerbahçe. Buna rağmen Dzeko’nun kaçırdığı iki net fırsat. Bosnalı ilk yarıda dikkatli olsaydı, maç bu noktaya gelmezdi.
Markus Gisdol’ün gelişinden sonra bambaşka bir kimliğe büründü Samsunspor. Alman teknik adam oyunu kafasında iyi oynamış. Oyuncular da hiç panik yapmadı, özellikle ikinci yarıda dengeyi ciddi şekilde kurdu. Alim-Satka ve Bennasser’li geri üçlü sağlam durdu. Kısa süre önce Taylan’ın şutunu harika çıkaran Livakovic, 62’de Emre Kılınç’ın frikiğinde acemice bir gol yedi.
Bu gol yenmezdi. Bir anlık hata, pahalıya mal oldu. Ama asıl sürprizi İsmail Kartal yaptı. Maçın bitmesine 20 dakika varken bir anda Fenerbahçe’nin sahadaki en önemli hücum üçlüsünü kenara aldı. Tamam elinde formda bir yedek kulübesi var ama gol lazımken golcü çıkması, üstüne Tadic ve İrfan gibi iki hat kıran, pas arası yapan oyuncunun da kenara gelmesi fazla cüretkardı. Oyun aklından bireyselliğe geçiş doğal olarak yerini gereksiz paniğe ve doldur boşalta bıraktı. Topu alan bir şeyler yapmaya çalıştı. İsmail Kartal’ın ezbere değişiklik yerine sistemsel değişikliğe gitmesi daha doğru olurdu. Dzeko ve Batshuayi bal gibi de birlikte oynardı.
Fenerbahçe bu sezon hep makul yerlerde puan kayıpları yaşamıştı ilk kez sürpriz iki puan bıraktı. Üstelik rakibi Trabzon gibi bir deplasmana çıkarken.