'Faytona binme, atlar ölüyor' kampanyası nasıl ortaya çıktı? Kısa filmi nasıl hazırladınız? 'Bana Göz Kulak Ol' derneği olarak her yıl bazı farkındalık kampanyaları başlatıp, hayvanlarla ilgili birtakım konulara dikkat çekmeye çalışıyoruz. Derneğin adından da belli olacağı gibi amacımız; tür farkı gözetmeksizin haksızlığa uğrayan, acı çeken, hakları istismar edilen tüm hayvanların sesi olabilmek ve toplumda onlara karşı duyarlılık yaratmak. Sanatçılardan kurulu bir dernek olarak esas misyonumuz bu. Tanınırlığımızı kullanarak onların sesini duyurmak. Bundan evvel 'Yunuslara özgürlük', 'Bir kap su bir kap mama', 'Kürkünü çıkar vicdanını giy' gibi ses getiren birçok farkındalık projesi ürettik. Bu projelerin kısa filmleri, farkındalık bilboardları, fotoğraf sergileri, sosyal medya kampanyaları oldu. Hatta geçtiğimiz kış sevgili Aslıhan Karahan ile gerçek kürk karşıtı 60 parçalık dev bir defile gerçekleştirdik. Ve sıra geldi her yaz korkunç haber başlıkları altında yer bulan, fotoğraflarını gördüğümüzde vicdanımızı sızlatıp bizi insanlığımızdan utandıran fayton atlarının sesi olmaya. Bu uzun zamandır yapmak istediğimiz bir farkındalık projesi idi. Çünkü özellikle adalarda akıl almaz bir sömürü ve işkence sistemi ile çalıştırılıyor o atlar. 25 sene ömrü olan bir hayvanın o koşullarda en fazla 2 sene yaşaması ve sürekli ölenlerin yerine yenilerinin getirilmesi bu korkunç sistemi yeterince tarif ediyor. Fikri projelendirdikten sonra her zamanki gibi gönüllülük esasıyla çalışmayı kabul eden bir ekiple yola koyulduk. Bizim projelerimizde sanatçısından makyözüne kimse yaptığı işle ilgili herhangi bir kazanç sağlamaz ya da talepte bulunmaz. Herkes hayvanlar için tüm varlığını seferber eder. Ptot film ise bizim derneğimizin en önemli yol arkadaşı. Şimdiye kadar yaptığımız tüm farkındalık filminde Ptot film imzası vardır. 3 aylık bir toplantı ve çalışma sürecinden sonra çekime geçildi ve 'Faytona binme, atlar ölüyor' kampanyası için Çağatay Kaya yönetmenliğinde 2 şahane film çıkardık ortaya. İlki sevgili Melissa Şenolsun'un yer aldığı, Selçuk Yöntem'in ses verdiği film oldu. Film çok ses getirdi. Şu an change.org'da açtığımız imza kampanyası 140 bine ulaşmakta. İnsanların elektrikli fayton istemeleri sebebiyle İBB'nin telefonları susmak bilmedi. Filmin paylaşımı milyonlara ulaştı. Fakat bu kadarla kalmayacak. Melis Birkan, Aslı Tandoğan, Ayça Varlıer ve Özge Özder'in yer aldığı Levent Üzümcü tarafından seslendirilecek olan ikinci film var sırada. Öyle kolay susmayacağız. 6-hayvanlar3 'ADALAR'DAN RADİKAL BİR HAREKET BEKLİYORUZ' Filmin ardından yetkililerden size bir dönüş oldu mu? Hayır. Öyle beklentimiz de yok zaten. Bizler sanatçıyız, bizim muhatabımız toplum. Onlarla elele vererek daha iyi bir dünya için bir şeyler yapmak amacındayız. Ama görüşme ya da danışma için derneğimize bir teklif gelirse yetkililerden neden görüşmeyelim. Kulaklarını kapamak isteyenler kapatıyor, ama vicdanı olan ve sesimizi duymak isteyen ise bir şekilde duyuyor. Örneğin Adana Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü bu kampanyanın hemen ardına büyük bir duyarlılık örneği gösterdi ve atlı faytonları yasakladığını açıklayarak elektrikli faytonla şehir turu yaptı. Ama bunun yanında en büyük zulüm yuvası olan Adalar'dan hiç ses yok. Ve yeni aldığımız bir habere göre ne yazık ki İzmir Büyükşehir Belediyesi isteyenin evine fayton göndererek Kordon turu düzenleyen bir fayton çağrı merkezi oluşturmuş. Bunca tepkinin ardından vicdanlarımız Adana Büyükşehir Belediyesi'ni alkışlarken İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni kınadı elbette. Adalar ise yıllardır tüm vicdan sahipleri ve hayvanseverler açısından utanç verici. Özellikle Büyükada'da denizin dibi ve ormanın derinlikleri at cesetleri ile dolu. Adalar'dan radikal bir hareket ve cevap bekliyoruz. Bu işkence sistemi bizim gibi vicdanlı, inançlı ve "Yaradılanı severim yaradandan ötürü" diyen bir topluma hiç yakışmıyor. Yıllardır gündemde olan bu konu hâlâ çözülebilmiş değil, sizin çözüm öneriniz nedir? Faytonculara da iş istihdamı sağlayarak adaların ekolojik sistemine uygun elektrikli faytonların devreye girmesini istiyoruz. Oradaki dokuyu zedelemeden yine çok nostaljik biçimde ulaşımı sağlamak mümkün. Eğer yılların İstiklal Caddesi'ni tramvaysız içimize sindiriyorsak, oranın en büyük turistik simgesi olan tramvay kalkabildiyse, bir vicdan meselesi haline gelen atlı faytonlarda pekala kaldırılabilir. Sadece faytonculara yönelik değil, faytona binenlere yönelik de bir şeyler söylemek ister misiniz? Faytona binmesinler çünkü atlar ölüyor. Daha ötesi var mı? Bir deri bir kemik halde sizi korkunç bir sıcakta yokuş yukarı, bacakları titreyerek taşımaya çalışan, bu uğurda kırbaçlanan, yerlere yığılan bir fayton atı ile yolculuğunun romantik ya da nostaljik bir tarafını da bulamıyoruz açıkçası. Bana Göz Kulak Ol derneği nasıl kuruldu? 2013 yılında Özge Özder'in öncülüğünde, üçümüzün güçbirliği ile kuruldu. Şimdi ise 50'nin üstünde tanınan oyuncu ve isim tarafından desteklenen dev bir dernek haline geldik. Gücümüzü ise birliğimizden alıyoruz. İşleyişimizin mantığı, tanınırlığımızın güçlerini birleştirmek ve gündem oluşturmak. GÖZ KULAK OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ Bugüne kadar yapılan kampanyalar nasıl bir etki yarattı? Toplumda farkındalık yaratmak dışında özellikle yurt dışındaki önemli STK'lardan çok fazla tebrik alıyoruz. Bunun yanı sıra ülkemizde hayvan hakları konusunda önde gelen birçok topluluğa da ilham verdiğimizi apaçık görüyoruz. Ve bu bizi çok sevindiriyor. Çünkü ülkemizde ki hayvan hakları söylemlerinin üslubu ile ilgili büyük bir sıkıntı vardı. 6-hayvan2 Yunuslarla ve atlarla ilgili şu ana kadar yaptığınız kampanyalar ses getirdi. Bundan sonrası için eğileceğiniz temel sorunlar neler olacak? Derneğimiz, varlığını sürdürdüğü sürece tüm dilsiz dostlarımızın sesi olmaya ve daha duyarlı bir yaşam için onlara göz kulak olmaya devam edecek. Lütfen kampanyamıza imza versinler ya da belediyelerine telefonla şikayetlerini belirtsinler. Bizden maddi manevi desteklerini esirgemesinler, farkındalık filmlerimizi izleyip paylaşsınlar. Bizi takip edip destelemek için tüm sosyal medya hesaplarımızı takibe alsınlar. Çünkü birlikte daha güçlüyüz.