Yazları ailece Büyükada'daki evinde yaşayan Ediz Hun, kapılarını Sözcü'ye açtı ve hayatını anlattığı kitabının gelecek yılın bahar aylarında piyasaya çıkacağını söyledi. Hun, anılarını anlatırken, evindeki tam 84 yıllık en özel fotoğrafını da bizimle paylaştı. Ünlü aktör, Atatürk 'le annesi Neşvet Hanım'ın fotoğrafını, çekildiği günü, ayrıntılarını da açıkladı. İşte, Hun'un film ve fotoğraf arşivleriyle kaktüs koleksiyonunun da yer aldığı Büyükada'daki evde konuştuklarımız. Önce bu evin geçmişini öğrenelim... Bu evin alınmasında en büyük rolü kıymetli anneciğim oynamıştır. Baba evimiz Büyükada sırtlarında Tepeköy'deydi. Annem denize girmek için bu evin olduğu bölgeye gelirdi. Babam Adnan Bey Kafkas kökenlidir, Annem Neşvet Hanım ise beyaz tenli mavi gözlüydü, Rumeliliydi. İkisi de denizi çok severlerdi. edizhun Bu ev nasıl alındı? 1970 yılıydı. Annemle onun çok sevdiği bu bölgeye gelmiştik. O denize girdi, güneşlendi. Bu arada 'Ediz, bak bu arsa satılıkmış' dedi bana. Tepeköy'deki evden kıyıya inip çıkması onu da babamı da zorluyordu. Ben hemen araştırdım ve annemin çok sevdiği deniz kıyısındaki bu bölgede ev yaptırmak amacıyla bu arsayı satın aldım. 48 yıl geçmiş üzerinden. 1971'de projeyi yaptırdım, 1973 yılına kadar evin inşaatı tamamlandı. 1974 yazında hep birlikte bu evde oturmaya başladık. 42 yıldır burada oturuyoruz. Artık babam ve annem yok ama hatıralarım var. Bu ev hayatımın en güzel anılarını barındırıyor, beni hayata bağlıyor. Kışları İstanbul'da yazları da ailece Büyükada'da bu evdeyiz. HAYATINI ANLATTIĞI KİTAP YOLDA Hayatınızı bir kitapta toplamaya karar verdiniz... Destek Yayınevi'yle anlaştık ve çalışmalara başladık. Bir aksilik olmazsa 2019 yılının bahar aylarında hayatımı anlattığım kitabı tüm sevenlerim okuyabilecek. Tabii içinde hem özel hayatım hem sinema hayatım olacak. Fotoğraflarım, çektiğim 130 filmden özel kareler eşliğinde anılarım yer alacak. edizhun3 Ediz Bey, evdeki en özel fotoğrafı ve bu en özel anıyı sizden dinlemek isteriz. 1908 doğumlu ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin ilk hanım mezunlarından olan annem Neşvet Hanım'la Atatürk'ün fotoğrafı evimin en özel hatırasıdır. 84 yıllık bu özel fotoğraf 1934 yılında İzmir'de, İzmir Kız Lisesi'nde çekilmiş. O dönemde annem, lisede edebiyat ve felsefe öğretmeni olarak görev yapıyor. Bir gün Büyük Atatürk, muhteşem bir sürpriz yaparak İzmir Kız Lisesi'ne gelince, annem kendisini yakından görmek, elini sıkmak şerefine erişiyor. Atatürk, okulun şeref defterini imzalarken, yanlarında dönemin Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı) Hasan Ali Yücel ve İzmir Valisi Kazım Dirik Paşa yer alıyor. Bu fotoğraf benim için çok özeldir. Anneniz o günle ilgili neler anlatırdı? Atatürk okula gelince annem inanılmaz heyecanlandığını söylerdi. Annem beyaz tenli mavi gözlü olduğu için, okul müdürü tarafından fotoğrafta bulunması için Atatürk'ün yanına alınmış. Bakışlarının ve konuşmalarının çok etkili olduğunu söylerdi annem. O yıllarda İstanbul'da Kalamış Belvü Gazinosu'na sık gidermiş Atatürk. Dans edermiş, halkın arasına karışıp sohbetler edermiş. 1936'da evlenen annemle babam, Cihangir'e yerleşmişler. Elektrik idaresinde mühendis olarak çalışan babam anlatırdı, Atatürk öldüğü zaman Üsküdar'da ağlayanların feryadı Cihangir'den duyulurmuş. edizhun2 TOPLUM OLARAK HAFIZAMIZ SAĞLAM DEĞİL Hazırlanan kitabınızla Yeşilçam'ı da anlatacaksınız. Toplum olarak hafizamız pek sağlam değil, çabuk unutuyoruz. Neriman Köksal ve Orhan Günşiray'ın oynadığı Fosforlu Cevriye filmleri bir dönemin efsanesiydi. O filmi defalarca izlediğimi hatırlıyorum. Şimdi ne yazık ki gençler bu oyuncuları tanımıyor. Bu çok acı. Hatırlatmak gerekiyor... Elbette... Zaten Yeşilçam döneminden günümüze ulaşan çok az sayıda sanatçı kaldı. Yaşı 70'i ve 80'i geçen bu sanatçıları toplasanız sayıları 30'u geçmez. Onlara sahip çıkmak gerekir. Bazıları hem sağlık hem ekonomik bakımdan zor durumdalar. Keşke hükümet onlara sahip çıksa, nohut oda bakla sofa cinsinden bile olsa birer daire verse, onları mutlu etse.
edizhun6 Ediz Hun ile eşi Berna Hun.
Siz bir dönem siyasetin içinde oldunuz... 1991- 93 yıllarında Çevre Bakanı Doğancan Akyürek'in başdanışmanı olarak görev yaptım. 1999'da ANAP'tan İstanbul Milletvekili seçilerek Meclis'e girdim. Çevre Komisyonu Başkanlığı görevinde bulundum. İki yıla yakın İstanbul İl Çevre Müdürü olarak çalıştım. SAĞLIĞIM YERİNDE VE FORMDAYIM Çok donanımlı bir aktörsünüz... Olması gereken budur. İngilizce, Almanca ve Norveç dilini biliyorum, biyoloğum, aktörüm, çeyrek asır basım sanayindeydim, matbaacılık yaptım. Ama her şeyden önemlisi çok şükür sağlığım yerinde ve formdayım. Keşke kamera önünde olsanız, filmlerinizi, dizilerinizi izleyebilsek... Amerika'da Al Pacino, Robert De Niro benim yaşımdadır. Clint Eastwood ve Robert Redford benden büyüktür. Hepsi çalışıyor. Alain Delon ve Jean Paul Belmondo 80 yaşın üzerindeler ve hala teklif alıyorlar. Sinema hayatı anlatır ve her yaşta aktör ya da aktris kamera önüne geçmeli. Bizde durum farklı. Belli bir yaş eşiğini atlayan oyuncu ya baba ya anne ya da teyze amca oluyor. Ona da razıyız ama canlandırdığınız karakter önemli. Bizdeki oyunculuk anlayışı farklı. 1963'te başladım sinemaya ve 55 yıldır Ediz Hun'um. edizhun5 HER SEÇİMDE TEKLİFLER GELİYOR Önümüzde yerel seçimler var, belediye başkan adaylığını düşünür müsünüz? Her seçimde bana teklifler geliyor. Ancak siz de beni yıllardır tanıdığınız için bilirsiniz, bir görevi üstlenirsem kendimi hırpalama pahasına çalışırım, didinirim. 12 yıldan bu yana Okan Üniversitesi'nde Çevre ve Ekoloji derslerine giriyorum. Ayrıca Türk Sinema Tarihi konusunda dersler de veriyorum. Ciddi bir teklif gelirse memlekete hizmet için görüşürüm elbette. Evin en üst katındaki kaktüs koleksiyonunuz ne durumda? Her insanın mutlaka bir hobisi olmalıdır. Kaktüs de benim en büyük hobilerimdendir. Büyükada'daki bu evin en üst katındaki camekanda sayıları 4 bine ulaşan kaktüslerim var. Dünyanın her tarafından kaktüsüm bulunuyor koleksiyonumda.